Hayat kitabı Kur’an hayata nasıl uygulanacak?
Bugünlerde “TRT Kur’an’ı Güzel Okuma Yarışması” yapılıyor ve DİB Prof. Dr. Mehmet Görmez bile bu yapılana itiraz ediyor (ve diyor ki: “Son zamanlarda bir yarışma programı çıkarıldı biliyorsunuz. Sadece şunu söylerim. Kuran ses yarışmalarının güftesi olarak kullanılacak bir kitap değildir. Kur’an bir hayat kitabıdır. Hem de en müstakim yola, en salam yola sizi götürmek için nazil olmuş bir kitaptır.”) ya; bu vesileyle, hemşerim merhum Bilge Bosna Başkanı Aliya İzzetbegoviç’in sözünü hatırladım: “Müslümanlar, Kur’an hayata nasıl uygulanacak sorusundan kaçmak için Kur’an’ın nasıl okunması gerektiği hususunda geniş bir ilim ürettiler.” ALİYA İZZETBEGOVİÇ
“Kur’an bir hayat kitabıdır” diyen bir başkan…
“Kur’an hayata nasıl uygulanacak sorusundan kaçmak için…” diyen bir başkan…
Bu konuda yazılacak çok şey var ve yazanlar yazdı… Bizim yarım yüzyıllık uygulamalı “KUR’AN VE İLİM” çalışmalarımızı bu köşenin müdavimleri iyi bilirler. Bugün, bu çalışmalarımıza geçen haftadan (918. hafta) tevafuk eden bir bölümü sunmuş olacağım…
24 haftadan beri üzerinde durduğumuz İsra Suresi çalışmamız geçen hafta hitama erdi. Kur’an’ın hayata nasıl uygulanacağı sorusunun cevabı da olan bu bölümü sunuyorum…
‘Şimdi Kur’an düzeni yani Adil Düzen çalışanlarının yapacakları iş vardır.
Her köyde ve her sokakta Adil Düzen çalışanı bulunacaktır. Eğer bu çalışmayı yapan kimse yoksa, o zaman o sokakta oturanların hepsine bu çalışmayı başlatmak farzdır. Kişi bir arkadaş arayacak, bulacak ve birlikte Kur’an yani Adil Düzen çalışmalarına başlayacaklardır.
Önce evlere sıra ile gidecek ve bir araya geleceklerdir. Her akşam yatsıya kadar toplanacak ve Kur’an seminerlerini yapmaya başlayacaklardır.
On kişiye yakın olduktan sonra, imkânı olan kimse bir odasını mescit olarak tahsis edip orada her akşam toplanacaklar, kadınlar ve çocuklar da bu toplantılara katılacaklardır. Böylece Kur’an düzenini yani “Adil Düzen”i öğrenmiş olacaklardır.
On aile olduktan sonra bir Hizmet Dayanışma Kooperatifi kuracaklardır. Eğer sokakta veya köyde bir bakkal varsa ve o bakkal “Adil Düzen”e göre bakkalı çalıştırmayı kabul ediyorsa, onun bakkalını “Adil Düzen”e göre çalışan bakkala çevireceklerdir. İki bakkal varsa, ikisi de kabul ediyorsa, bunları “Adil Düzen”e göre ortak edip tek bakkala çevireceklerdir.
Bundan sonra köyde bir de üretilenleri satın alan dükkân açacaklardır. Kim mal getirirse onun malını satın alacak ve bakkal gibi pazarlayacaklardır. Bunları genel olarak “Adil Düzen” ve özel olarak da “Adil Ekonomik Düzen” derslerinden öğreneceklerdir.
Bundan sonra kooperatif “semt bonosu”nu çıkaracak ve artık bağımsız ekonomiye geçecektir. Köyde veya sokakta bir işyeri kurulacaktır. Dışarıda iş bulamayanlar burada devamlı iş bulacaklardır. Böylece her köy ve semtte “Adil Düzen”e geçilmiş olur.
Bundan sonra “Yüz Lojmanlı İşyeri Siteleri” kuracaksınız. Bunlar ya köylerde her biri birer dönüm arsa üzerinde oturan birer ahşap site evlerinden oluşacak yahut şehir kenarlarında on katlı yüz lojmanlı apartmanlar olacaktır. Bu uygulamanın her biri mikro uygulamadır. Bu şekilde halk kendi kendine organize olduktan sonra makroya geçilecektir.
Önce bucaklar kurulacak. Katılan bucaklar merkez il ve ilçe bucaklarını kuracak, sonra katılan iller ülke merkez il bucaklarını kuracaklardır. Sonra da insanlık merkezi bucağı kurulacaktır. Böylece insanlık seviyesinde bir asır içinde “Adil Düzen”e geçilecektir...
Hedefleri iyi tespit edip iyi bileceğiz, iyi planlayacağız, ondan sonraki her şeyi zamana bırakacağız; Allah ne zaman isterse o zaman olacak...’
Evet, yakın geçmişte “Kur’an hayata nasıl uygulanacak sorusundan kaçmak için…” diyen bir başkan… Bugünlerde bir vesileyle “Kur’an bir hayat kitabıdır” diyen bir başkan… Ve bizim yarım yüzyıllık “KUR’AN VE İLİM” çalışmalarımızın geçen haftasına tevafuk eden, yukarıda aktardığım bölüm… Ramazan vesilesiyle bir kere daha hatırlatmış olayım; KUR’AN AYI RAMAZAN MÜBAREK VE KUR’AN NİZAMINA VESİLE OLSUN.