Mübarek On Bir Aylar (da) Mübarek Olsun!
Mübarek Ramazan Ayı ve Bayramı hayırlısıyla gelip geçti…
Mübarek aydaki iki yazımın sonunda demiştim ki; KUR’AN AYI RAMAZAN MÜBAREK VE KUR’AN NİZAMINA VESİLE OLSUN... Şimdi de diyorum ki; Mübarek On Bir Ayınız Mübarek ve Kur’an Nizamına Vesile Olsun…
Ne demek istediğimi daha açık ve net bir şekilde belki bir gün yazarım ama şimdilik şu kadarla iktifa edeyim. 18 (onsekiz) yıldır her gün KUR’AN VE İLİM çalışması yaptığım çalışma arkadaşım Dr. M. Lütfi Hocaoğlu ile her Mübarek Ramazan Ayı sonunda birbirimize şu hatırlatmayı yaparız; ‘MÜBAREK ON BİR AYLAR MÜBAREK OLSUN…’
Tekraren hatırlatıyor ve diyorum ki; bu sene bu hatırlatmamıza şunu ilave etmiş olalım: Mübarek On Bir Ayınız Mübarek ve Kur’an Nizamına Vesile Olsun…
Evet, bir gün bu konuda bazı detaylar yazmalıyım dedim ama aslında neredeyse her yazımda bu detayları hatırlatmaya gayret ediyorum… Bugünkü (29.06.2017) “Mübarek On Bir Aylar” başlıklı köşe yazısında, gazetemiz yazarlarından Abdülaziz Kıranşal da güzel hatırlatmalar yapmış ve yazısını şu cümleyle noktalamış: “Müslüman, Ramazan’dan sonra da bu amellerini zayi etmeden muhafaza edebilirse, geriye kalan on bir ayı da, ömrünün tamamı da mübarek olacaktır.” (Yazının tamamı okunmalı; http://www.milligazete.com.tr/mubarek_on_bir_aylar__/abdulaziz_kiransal/kose_yazisi/35051)
***
Araya bayram haftası ve ilanlar girdi, önceki yazım 11 gün önce yayımlanabildi. Her vesileyle günlük ve haftalık KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızdan söz ediyorum. 24 haftalık İsra Suresi çalışmamızı Mübarek Kur’an Ayı Ramazan sonunda tamamlamıştık. Önceki yazımda o çalışmamızdan aktardıklarımın ‘Devamı Var’ demiştim. İsra 111. ayet ile bitirelim: ‘“Çocuk edinmeyen, hâkimiyette ortağı bulunmayan, acizlikten dolayı bir dosta da ihtiyacı olmayan Allah’a hamd olsun” de ve tekbir getirerek O’nun şanını yücelt.’ (17/111)
‘Yani insanlık etrafında toplanıp ulusları Sermaye’nin baronlarının yönettiği bir dünya yerine, şeriatın hakemlerinin yönettiği bir dünyanın kurulması için çalışacağız. Türk milletini diğer milletlerin üstüne çıkarmaya değil, diğer milletlerle tüm insanlığı birleştirmeye çalışacağız. Devletimiz olacak, ulusumuz olacak ama ne kimse bizden üstün olacak ne de biz kimseden üstün olacağız. Birlikte halifesi olduğumuz Rabbimize yürüyeceğiz. / Biz iyi işi kim yaparsa onun yanındayız… Olağanüstü hali (OHAL) tasvip etmiyoruz. Adil yargı kuralım, hakemlerden oluşmuş yargı kuralım. Adil yargının mahkûm ettiği kimselere biz değil onlar ceza versinler. İnfazda insafsız olalım. Ama yargılamada insafsızlık zulümdür diyoruz, tasvip etmiyoruz. Onların yaptıklarına karşı bir girişimde bulunmuyor, Allah’la baş başa bırakıyoruz...
‘Ve onlara de ki; ben size muhalif değilim, ben yıkıcı değil yapıcıyım. Ne siyasi iktidarınızın ne de ekonomik varlığınızın yok olmasını istiyorum. / Sadece size diyorum ki; bizi serbest bırakın, kendi kooperatifimizde kendimiz istediğimiz gibi yaşayalım. Semtler ve bucaklar oluşsun, herkes kendi semtinde, kendi bucağında istediği gibi yaşasın. Onlar üretsin ve onlar tüketsin, siz alıp satın, mübadeleyi gerçekleştirin. Ordularınız olsun, dünyanın güvenliğini sağlayın. Biz kooperatifler olarak sizden sadece bunu istiyoruz. / Bizi rahat bırakın.
“Elhamdülillah” yani “Hamd Allah’ındır” demek ne demektir?
Karşılıklı olarak biz size vergi veririz; siz de buna karşılık bizi korur, iç ve dış güvenliğimizi sağlarsınız, alt yapıyı yapar kullandırırsınız. Para çıkarır, semt ve bucaklar arası ekonomik ilişkiyi sağlarsınız. / Ama biz size hükmetmeyiz, siz de bize hükmetmeyiniz. Barış içinde birlikte yaşayalım. Hepimiz Allah’ın, topluluğun fertleriyiz, görevlerimiz farklı ama varlığımız eşit. / Bu söz tüm demokrasiyi ve ekonomiyi içermektedir.
“Hamd Allah’ındır” demek, emek dışı bütün değerlerin karşılığıdır, eşitlik içinde bölüşürüz demektir.
“Hamd Allah’ındır” demek, biz insanlar eşitiz, işbölümü içinde çalışır birlikte yaşarız demektir.’ Tekraren; ‘MÜBAREK ON BİR AYLAR MÜBAREK OLSUN…’