Özer Ataç
Sahib
21.10.2024
308 Okunma, 0 Yorum

Sahib (*)

 

Özü:  Bir kurtarıcı gelmeyecek, sahibimiz biziz. Biz, bize ancak nezaret ederiz.  Ortak kaynaklı özümüzü,  ortak akılla buluşturmalıyız. Devletimiz üzerindeki  kayıtsız hakimiyet ve egemenliğimizin imkanlarını,  geleceğin zeminini oluşturan çocuklarımız için  yeni bir vizyonla seferber etmeliyiz.

*

“…Çocuklarınızı sera bitkisi gibi yetiştirmeyin; böyle yaparsanız,  yokluğunuzda ya da etkisizleştiğinizde onları  koruduğunuz  tüm birikmiş acılarla baş başa bırakırsınız. “

Bu alıntıyı yıllar önce İran Devrimi’nin sıcak dönemlerinde Murtaza Mutahhari’nin Hazreti Ali’nin “Erdemli Toplum” değinilerini işleyen makalesinde  okumuştum.

*

Şu ara çok yakınıyoruz: Özellikle sayısı ön görülmeyen şekilde katlanmış   milyonlarca insanın,  palyatif makyajlı büyük şehirlerde    oluşturduğu   hoyrat, aklı gitmiş, güvencesiz  belirsizliğinde.  

Yakınmalarımız,  yerli ağıtlarımızı çoktan aştı.  

Bu karabasan siklon, yeni değil; dalga dalga beliriyor. Şimdilerde olduğu gibi geçmiş yıllarda da vardı.

*

 

Genç kuşakta olumsuzluk “yeni mamul” gibi görülüyor. Oysa sürekli suret ve  miktar değiştiriyor.

Diğer yaş almış kesim ise bedensel zafiyetin karamsarlığı ile eskiyi daha yaşanılır buluyor.

Doğrudur;  insan,  temas ettikleri merkezinde yargılar.

*

Gürültü,  kapımızın önünde, önünden geçtiğimiz iş yerinde veya  yaşadığımız evin üst katından  geldiğinde,  bizleri rahatsız eder;  giderek sinirlerimizi bozar.  

Bu ölçüsüzlük yaygınlaştığında,  insani duygularımız silinmeye, akli melekelerimiz  karşı tepkilere  yönelir.

*     

Toplumumuz şimdilerde ancak sanal boyutta görebileceğimiz   “gürültüye”,   bizleri yaşamdan soğutacak   miktarda maruz kalıyor.

 

Toplumsal kutuplaşma,  

silinen bireysellik,

hormonlanan devlet,

milli paranın “çukur” seyri, enflasyon;  

devlet memurluğunu AB vatandaşı gibi gören milyonlarca genç;  

kamuda atalet yığımı,..

Olumsuzlukları saymanın hiçbir yararı yok.

*

Olumsuzlukları nasıl azaltıp, kontrol edeceğiz; hepimiz, bütün millet buna kafa yormalı.

Yani ne ağıt,  ne de  hamasiyat; illa çözüm!.

Çözüme odaklanmak, tüm olumsuzluklara, kötülüklere galip gelmenin tek yoludur.

Biliyorsunuz, futbolda sükseli paslar vererek, çalım atarak, top sektirerek gol atılmaz; galibiyete  erişilmez.

Kale  yerinde duruyor; file,   gol ile  dalgalanmayı bekliyor.

*

12 Eylül öncesi ve sonrasını yaşamış nesil, o dönemdeki devlet yönetiminin, sosyal düzenin, kamu hizmetinin hiç te özlenecek değerde olmadığını bilir.

Fakat, şu anda duyumsadıklarımız, doğal olarak anıların önüne geçiyor.

Millet toplumsal olumsuzlukların çözümünü,  kendi iradesini kendinden hiçbir zaman ayırmayarak bulacağına inanmalı.

Toplumsal olumsuzlukların sebebi “tahtaya kalkan” siyasiler değil.

Öteden buyana toplumun yaşadığı olumsuzlukların  sebebi,  kamusal gücün tek sahibi  olduğuna yabancılaşan,  hazineden “ikramları”  hizmet gören,   hamasiyata  teslim olan, nitelikli eğitimi çölde su bilen vatandaştır.

*

Peki nesiller boyu aynı sıkıntıları neden yaşıyoruz.

