Yazıma öncelikli olarak 300 ile 550 lira aylık alan emeklilerden özür dileyerek başlamak istiyorum. Çeşitli kereler emeklilerle ilgili yazdığım yazılarda en düşük emekli aylığından söz ederken 600-650 lira olduğunu belirtmiştim.
300 ile 450-500 lira arasında emekli aylığı olabileceğini hiç düşünmemiştim. Başbakan'ın emeklilere verdiği müjde(!) vesilesiyle öğrendik ki 306 lira alan varmış ve bunlara yapılan zam yüzde 24.2 imiş. Yüzde yüz zam yapılsa bile sefalet sınırının üzerine çıkamadıklarını görmezden gelmek mümkün olabilir mi?
Bir ülkede yaygın bir emekli kitlesi 300 ile 550 lira arasında gelir ile geçinmek zorunda bırakılmış ve 650 liralık bir aylık yüksek gelir grubuna giriyorsa bana göre o ülkede emekli maaşlarına yapılan zammın miktarını tartışmaya hiç gerek kalmaz. Sanırım öncelikli konumuz emekli aylıklarına yapılan zam miktarı değil, mevcut aylıkların insan onuru ile bağdaşıp bağdaşmayacağıdır.
Gelelim şimdi de Başbakan'ın emeklilere verdiği müjdeye!..
Hemen belirteyim ki ortada müjde olarak ifade edilebilecek bir rakam yok. Bırakın müjde olarak ifade edilebilecek bir rakamı 6 aydan beri yapılan açıklamalarla belli bir beklentiye sürüklenen emeklilerin beklentileri fos çıktı. Bunun için diyebiliriz ki Başbakan'ın açıklaması müjde değil sürpriz oldu. Gerçi bir gazetemiz zamları "Emekliye sürpriz" olarak nitelendirirken bunu müspet anlamda ifade etmiş ama sanıyorum bu sürpriz nitelendirmesinin tersi daha gerçekçi olur.
Yapılan açıklamaya ve dünkü gazetelerde yer alan haberlere ve çizelgelere göre SSK emeklilerinin çok büyük bir bölümüne yapılan zam 62 liradır. Bu gerçeği gizlemek için 300 lira emekli aylığı alan bir kişiye yapılan zammın oran olarak yüzde 24.2'ye tekabül etmesinin fazla anlamı da yoktur. Bu arada iktidar yanlısı gazeteler yılın altıncı ayında yapılacak zammı da dikkate alarak yıl sonuna kadar yapılacak olan zammı rakamsal olarak büyütmenin gayreti içinde olsalar da bilinmelidir ki emeklilerin aylıkları sefalet rakamının altından çıkabilmiş değildir.
Pazar günkü yazımda "Müjde hayal kırıklığına dönmesin" demiştim. Kanaatim o ki ortada sürpriz de müjde de yok. Buna karşı bütçe imkanlarından söz edilebilir, şartlar daha fazlasına imkan verseydi emeklimizden esirgemezdik de denebilir. Bunlara bir itirazım olmaz.
Ancak, hayat şartları altında ezilen insanlar aylardan beri bir beklentiye sürüklenip ondan sonra da alın size 62 lira demek sanıyorum sağlıklı bir yaklaşım değildir. Bir beklenti oluşturulmasaydı da bu zam yapılsaydı belki daha iyi olurdu. Son bir ay boyunca başta Bakan olmak üzere yapılan açıklamalara baktığınızda emekli aylıklarına yapılacak zammın en az 100 lira olacağını düşünürdünüz.
Bunun bir de Başbakan tarafından verilecek müjde şekline dönüştürülmesi ister istemez alt gelir grubu emeklilere yapılacak zammın 150-200 lira arasında olacağını düşündürdü.
Okuyucularım hatırlayacaklardır... Sayın Bakan'ın emeklilerin durumunun düzeltileceğine, onlara müjdeli haberler verileceğine dair ilk açıklamasının ardından yazdığım yazımda "Bu bütçe imkanı ile emeklilerin rahatlatılması mümkün değil" demiştim. Çünkü, daha başında 50 milyar açıkla bağlanmış bir bütçede emeklilerin derdine derman olacak bir düzenleme beklemek yanlış olurdu. Birde iktidarın yıllardan beri birinci önceliğinin borç faizlerini ödemek olduğu düşünülürse dar ve sabit gelirlilere başta emekliler olmak üzere yine kemer sıkmak düşeceği kesindi.
