Bu yazı Fikret Bila’nın Türk – İsrail ilişkileri ağır yaralı makalesi üzerine yazılmış bir değerlendirmedir.
YORUM :
İSRAİL’DE NELER OLUYOR?
20. yüzyılın hazırlıklarının yapıldığı 19. yüzyılın sonlarında dünya sistemi, Ortadoğu petrollerini kontrolde kullanılacak model bir devlet kurma istiyordu. Ya haçlıların Kudüs Krallığı gibi bir devlet ya da ayak altında gezinip sorun yaratan sıradan Yahudilerde oluşan bir İsrail Devleti olacaktı.
Kilise Yahudilerden kurtulmak istiyordu. Bankerler de ayak altında sorun yaratıp kendilerini de hedef yapan dindaşlarından kurtulmak istiyordu. Bu iki politikanın uzlaşması Ortadoğu’da İsrail Devleti’nin kuruluşunu kolaylaştırdı.
İsrail Devleti’nin bu işlevi görebilmesi için iki çatışmacı politika birlikte yürütülecekti:
-İsrail her koşulda haklı olacaktı ve yaptıkları açıkça desteklenecekti. Hem de örneği görülmemiş bir destekle.
-Ortadoğu’da İsrail’den daha gelişmiş bir devlet değil; bir kent bile olmayacaktı. Geri kalmışlık ise petrol gelirleriyle finanse edilecekti. Bu para herkese yeterdi.
İsrail Devletine halk olmayı idealleştiren sıradan Yahudilerin amacı ise vaad edilen topraklarda Şeriat Devletini kurup tarımın ve içtihadın bayrağını dalgalandırmaktı. İsrail’de bunları düşünmek ve yazmak suç değildi ama bu ideali gerçekleştirmek için zaman ve imkan nasıl bulunacaktı. Bu ciddi bir sorundu.
20. yüzyıl boyunca Ortadoğu’da gemiler çatışmayla yüzdürüldü.
Dünya sistemindeki ekonomik verimsizlik, 21. yüzyılda global bir çekidüzeni gerektiriyorsa Ortadoğu düzeni de bundan payına düşeni alacaktı. Bu kaçınılmazdı.
Yeniden düzenlenen dünya sisteminin çok kompleks olacağı belli. Tasarlanan yeni yapı, en az yüzyıllık verilere dayanıyor. Sistemi kuracak ve kontrol edecek matematik bilgisi ve bilgisayar teknolojisi de yeterli.
Eski düzene çeki düzen verilecekse Ortadoğu’nun yeni düzeni de yaklaşık olarak şöyle olabilir:
-Ortadoğu halklarının tek şeytanı, var o da İsrail. İsrail biraz toprak tavizi verecek. Bunda tereddüt, bu olacak. Buna karşılık İsrail ekonomik olarak çok büyüyecek.
-Müslüman nüfus hızla artıyor ama çalışanların sayısı çok az. Bunların çalışması gerekir.
-Ortadoğu, petrol gelirleriyle dünya sistemine yaptığı pozitif katkıya emeğini de ekleyecek. Koşullar bunu gerektiriyor. Çünkü deniz bitmek üzere.
-Batının imajı Ortadoğu’da çok kötü. Yükselen değer Türkiye olabilir. Tarihsel ilişkileri buna çok uygun. Türkiye tez elden sistemini AB standartlarında ilk aşamada Ortadoğu’ya, ileride de Afrika’ya örnek olabilecek kadar yenilemeli. Proje çok büyük, bu imaj Türkiye’ye yetmez.
-Bu imaja Türkiye’nin arada bir İsrail’e atacağı fırçalar da eklenmeli. Silah kullanılarak elde edilemeyecek başarılar, diplomatik çatışmalarla elde edilebilir. Hiçbir maliyeti de yok.
-Türkiye’de terör odakları temizleniyor. İsrail’dekiler ise direniyor. İsrail’dekiler ya adam gibi yeni düzene uyarlar ya da rezil bir şekilde tasfiye olurlar.