KUR’AN MEDENİYETİYLE…
ADİL DÜZEN internet dergimizin geçen hafta 210. sayısı yayımlandı. Adil Düzen Çalışanı arkadaşlarımızın, güncel konularla ilgili bu haftaki çalışmalarından bir demeti, istifade edilmesi dua ve dileklerimle sunuyorum.
BİTİRMEYECEKLER
Şunlar olmazsa Gezi’ciler bitirmeyecek:
Faizi helal görmezsek bitirmeyecekler.
İçki içmeyi kutsallaştırmazsak bitirmeyecekler.
Onların inançsızlığını inançtan daha üstün tutmazsak bitirmeyecekler.
İnançsızların aydın, inananların geri zekâlı olduğunu kabul etmezsek bitirmeyecekler.
İnançsızların birinci sınıf, inananların ise köle olduğunu kabul etmezsek bitirmeyecekler.
Ahlaksızlıklarını, zinalarını kutsallaştırmazsak bitirmeyecekler.
Namaz kılan bir Başbakan, bir Cumhurbaşkanı olduğu sürece bitirmeyecekler.
Cumhurbaşkanlığı köşkünde, Başbakanlık konutunda başörtülü hanımefendiler olduğu sürece bitirmeyecekler.
İsterseniz ağzınızla kuş tutun, siz siz oldukça asla ve asla bitirmeyecekler. Siz onlara göre yerinize, yerin altına inmedikçe asla ve asla bitirmeyecekler. Siz onları efendi olarak kabul etmedikçe asla ve asla bitirmeyecekler. (Lütfi Hocaoğlu)
YAPMADAN SÖYLEMEYELİM
“Yâeyüllezîneâmenû limeteqûlûne mâlâtef’alûne / Ey iman edenler, neden yapmadığınız şeyleri söylüyorsunuz?” (Saff 61/2)
Belki de sorun budur, insanların yapmadıkları şeyleri söylemeleridir.
Zorbadır, demokrasi çağrısı yapar…
Diktatördür, özgürlük çağrısı yapar…
Zengindir ama paylaşmaz, yine de insanlara yardım etmeleri için çağrı yapar…
Millî duygudan bihaberdir, askerlik çağrısı yapar…
Hiç kaybı yoktur, sabır çağrısı yapar...
Bu adama her şey kolaydır, ömrü boyunca hiç empati kurmamıştır, hep sipariş vermiştir...
Doğruyu herkes biliyor, herkes söylüyor ama amel eden yok...
Bu çağrıyı kendimden başlayarak herkese yapıyorum:
Lütfen yapmadığımız hiç bir şeyi başkalarından yapmalarını istemeyelim. (Tayibet Erzen)
KUR’AN MEDENİYETİYLE TEK OLABİLİRİZ
Tüm insanlar ‘ben bilirim, benim yaptığım doğru, benim düşündüklerim inanılmaz’ dedikleri sürece hiç bir şey düzelmez. Böyle insanlar ilim adamlarına kulak vermezler.
Türkiye’nin sorunlarını çözmek için ana kaynağımız Kur’an olmalıdır. Kur’an’ı da çok güzel yorumlayan, onu kendi ilmiyle bilen kişileri dinlemekle sorunlarımız çözülecektir. İşte bu noktada Müslüman olsun, egemen azınlık olsun fark etmez, halkın tümü buna kendiliğinden uyacaktır.
Gerçekleşen şu son Gezi Parkı olayları gösteriyor ki insanları mutlu etmek çok zor. Bu olayların sebebinin, bazı insanların rahatsız oldukları fakat dile getiremedikleri şeylerden kaynaklı olduğu da ortaya çıkmıştır. İnsanların bazıları kavgayla birçok şeyi halledeceklerini zannetmektedirler. Kavgayla çıkılan yolun gerisinde hüsran ve zarar vardır. Kavganın yerine en güzel çözüm konuşmaktır. Çağdaş ve laik medeniyetten bugün anladığımız açılıp saçılmak ve kendi düşüncelerini empoze etmektir. Müslüman medeniyetten bugün anladıklarımız ise Kur’an’da olmayan davranışlarda bulunmak ve bunun Kur’an’dan olduğunu söylemektir. Ayrıca tarikatlara mensup olmak, kendi gibi olmayanı dışlamak...
Bugün bunların her ikisi de kendi içerisinde çelişkileri olan medeniyetlerdir. İşte, bu durumda asıl medeniyet Kur’an medeniyetidir. Kur’an’dan çıkan hükümler çerçevesinde oluşturulmuş, tüm insanlığın barış içinde yaşadığı, insanların haksızlığa uğramadığı, uğrasa bile cezanın çabuk gerçekleşeceği bir medeniyettir. İşte bu medeniyet hem çağdaş hem İslâmîdir. (Emine Hocaoğlu)