Neden yetersizliği , çaresizliği,  vekalet istismarını, “güdülmeyi”,  miras olarak sırtımızda taşıyoruz.  …

Çünkü çözüme odaklanmıyoruz;

“çalımcıları”, “pasçıları”,  “golcülere” tercih ediyoruz.

 

*

Hadi bir iki nesil aynı sıkıntıları çekti.  Peki, bu tecrübeler neden dinamik bilgiye dönüşmüyor!?

Neden,   olumsuzlukların çaresizliğine teslim oluyoruz.

Neden olumsuzluklar,  milletin  “kayıtsız şartsız devlet  hakimiyetine” rağmen,  yoluna girmiyor?!

Acıya mı aşığız; ağıt kültürümüz bu acıları mı  mumyalıyor?

Acı tutkusu  insanlığa hangi bakteriyle sirayet etmiş; onu bezgin, korkak hale getirmiş. (1)

*

Çözümün önünde en büyük engel, milletin  pasifleşen iradesidir.

Bu pasiflikle her dönemin temeli olan çocuklarımızı;

aklı hür, vicdanı hür kulvarlara ulaştırmadık;

çocukların   aklını,  vicdanlarıyla   buluşturamadık;  

sorgulama yeteneklerini kısırlaştırdık.    

 

Millet, sahibi olduğu devleti ve kamusal gücü,  iradesiyle sürekli elinde tutmanın yöntemini bulamadı;  sahipliğini  elinden bıraktı;  geleceğin sahipleri olan çocuklarını,  yaygın temel bilimsel öğrenme, uygulama  eğitiminden mahrum etti.

   

Millet, elinde bulunan “tapuyu”, pasifleştirici vekâlet sistemine devir etti.(2)

 

Şimdi insanın ham maddesi olan Karbon çağını, Silisyum elementinin öznesi , Yapay   Zeka’ya   devretme aşamasındayız.(3)

 

Karbondan mamül biyo-hedonist, istismarcı yıkımlar çağının sonuna geldik.

Karbonun öznesi olan insan, evrensel devinimin kaynağı Ruh’un,  insandaki sirayet miktarı olan vicdan ile buluşamadı.(4)

İnsanın vicdansız aklın öncülüğünde inşa ettiği medeniyetler, bu yüzden  hazcılığa tutkun,   yıkıma mecbur kaldı. İnsanlık bu  yüzden hem türüne,  doğaya,  düşmanlığı terk etmedi.

 

*

Silisyum çağının eşiğinde, son fırsat sorusu:

Bireyler yetersiz koşulların kırılganlığı içinde evlendiklerinde huzuru mutluluğu yaşam koşulları sebebiyle bulamıyor. Yanı sıra ebeveyn  olduklarında  çocukları da kendi kaderlerinden kurtaramıyor. Onlara duydukları sevgi ve çaresizlik  düş kırıklığı ızgarasına dönüşüyor.

Geleceğin sahipleri çocuklarımızı hangi olanakla inşacı kılabiliriz?!

Mümkün müdür?!

Mevcut toplumsal açmazların kıstırılmışlığında mümkün değil.

*

Dünya insanlığı mutsuz ve kırılgan.  

Çünkü  güvenli, adil, nitelikli gelişim sözleşmeleriyle   kurdukları devletler,  kurucularına yabancılaştı.

Kırılgan bireylerin ebeveynliği,  çocuklarına geçiyor; çocukları  içinde var oldukları topluma ve kendilerine    dermandar(deva tutan) kılamıyor.

*  

Çocuklara    ebeveynler vesile olsa da onların yetişmesi, gelişmesi, topluma  yol açıcı önderler olması için onların  asıl sahibi, hamisi toplumun tüm imkanlarını elinde bulunduran  devlettir.

Eksik  te olsa yakın geçmişte çocukların  yetersiz koşullarını yere seren girişimlerimiz  olmuştu: Köy enstitüleri, yatılı meslek okulları cesaretli  kamusal özgeciliğin umut verici girişimleriydi.

Yine,  yeniden umut tutucu geleceğimiz için milletçe  denemeliyiz.

 

A ç ı k l a m a l a r :

(*) Sahib/p: Arapça 1.”yar,arkadaş”,2. “efendi, malik, sahip” sözcüğünden alıntı. Katmanında işlevsel, üretici ya da yararlı  mülkiyet.  

