Aile, kredi, üretim, bölüşüm ve yine ‘para’
Bugünkü yazım, dünkü “Çalışanlar, çalışmayanlar, destekleyenler ve üretenler” başlıklı yazımın devamı mahiyetindedir, “Adil Ekonomik Düzen Dersleri” mahiyetindedir.
Bugün önce “aile ve bölüşme konusu” üzerinde duracağız, “kredilerin nasıl dağıtılacağı” meselesini yazacağız, “üretilen ürünlerin bölüşülmesi” meselesinin bazı detaylarını anlatacağız. Nihayetinde tarım, sanayi, inşaat sektörü ile ticari işletmelerin konumu ve “para” konulu yazılarımın devamı mahiyetinde minik bir bölüm var.
Bir de Başbakan’a ‘Geçmiş olsun’ dileğimiz…
Aile evliliğe dayanır. Evlilik emek üretme birliğidir. Anne hizmet yapar, baba nafaka temin eder. Aileye genel hizmet ve özel hizmet verilir. Aileler kamu görevinden yararlanırlar. Aileye doğrudan üründen pay verilmez. Üründen pay ailede nafaka sorumlusuna verilir.
Sipariş Kredisi: Aile sorumlusuna sipariş kredisi verilir. Bu kredi ailede yaşayanlar sayısıncadır. Yılbaşında sipariş kredisi verilir. Hafta hafta siparişlerini teslim alıp yaşarlar. Ödeme aile sorumlusu tarafından yapılır.
Çalışma Kredisi: Kadın erkek her çalışana çalışma kredisi verilir. Üretimde çalışanlar ürettikleri nispette paylarını alırlar, destekte çalışanlar sorumluluklarına göre ortak üretimden paylarını alırlar. Sonra kredilerini kapatırlar. İstedikleri işletmelerde çalışırlar, işletme borçlanır, onlar paylarını almış olur.
Ham Madde Kredisi: Çalışana ham madde kredisi de verilir. Bu krediyi çalıştırdığı işletmeye kullandırır. İşletme ham madde alır veya sipariş verir. Bu krediyle bedeli ödenir. Ham madde kredisi kadına verilmez, erkeğe verilir. Aile fertleri sayısınca verilir. Faizsiz olan bu kredinin getirisi böylece aileye aktarılmış olur.
Kredinin Kapatılması: Kredi ürün satılınca kapatılır, faizsizdir. Sadece kredisi düşürülür. Cari değerlerle ve sadece hakemler kararı ile kredi kadar ürünün kısmına el konabilir. Bunun dışında hiçbir suretle icra konamaz.
Elde edilen ürün üçe bölünecek ve üreticiler, destekleyenler, çalışmayanlara bölüştürülecektir. Çalışmayanların payı çalışanların yarısı kadar olacaktır. Üretenlerin payı beşte ikidir. Bu payı çalışan üreticiler almaktadır. Yani emeğin payı yüzde 40’tır.
1- Tarımda su, ilaç, gübre gibi girdiler ve ortak tarım makineleri kamuca karşılanmakta, buna karşılık ürünün beşte biri alınmaktadır. Tarım alanlarında yan sanayi kurulmakta, tarım çalışanlarının boş zamanları burada değerlendirilmektedir. 2- Sanayi üretimi en kolay üretimdir. Genel Hizmet’ten en çok sanayi sektörü yararlanmakta, bunun için de beşte bir ayrılmaktadır. Sanayi üretiminde planlama yoktur. Fiyatlar stoklarla belirlenir. Arz ve talep kanunları burada çalışır. 3- İnşaat üretiminde sanayi üretiminde olduğu gibi arz ve talep kanunları çalışmaz. İnşaat ürünleri yer değiştiremez, hemen arz edilemez, parça parça alınamaz, planlama zorunludur. İhale yüzdesiyle arz ve talep korunur. İşçi bulana malzemesiyle birlikte kredi verilir. Hisse senetleri satılabilir. Yararlanma ve işletme mülkiyetleri ayrı ayrıdır. 4- Ticari işletmeler üretilen ürünleri üreticiden tüketiciye ulaştıran işletmelerdir. Ucuz alıp pahalı satmaya dayanan mekanizmadır. Mal kazanılmalıdır. Para kazanılmalıdır. Siparişle satılır, veresiye satılmaz. Kâr, zarar karşılığıdır. Sermaye vergisi alınır, kârdan vergi alınmaz. a) Tüccara “Buğday Parası” verilir. Yılda yüzde 2,5 vergi alınır. Vergiyi mal olarak da ödeyebilir. b) Malzeme satıcısına “Demir Parası” kredi olarak verilir. Yüzde 2,5 vergi alınır. Sanayi mallarını alıp satar. c) Komisyonculara “Toprak Parası” kredi olarak verilir. Komisyoncular taşınmazları alırlar ve satarlar. Vergi alınmaz. Komisyon parasını devlet enflasyon yaparak kapatır. d) Tüccar diğer senetleri rehin bırakarak “Altın Parası”nı kredi olarak alabilir.
*
GEÇMİŞ OLSUN: Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı birkaç gece üst üste rüyamda görünce, ‘Hayırdır inşaallah!’ dedim; meğer o günlerden birinde ameliyat olmuş, ‘medya’ bile haberdar olamamış! ‘Geçmiş olsun’ diyor, Allah’tan acil şifalar diliyorum…