YAŞI büyük plaj arkadaşlarımın ricasıdır bu yazı.
Geldiler yanıma ve dediler ki...
“Bu memleket dönüşüyor...”
“Nasıl yani?” dedim.
“Adım adım muhafazakârlaşıyor...”
Denizden çıkmışım ve sular damlıyor üzerimden, bu kadar ağır bir meseleyi de konuşmak istemiyorum.
“Haklısınız” dedim, “Ben ne yapabilirim?”
“Önce şu havluyu alın ve kurulanın” dediler, sonra da geçen gün tanık oldukları şeyi sizinle paylaşmamı istediler.
Onlara sözüm var, kaçış yok, paylaşıyorum:
Hepsi de son derece kültürlü insanlar, Bodrum'daki hiçbir klasik müzik konserini kaçırmıyorlar, Turgutreis Klasik Müzik Festivali'nin kapanış konserinde, başlarına bugüne kadar hiç gelmemiş bir şey geliyor ve şaşırıyorlar.
Müzik şöleni devam ederken, şefin uyarısı üzerine, birdenbire çalınan eser bölünüyor.
Birbirlerine bakıyorlar ne oldu diye.
Sonra durumu anlıyorlar:
Ezan.
O esnada ezan okunduğu için konsere ara veriliyor.
Bitince tekrar devam ediliyor.
Ama plaj arkadaşlarım, “Gerek sanatçıların, gerek de dinleyicilerin konsantrasyonu bozuldu, gecenin büyüsü de” dediler ve bu uygulamayı kınadıklarını sizlere iletmemi istediler.
Tamam, ben Tarhan Erdem değilim.
Bir araştırma şirketim de yok.
Ama bana gelen maillerin durumu böyle.
Bu ülkenin yüzde 90'ı, “Konser sırasında ezan başlarsa, konsere ara verilsin” diyor.
Bir kısmı, “Sesler karışıyor, kakofoni oluyor o yüzden” diyor.
Bir kısmı da, “Ezan insana huzur veriyor ve bu ülke mozaiğinin de bir parçası, ne var yani bir süreliğine müzik dursa” diyor.
Ama ezici bir çoğunluk, ezan okunurken müzik çalınmasını dine saygısızlık olarak değerlendiriyor.
Hepsi çok inançlı olduğu için değil.
Sadece “öteki”nin inancına saygı duymak adına.
Bir de tabii ezan Allah'ın emri olduğu için, böyle bir şeyi tartışmayı bile abes bulanlar var.
Yabancı sanatçıların çoğu da zaten, kimse söylemeden, zaten kendi istekleriyle böyle bir es veriyorlar.
Yorum:
Her yaz açıkhava konserleri verildiği dönem bu tip sorular gündeme gelir, herkes kendince bir şeyler yazar, çizer, tartışır ve konu sonuçlanamadan güzün gelmesiyle son bulur, nitekim bu sene olanlar da bundan farklı değil.
Arman’ın yaptığı halk yoklamasına göre insanları 3 gruba ayırabiliriz:
- Halkın büyük bir çoğunluğu ezan okunurken müziğe ara verilmesini istiyor ve aksini dine saygısızlık olarak görüyor. Belki de bu insanların çoğu bunu kültürümüzün bir parçası olarak görüyor, atadan öyle görmüş ve sorgulanmasından bile rahatsızlık duyuyor. Bunlar muhafazakar dolayısıyla cumhuriyet için tehlike teşkil eden tipler. En Tehlikeliler.
- Vicdanen rahatsız oluyor ve tercihini ezandan yana yapıyor ne de olsa, konsere ara vermekle bir şey kaybetmeyecek ama öteki tarafta dini bir vecibeyi yerine getirmemiş olmanın huzursuzluğunu duyacak. Bunların vicdanını rahatlatacak alternatifler bulunursa korkulacak bir şey yok. Kontrol edilebilenler.
- Hayatında dini referans almayan insanlar ise olayı sanata saygısızlık olarak değerlendiriyor. Bu da onların bakış açısı. Onlara göre müzik ezandan daha önemlidir. Sanatsal bir gösteri söz konusuyken ezanın bunu bölmesi, bu insanlara anlaşılır gibi gelmiyor. Saygı ölçülebilir bir şey değil ki. Herkes kendi doğrusunu baz alırsa ortaya bir sürü saygısızlık çıkar. Müzik konusunda bu kadar hassas olan insanlar örneğin oruç tutan bir insanın yanında yiyip içmemeye de aynı özeni gösteriyorlar mı? Cumhuriyetçiler.
Peki, namazda gözü olmayanın ezanda kulağının olmasının bir anlamı veya bir gereği var mıdır? Ezan namaza çağrıdır ve bu çağrı tüm insanlara değil müminleredir. Sözleri Arapçadır ancak Ku’ran ayeti değildir.
Bu hususta Ku’ran’da deniliyor ki:
وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَأَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
“Kur’an okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun! Umulur ki, rahmete erdirilirsiniz!” (Araf-7/204)
Bu ayetten yola çıkarak ezan okunurken de susup dinlemek gerekir diyebilir miyiz?
Burada asıl önemli olan çağrıya kulak verip namaza yönelmek mi yoksa namazı huşu içinde dinleyip her ne yapıyorsak ona devam etmek mi?
Namazı kesin kes dinlemeyi tabulaştırırsak o zaman ezan okunurken, o sırada yaptığımız sesli işlere son vermeli hatta hiç konuşmamalıyız. Peki bu doğru mu?
Bazı insanlar işi iyice abartıp ezan okunurken uzandığı yerden doğrulup oturuyor hatta yaptığı işe ara veriyor. Böyle davranmak ezanın misyonunu anlamak mıdır?
Bir mümin için asıl önemli olan ezanı duymak, namaz saatinden haberdar olmaktır. O yüzden her ne sebeple olursa olsun ezan sesinin bastırılması bana doğru gelmiyor. Namaz çağrısı engellendiği için doğru gelmiyor, yoksa ezanı dinlemek, içinin huzurla kaplanması bana mistik geliyor ve sırf o yüzden özel bir dinleme gayretim yok açıkçası.
Neyi ne için yaptığımızın farkında olmazsak zamanla bu şekil değiştiriyor ve niye yaptığımızı bile unutur hale geliyoruz.
Rabbim bizi doğrudan sapmamamız için en büyük rehberimiz olan Kur’an'dan ayırmasın, amin.