  1. Hangi devletin milli marşı “Korkma!..” uyarısı ile başlıyor. Müthiş gen okuma bilinci içeren bu ikaz, aklın vicdanla buluşması ve bunu başaranların  birliğine emsalsiz göndermedir. Sahteliğe kızacağımıza öze değer verelim. Kur’an’da en esaslı ibadet aklı kullanmaktır. Soyut olarak kozmik teklik,  somut olarak itaate değil,  her şeyin sorgulana-bilirliğine delalet eder.

 

  1. Bektaşiye sormuşlar: - Namaz kılar mısın?

Bektaşi hızlı aralıksız dinamik cevap  vermiş: -Bayramdan, bayrama..

İçki içer misin?.

Bektaşi tekrar pasif, aralığı mesafeli cevaplamış: -Akşamdaan, akşama.

Dört beş yıllık aralıklı bir oy pusulasına basılan “evet-hayır”  işaretine  bağlanmış  

“hakimiyetin”,  neresi   “kayıtsız, şartsız hakimiyet”!?!

Kafeslenmiş demokrasi” desek,  daha isabetli olmaz mı? Bu yüzden  vatandaşlık numarasının dijital  Sürekli Seçim Sistemi’nin gerekliliğinde ısrar ediyoruz.

 

  1. Silisyum(Si):  Latince “çakmak” (silicis)anlamından  oluşmuş kelimedir.  . Kimya periyodik cetvelde (si)şeklinde bilinir. Atom numarası 14’tür. Diğer adı Silikon olan bu element mavi-gri parlak metal rengindedir. Sert, kırılgan, yarı iletken, kristal yapıdadır. Dünya kabuğunun %27,7 oluşturur; yer kabuğunda Oksijenden sonra en bol bulunan elementtir. Bilgisayar, elektronik cihazların üretiminde yüksek saflıkla Silisyum kullanılır.  dijital evrenin ham maddesidir.

Karbon ©: Dünya yerkabuğunun%0,02’sini oluşturur. Doğada yaygın bulunan a metal kimyasal elementtir. Canlı hücrelerin hücre yapımında kullanılan yapı taşları olarak işlev görür. . Evrende bolluk bakımından altıncı sırada yer alan  karbon,  kızgın yıldızlarda hidrojen termonüleeri etkiler.   Yaşamın dayandığı temel işlevleri yerine getirmek için yeterli çeşitlikte , karmaşıklıkta düzenlemeler oluşturarak başka elementlerle birleşme yeteneği yalnız karbonda vardır.

 

  1. Bir çok kez değindim: Evren, varlık ilişkisinde , varlığın tekamülünde daha mükemmeli arayan devinimin öznesi Ruh’tur. Ruh,  Mutlak Hüküm Sahibi’nin evren ve varlık aleminden bağımsız, evren ve varlığa devinim sağlayan her varlığa takdir edilen miktarda sirayet eden kudret

 frekansı. Ruh un insandaki makamı vicdan datası şuurdur. Aklın doğaya yönelik  işleyiş ve inşada  uyum, ancak  vicdan  beraberliğiyle  sağlanır.  

 

 