Hemen belirteyim ki bu yazımı muhalefet etmek için yazıyor değilim. Ancak, yapılan zammı müjde ve sürpriz olarak nitelendirmenin gerçeği yansıtmadığını vurgulamaya çalışıyorum. Keşke iktidar yanlısı medyanın takdim etmeye çalıştığı gibi bir iyileştirme olsaydı da biz de onlarla birlikte alkışlasaydık. Mutlu ve müreffeh insanların yaşadığı bir ülke hepimizin mutluluğuna vesile olur. Bu noktada her şeyin bitmiş olmadığını, özellikle eski emeklilerin durumunun yeniden gözden geçirilerek onlar için "Cansuyu" anlamına gelebilecek bir iyileştirme yapılabilir.
Dileriz bu hususta yapılan çalışmalar biran evvel sonuçlandırılır ve asıl müjde işte o zaman verilmiş olur.
YORUM:
Emekli maaşlarına müjde zam.Yıllarca,belki çok zor şartlarda çalışmış,emekli olmayı iple çekmiş,emekli olduktan sonra da evinde rahat oturacağını ,emekli maaşını yiyeceğini sanmış emeklilerimiz.Evet bizim emeklilerimiz.Aldıkları 300 ile 550 lira ya da en fazla 650 lira olan maaşlarıyla bir ayı geçirecek olan emeklilerimiz.Ben ilk emeklilere yapılacak müjde zammı duyunca gerçekten bir iyileştirme olarak düşünmüştüm.Oysa ki yapılan zam açlık sınırını geçemiyor..Bir çoğu kim bilir nasıl geçiniyor,nasıl ay sonunu getiriyor bilemeyiz.Bir de onların yaşla birlikte artan sağlık problemlerini ve sağlığa ayıramayacak bütçelerini düşünürsek gerçekten onlar için vahim bir durum ortaya çıkıyor.
Bu zam emeklilerin yüzünü güldürecek mi? Onları mutlu edecek mi? Her şeye yapılan zamlarla emekliler ayakta kalabilecek mi? Sağlık problemlerinde rahatça tedavi olabilecekler mi? Hükümetin ilk önce bu soruları kendilerine sorup, yanıtları olumluysa bu zammı müjde olarak açıklamaları çok doğal ve bütün halkımızı sevindirecek bir haber olurdu.”Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Hadis-i Şerifi de buna en güzel örnektir bence.
Her alanda denge ,her alanda düzen çok önemlidir.Çalışanları,emeklileri yıpratmamak gerekir.Yıpranan insanlar toplumun stres dediği hastalıklarıyla yüz yüzedir.Bizlerde çalışıyoruz.Hesapladığımızda emekliliğimiz 55-60 yaşında geliyor.Ben bir hemşireyim.O günleri görürsem 55 yaşında nasıl olurum, nasıl hizmet ederim bilemiyorum.Allah gösterirse ne kadar emekli maaşımı yiyebilirim bilemiyorum.Ama bu süre içinde çalışırken de aile bütünlüğü istiyorum..Eğitim ve sağlık kurumunda eşiyle ayrı çalışan benim gibi binlerce memur var. 3 çocuğumuzla yıllarca eşimle birbirimizden ayrı çalışıyoruz. Soruyorum acaba emekli olunca mı bir araya geleceğiz? Benim gibi çalışan diğer arkadaşlarımızla birlikte anayasamızın aile bütünlüğü yasasını istiyoruz. Bu şekilde çalışan arkadaşların birçoğu boşandı. Birçoğu da mutsuz evlilik tablosunun içindeler. Çocukları da ilgiye ve sevgiye hasret yaralı, geleceğin ise ümitsiz gençliği.
Her alanda iyileştirme istiyoruz. Bu bizim vatandaş olarak en doğal hakkımız.