Ahmet Yücel
YUNUS SURESİ 62-63-64. AYETLER VE TEFSİRİ
19.02.2016
21372 Okunma, 0 Yorum

SEVGİLİ KARDEŞLERİM

Allah dostları ile ilgili bir kaç ayetin tefsirini, iki Ayrı tefsir kitabından alıntı yaptım, sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

Dileyen kardeşlerimiz bir çok tefsirden de, bu Ayetlerin tefsirini okuyabilir. 

Peygamber Efendimiz: ''FAYDASIZ İLİMDEN ALLAH'A SIĞINIRIM.'' buyurmuşlardır.

Biz Müslümanlar için en faydalı ilim, Kur'an ve Sünnet olduğuna göre, bizler de Kur'an ve Sünneti hayatımızda yaşamak, nefsimize tatbik etmek için öğrenmeliyiz. ''KİŞİ BİLMEDİĞİNİN DÜŞMANI OLUR.'' sözü de kuşkusuz doğrudur. Bilip de yaşamadığımız ilim varsa, bu ilim bizi kurtarmaz. Bir el fenerini düşünelim, ışığı var, karşıyı aydınlatıyor, kendisi karanlıkta kalıyor. İlmiyle âmil olan alimlere ne mutlu. İlim talebelerine selam olsun.

 

Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri:

62.  Haberiniz olsun ki, muhakkak Allah Teâlâ'nın dostları için bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.

62.        Bu mübarek âyetler, Allah Teâlâ'nın dostları için, yani: Mümin ve takva sahibi olan kulları için bir korku, bir keder bulunmadığını müjdelemektedir. Onların dünyada da, âhirette de teveccühe nail, en büyük bir kurtuluşa ermiş olacaklarını beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: Ey Cenâb-ı Hak'kın kulları!. (Haberiniz olsun ki: Muhakkak Allah Teâlâ'nın dostları içîn) Sevgili, muhterem, değerli Allah'ın korumasına nail kulları için gelecekte (bîr korku yoktur) onlar korkulardan emin buunacaklardır. (Ve onlar mahzun da olmayacaklardır) Onlar âhiret âleminde ebedî nimetlere nail olacaklardır. Kendilerine mahsus hangi bir nimetin yok olmasından dolayı bir üzüntü ve kedere uğramayacaklardır. Onların bütün nimetleri devam edip duracaktır.

 63.  Onlar ki, imân etmişlerdir ve sakınır olmuşlardır.

63.    Cenab'ı Hak'kın dostları ise (Onlar ki) o zatlardır ki, onlar (imân etmişlerdir) bütün dinî hükmleri kabul ve tasdik eylemişlerdir, (ve sakınır olmuşlardır) Kendilerinden kaçınılması dînen icabeden şeylerden, gayrı meşru hareketlerden çekinerek temiz, pak bir halde yaşamakta bulunmuşlardır. İşte o zatlar, birer Allah dostudur. İşte o zatların gelecekleri böyle teminat altındadır.

 

64.  Onlar için dünya hayatında da ve âhirette de -tam- bir müjde vardır. Allah Teâlâ'nın kelimeleri için değişmek yoktur. İşte en büyük kurtuluş budur.

64.      Evet... (Onlar için» Allah Teâlâ'nın o muhterem velileri için (dünya hayatında da ve âhirette de) tam, mükemmel (bir müjde vardır) onlar dünyada iken de ilâhî lütuflara kavuşaaklarına dair müjdelere naildirler. Âhirette de cennetlere, Allah'ın cemâlini görme şerefine nail olacakları kendilerine melekler tarafından müjde edilecektir. (Allah 'Teâlâ'nın kelimeleri içîn) Bütün ilâhî beyanları için ve o cümleden olan böyle bir ilâhî vadi için (değişmek yoktur) elbetteki, o cümleden olan bu ilâhî vadi de tamamen gerçekleşecektir. O muhterem veliler bu ilâhî vâd gereğince her türlü endişelerden emin, en büyük nimetlere nail olacaklardır, (işte en büyük kurtuluş budur) Bu velilerin böyle dünya ve âhirette müjdelenmiş olmahndır. Artık bunun üstünde nasıl bir kurtuluş düşünülebilir?.

§      Bir yoruma göre dünyadaki müjdeden maksat, sal i h rüyadır. Hak Teâlâ'nın sevgili kulları dünyada iken kendilerine sevinç verecek salih rüyaları ya bizzat görürler,

veya       onların hakkında başkaları görmüş olurlar. Nitekim bir hadis-i şerifte: Artık peygamberli devresi sona ermiştir. Bundan sonra kimse peygamberliğe nail olamayacaktır. Fakat müjdeci olan şeyler baki kalmıştır ki, salih rüyalar da bu cümledendir. Bu rüyalar gün gibi parlak bir şekilde zuhur eder, sahiplerinin kalplerine neş'e verir.