Son Eklenen Makaleler
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 308 Okunma
Mete Firidin
SWE Kökü
21.10.2024 62 Okunma
Reşat Nuri Erol
Cahid Baltacı - İnna lillahi ve inna ileyhi raciun - 4
21.10.2024 279 Okunma
1 Yorum 21.10.2024 09:48
Reşat Nuri Erol
Cahid Baltacı - İnna lillahi ve inna ileyhi raciun - 3
20.10.2024 359 Okunma
1 Yorum 20.10.2024 07:17
Bahaeddin Sağlam
Acemi Doktor Prof. Dr. Mustafa Öztürk
19.10.2024 39 Okunma
Bahaeddin Sağlam
Cevher Kelimesinin Etimolojisi
19.10.2024 29 Okunma
Bahaeddin Sağlam
Yusuf’un Rüyası
19.10.2024 30 Okunma
Reşat Nuri Erol
Cahid Baltacı - İnna lillahi ve inna ileyhi raciun - 2
19.10.2024 411 Okunma
1 Yorum 19.10.2024 08:23
Reşat Nuri Erol
Cahid Baltacı - İnna lillahi ve inna ileyhi raciun - 1
18.10.2024 393 Okunma
1 Yorum 18.10.2024 14:14
Ahmet Mermer ( Sosyolog )
SOSYAL ÇÜRÜME BAŞLANGICI OLARAK KÜFÜRLÜ KONUŞMA
18.10.2024 136 Okunma
Reşat Nuri Erol
Anayasa, İnsanlık Anayasası, Adil Dünya Düzeni-4
17.10.2024 398 Okunma
1 Yorum 17.10.2024 17:11
Reşat Nuri Erol
Anayasa, İnsanlık Anayasası, Adil Dünya Düzeni-3
16.10.2024 383 Okunma
1 Yorum 16.10.2024 10:06
Reşat Nuri Erol
Anayasa, İnsanlık Anayasası, Adil Dünya Düzeni-2
15.10.2024 429 Okunma
1 Yorum 15.10.2024 12:31
Reşat Nuri Erol
Anayasa, İnsanlık Anayasası, Adil Dünya Düzeni-1
14.10.2024 459 Okunma
1 Yorum 14.10.2024 11:21
Reşat Nuri Erol
Recai Kutan - İnna lillahi ve inna ileyhi raciun - 2
13.10.2024 407 Okunma
1 Yorum 13.10.2024 10:06
Reşat Nuri Erol
Recai Kutan - İnna lillahi ve inna ileyhi raciun - 1
11.10.2024 422 Okunma
1 Yorum 11.10.2024 09:31
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-31
10.10.2024 412 Okunma
1 Yorum 13.10.2024 09:52
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-30
9.10.2024 464 Okunma
1 Yorum 09.10.2024 09:14
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-29
8.10.2024 429 Okunma
1 Yorum 08.10.2024 08:15
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-28
6.10.2024 438 Okunma
1 Yorum 06.10.2024 10:57
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1300 Okunma
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-27
4.10.2024 560 Okunma
6 Yorum 04.10.2024 09:15
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-26
3.10.2024 500 Okunma
1 Yorum 03.10.2024 11:39
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-25
2.10.2024 506 Okunma
1 Yorum 02.10.2024 07:05
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-24
1.10.2024 515 Okunma
1 Yorum 01.10.2024 07:26
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-23
30.09.2024 558 Okunma
1 Yorum 30.09.2024 10:24
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-22
29.09.2024 549 Okunma
1 Yorum 29.09.2024 10:11
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-21
28.09.2024 551 Okunma
1 Yorum 28.09.2024 08:07
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-20
27.09.2024 477 Okunma
1 Yorum 27.09.2024 12:09
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-19
26.09.2024 572 Okunma
1 Yorum 26.09.2024 14:12
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-18
24.09.2024 574 Okunma
1 Yorum 24.09.2024 08:36
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 2927 Okunma
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-17
22.09.2024 556 Okunma
1 Yorum 22.09.2024 07:42
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-16
20.09.2024 574 Okunma
1 Yorum 20.09.2024 11:49
Turgay Çoruhlu
DÜN, BUGÜN VE YARIN İÇİN DAVETİMİZ
19.09.2024 360 Okunma
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-15
19.09.2024 570 Okunma
1 Yorum 19.09.2024 11:07
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-14
18.09.2024 546 Okunma
1 Yorum 18.09.2024 12:42
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-13
17.09.2024 506 Okunma
1 Yorum 17.09.2024 07:33
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-12
16.09.2024 576 Okunma
1 Yorum 16.09.2024 08:21
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-11
15.09.2024 521 Okunma
1 Yorum 15.09.2024 08:09
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-10
14.09.2024 546 Okunma
1 Yorum 14.09.2024 10:45
Reşat Nuri Erol
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun; Rabia Hocahanım-9
13.09.2024 520 Okunma
Reşat Nuri Erol
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun; Rabia Erol Hocahanı
12.09.2024 510 Okunma
1 Yorum 12.09.2024 07:51
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhiraciun; Rabia Erol Hocahanım-7
11.09.2024 563 Okunma
2 Yorum 11.09.2024 09:45
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Erol Hocahanı-6
10.09.2024 549 Okunma
1 Yorum 10.09.2024 05:50
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhiraciun; Rabia Erol Hocahanım-9
9.09.2024 547 Okunma
2 Yorum 10.09.2024 05:52
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 923 Okunma
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Erol Hocahanı-3
7.09.2024 521 Okunma
1 Yorum 07.09.2024 10:29
Reşat Nuri Erol
İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Erol Hocahanı-4
7.09.2024 561 Okunma
2 Yorum 11.09.2024 09:50
Reşat Nuri Erol
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun; Rabia Erol Hocahanı
5.09.2024 604 Okunma
3 Yorum 11.09.2024 09:49


© 2024 - Akevler