Bu müjdeden maksat, bir yoruma göre de velilerin cennete kavuşmalarına dair olan Allah'ın vâdîdir. Diğer bir yoruma göre de bu müjdeden maksat, Cenâb-ı Hak'kın velileri hakkında mü'minlerin kalplerinde bir muhabbetin parlayıp durmasıdır. Daha diğer bir yoruma göre de bu müjdeden maksat, veli olan zatları vefatları halinde korku ve tasadan emin, cennetlere nail olacaklarına dair meleklerin müjdelemeleridir. Ahiretteki müjdelere gelince bundan maksat da meleklerin veli olan zatlara kitaplarını sağ taraflarından verip kendilerini kurtuluş ve başarı ile, izzet ve ikrama kavuşmakla müjdelemeleridir. Veya o muhterem velilerin kalplerine gelen keşiflerdir.

Velhasıl Allah Teâlâ'nın velileri hakkında böyle bir ilâhî vadi tecelli etmiştir. Bu mutlaka gerçekleşecektir. Ne büyük bir ilâhî lütuf!.

http://www.tahavi.com/tefsir/010b.html

 

 

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Tefsiri

62- Açın gözünüzü! Allah'ın dostları üzerine ne korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar.

63- Onlar ki, iman etmişler ve Allah'a karşı gelmekten sakınmışlardır.

64- Onlara dünya hayatında da, ahiret hayatında da müjdeler vardır. Allah'ın sözlerinde değişiklik yoktur. İşte bu en büyük kurtuluştur.

62- İyi bil ki, hakikaten, Allah'ın velileri, o Allah dostları üzerlerine korku yoktur, üstelik onlar mahzun da olmazlar. Allah korkusu her korkuyu silmiş olduğu için başka korku kalmamıştır, müjdeler vardır. İlerisi daha güzel olduğu için de geçmişle ilgili hüzün yoktur. Evliyaullah ünvanı, Allah'a dost olanlar, Allah için dost olanlar, Allah için birbirlerine destek olanlar gibi mânâlara gelebilir. Velayet, muhabbet, dostluk, yardım ve vekaleten onun işine bakmak gibi anlamlar ifade eder. Bu ünvana kimlerin layık oldukları hakkında tefsir âlimlerinin naklettikleri bazı rivayetler vardır. Senedleri Taberi'de yer almış olduğu üzere Saîd b. Cübeyr'den rivayet olunmuştur ki, Resulullah'a, evliyaullahın kimler olduğu sorulmuş, o da şöyle buyurmuştur: "Onlar öyle kimselerdir ki, görüldükleri zaman Allah zikrolunur yad olunur". Başka bir rivayette ise "Görülüvermelerinden dolayı Allah hatırlanır". Yakınlarında bulunmak, halleri, duruş ve davranışları derhal Allah'ı hatırlatır. Ki, Abdullah b. Abbas "semt ve hey'et"leri yerine "ihbat ve sekinet", yani, duruşları ve yürüyüşleri şeklinde tefsir etmiştir. Bunların dünya malına kazanç yollarına sevgi ve düşkünlükleri yoktur. Ancak Allah için, Allah'da sevmek ile birbirlerine sevgi ve dostluk gösterirler. "Allah uğrunda birbirini seven kimseler" oldukları da rivayet olunmuştur(4). Nitekim Ömer b. Hattap (r.a.)'tan rivayet olunmuştur ki, Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın kullarından bir takım insanlar vardır ki, enbiya değiller, şehidler de değiller, amma kıyamet gününde Allah katındaki makamlarından dolayı onlara nebiler ve şehidler imrenerek bakacaklardır". "Bunlar kimler? Ve ne gibi hayırlı ameller yapmışlardır? Bize bildir de biz de onlara sevgi ve yakınlık gösterelim, ya Resulallah!" dediler. Resulullah: "Bunlar bir kavimdir ki, aralarında ne akrabalık, ne de ticaret ve iş ilişkisi olmaksızın, Allah ruhu ile Allah'da sevişirler. Vallahi yüzleri bir nur ve kendileri de nurdan birer minber üzerindedirler. İnsanlar korktukları zaman bunlar korkmazlar, insanlar mahzun oldukları zaman bunlar hüzünlenmezler."(5) buyurdu, hemen bu âyeti okudu:

Ebu Hüreyre'den ve Ebu Malik Eş'ari'den de ayni meâlde rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetlerin her biri bir başka özellikte tarif demek olduğundan, hepsinin toplam olarak anlamını içine alan geniş bir tarif ortaya konmuştur: "Allah'a ibadet ve taatle sevgi gösterisinde bulunur, Allah da kendilerine keramet insan ederek dostluğunu gösterir". Onlar işte böyle kimselerdir ki, bu âyette daha açık bir surette şöyle beyan ve tefsir buyuruluyor:

63-Yani evliyaullah onlar ki, iman etmişlerdir ve ittika eder dururlar, tam bir iman ile ilâhî emirleri ve hükümleri ifa ve icraya devam ederler. Kendilerinden Allah rızasına aykırı bir hâl, bir durum sadır olmaması için dikkat ederler, her türlü haramdan ve şüpheli şeylerden sakınırlar. İşte evliyaullahın hakiki tarifi budur. Birinci derecesi mümin cinsinden olmak, ikinci derecesi de Allah korkusundan dolayı ittika hasletine sahip olmaktır ki, bunlar onların Allah'a yönelmeleridir.

64- Dünya ve ahiret hayatında müjde onlarındır. Bu da onların özellikleridir ki, Allah'ın kendilerine karşılık olarak teveccühü ve ikramıdır. İşte "evliyaullah'ın kerâmeti haktır." meselesinin temeli de budur. Allah'dan başka dost ve veli tanımadıkları, Allah'a aykırı düşmekten korkup sakındıkları ve ondan başka hiçbir şeyden çekinmedikleri, Allah da kendilerine dost olduğu için artık onlara ne korku vardır, ne de hüzün. Dünyada da müjdelenmişler, ahirette de müjdelenmişlerdir. Bu cümleden olarak dünyada. "Muhakkak ki, "Rabbimiz Allah'dır" deyip de sonra doğrulukta ve dürüstlükte devam edenler üzerine melekler şöyle diyerek inerler: "Korkmayın, mahzun da olmayın, vaad olunduğunuz cennetle sevinin." (Fussilet 41/30). Ayrıca yine ahirette "Size selâm olsun size, hoş geldiniz cennete, ebedi kalmak üzere buyurun girin içine." (Zümer, 39/73) müjdesine mazhar olacaklar.

Allah'ın kelimelerinde tebdil yoktur. Yani Allah'ın bu vaadlerinde, bu müjdeli sözlerinde hiçbir değişme olmayacaktır. Allah'ın sözünü değiştirecek, O'nun verilmiş hükmünü kararını uygulamadan kaldıracak hiç bir kuvvet yoktur, olması ihtimali de mevcut değildir. Mesela: Allah'ın korkma, mahzun olma dediğini korkutacak, mahzun edecek hiç bir güç ve geçerli engel yoktur. Allah da asla verdiği sözden dönmez, verdiği sözü yerine getirir. Bundan dolayı "Allah, hiçbir kavmi, o kavim kendi kendini değiştirip bozmadıkça değişikliğe uğratmaz." (Ra'd, 13/11) âyeti uyarınca, evliyaullah dahi kendilerindeki o velayet hasletini, o iman ve ittikayı değiştirip bozmadıkça Allah Teâlâ'nın, bu dünya ve ahiret için verdiği sözü, verdiği müjdeyi değiştirmesi ihtimali yoktur. Bunlar ebedi müjdelerdir. "İşte bu da büyük kurtuluşun kendisidir."

Madem ki, evliyaullah böyle müjdelerle müjdelenmiştir ve onlara hiçbir şekilde korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır, öyleyse peygamberlik rütbesi daha yüksek olduğu için ey hak peygamber! Bilesin ki, sana hiç korku ve hüzün yoktur

http://www.kuranikerim.com/telmalili/yunus.htm

 






Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 128697 Okunma
Mete Firidin
Hz. Musa Ne Zaman Yaşadı?
12.05.2011 113256 Okunma
11 Yorum 07.04.2020 15:05
Mete Firidin
Kudret Helvası Menne
13.11.2013 104699 Okunma
4 Yorum 15.11.2013 03:46
Mete Firidin
Hz. Nuh, İbrahim, Yusuf ve Musa Kronolojisi
5.04.2015 104127 Okunma
10 Yorum 12.01.2020 16:47
Mete Firidin
Hurufu Mukatta
9.04.2011 87691 Okunma
7 Yorum 25.03.2020 18:55
Mete Firidin
Hz. İbrahim Ne Zaman Yaşadı?
28.02.2011 84390 Okunma
4 Yorum 25.03.2020 18:59
Mete Firidin
Estetik Ameliyat ve Nisa Suresi 119. Ayet
3.10.2014 72698 Okunma
1 Yorum 03.10.2014 20:39
Mete Firidin
Petra Yalanı
28.04.2015 70809 Okunma
9 Yorum 02.05.2015 13:07
Mete Firidin
Salat Kelimesinin Kökeni
26.02.2012 65635 Okunma
10 Yorum 03.06.2020 00:23
Mete Firidin
Kuran'da Kölelik
27.12.2013 63123 Okunma
86 Yorum 08.01.2014 17:16
Mete Firidin
Bekke Ve Mekke
27.01.2011 52169 Okunma
9 Yorum 25.03.2020 19:30
Sam Adian
HAMR ve HUMR
25.02.2012 51338 Okunma
18 Yorum 10.01.2020 12:34
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 40836 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Mete Firidin
Hz. Lut’un Kızları
7.06.2011 38696 Okunma
4 Yorum 01.02.2020 21:22
Lütfi Hocaoğlu
Fahişe ve Fahşâ
20.08.2015 38680 Okunma
81 Yorum 16.09.2015 00:08
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 37200 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Mete Firidin
Amen ve Senetin
15.11.2012 34674 Okunma
31 Yorum 30.11.2012 13:47
Sam Adian
BIR EYLEM OLARAK ZINA
14.07.2012 33753 Okunma
24 Yorum 24.07.2012 09:50
Hikmet Güveloğlu
HİÇ
2.01.2017 33389 Okunma
2 Yorum 03.01.2017 11:37
Mete Firidin
Lut Kavmi Homoseksüel Değildi!
3.08.2014 33263 Okunma
15 Yorum 03.12.2017 03:35
Mete Firidin
Lâ mevcûde illâ Hû???
18.12.2010 32813 Okunma
1 Yorum 25.12.2010 15:11
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 32554 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Mete Firidin
Kabe Kavseyni Ev Edna
15.06.2012 31541 Okunma
1 Yorum 22.05.2018 01:32
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 31002 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Hikmet Güveloğlu
Musaddık'ın Kerameti, Zarrab'ın Laneti
30.11.2017 30950 Okunma
1 Yorum 30.11.2017 19:32
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 30108 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Mete Firidin
Adem'in ve Havva'nın Hatası
2.03.2014 29395 Okunma
34 Yorum 10.03.2014 00:48
Mete Firidin
Nutfetin Emşâcin (99)
14.05.2013 28848 Okunma
24 Yorum 17.05.2013 15:16
Hikmet Güveloğlu
KAYIN BABA, DAMAT, İPSİZ VE SAPSIZLAR
18.12.2016 28398 Okunma
1 Yorum 20.12.2016 00:47
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 28236 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Mete Firidin
İbni Arabi ve Araf 175-176. Ayetler
16.11.2011 28197 Okunma
9 Yorum 19.11.2011 17:29
Mete Firidin
Miras ve Kelale Ayetleri
13.02.2014 27624 Okunma
53 Yorum 28.02.2014 13:04
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 26909 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Sam Adian
FINANSMAN MESELESI VE ZEKAT
8.11.2012 26602 Okunma
45 Yorum 18.11.2012 00:41
Mete Firidin
Kevkeb
10.08.2011 26245 Okunma
1 Yorum 28.08.2012 12:03
Mete Firidin
Allah Celle Celalühü Ne Demektir?
30.11.2014 26096 Okunma
1 Yorum 01.12.2014 08:16
Mete Firidin
Enam Suresi 145. Ayet Ve Haram Yiyecekler!
31.12.2017 25837 Okunma
Mete Firidin
Hz. İbrahim’in Atası ve Nemrut
19.04.2015 25284 Okunma
1 Yorum 20.04.2015 20:48
Mete Firidin
İçki Haram mı?
25.05.2015 25209 Okunma
13 Yorum 12.01.2020 17:25
Mete Firidin
Kuran’da Namaz Vakitleri
28.12.2014 24697 Okunma
Mete Firidin
Hz. Yunus ve Ambergris
12.12.2012 24370 Okunma
2 Yorum 13.12.2012 13:23
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 23828 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Mete Firidin
Hz. İsa’nın Doğum Günü
2.01.2015 23190 Okunma
Mete Firidin
Kuran'da Tecavüzün Cezası
18.02.2015 22791 Okunma
2 Yorum 21.02.2015 17:19
Mete Firidin
Hz. Adem’in Kaburgası
25.04.2012 22537 Okunma
59 Yorum 28.04.2012 13:42
Mete Firidin
İmhotep Hz.Yusuf mu?
27.10.2011 21774 Okunma
3 Yorum 05.11.2019 07:59
Ahmet Yücel
YUNUS SURESİ 62-63-64. AYETLER VE TEFSİRİ
19.02.2016 21372 Okunma
Mete Firidin
Hz. Musa ve Hızır'ın Buluştukları Yer
16.03.2012 21187 Okunma
10 Yorum 17.03.2012 10:03
Hikmet Güveloğlu
ASKERLİK VATAN BORCU
25.01.2017 21093 Okunma
Cengiz Demirci
İlk karzı hasen kooperatifi
3.01.2013 20972 Okunma
25 Yorum 06.02.2013 20:31


© 2024 - Akevler