Allah kâinatı parçacıklardan oluşturmuştur. Parçacıkların taşıdıkları hızların kareleri enerjiyi oluşturur.
İki çeşit enerji deposu vardır.
Birinci enerji deposu, demirden küçük parçacıklardır. Bunların en küçüğü hidrojendir. Bunlar birleşir ve demire doğru ağırlaşırlar. Işık salarlar. Güneş ışığını salarlar. Bizim dünyamız bu enerjiden yararlanır. Güneş enerjisi dediğimiz şey budur.
Diğeri enerji deposu ise ağır elementlerdir. Radyum gibi elementler parçalanarak demire doğru hafifleşirler. Atom enerjisi budur.
Her iki durumda her şey demirleşmektedir. Demir en aşağıdadır. Her şey ona düşmektedir. Hangi şekilde olursa olsun, sonunda kâinatta faydalı enerji tükenmekte, biz ise ölüme doğru gitmekteyiz.
Bizim ana enerji kaynağımız nedir?
Bizim ana enerji kaynağımız güneş enerjisidir, bu enerjiyi iki şekilde elde ediyoruz.
Bir: Sular buharlaşıyor, göğe çıkıyor, rüzgar oluyor, yağmur oluyor, göl oluyor, deniz oluyor, akarsu/nehir oluyor. Biz o enerjileri kullanırız.
İki: Güneş enerjisinden ikinci faydalanma yolu ise bitkilerin güneş enerjisini kimyasal enerjiye çevirmesidir. Sonra biz ondan yararlanır ve besleniriz, onları yakarız.
Bu enerji kaynakları geçmişte kömür, petrol, gaz şeklinde depolanmışlardır. Şimdi onları tüketiyor ve uygarlığımızı götürüyoruz.
Gelecekte bu enerji kaynaklarının hepsi tükenmiş olacaktır.
O enerji kaynakları tükenince, insanlık kalıcı enerji kaynaklarına yönelecektir.
Bunlar nelerdir? a) Güneş enerjisi, b) Rüzgar enerjisi, c) Su enerjisi, d) Bitkisel enerji.
Ülkemizde petrol ve gaz ya yoktur veya çoktur; maalesef hâlâ bilemiyoruz!!!
Buna karşılık devamlı var olan -güneş, rüzgar, su ve diğerlerinden oluşan- enerji kaynaklarımız ülkemizde boldur.
O halde bizim enerji siyasetimiz bu enerjilerden yararlanma olmalıdır.
Bunun sistemini ve teknolojilerini geliştirmemiz gerekecektir.
Bu sayede geleceğin enerji lideri biz oluruz.
Enerji meselesinin çözümüne nereden başlamalıyız?
Enerji meselesinin çözümüne bir de şuradan başlamalıyız.
-Ülkemizin her yönünde var olan geniş topraklarımızın yüzeylerini yeşillendirmeliyiz...
-Binalarımızı sera ile kaplayarak değerlendirmeli, yaz-kış güneş enerjisini kimyasal enerjiye çevirmeliyiz...
-Ülkemizde hidroelektrik santralleri var ama yeterli değildir; tüm akarsularımızı elektrik enerjisine çevirmeliyiz...
-Son yıllarda nihayet rüzgar enerjisini de keşfettik; keşfettiğimize göre artık rüzgarların boş yere esmesini önlemeliyiz...
-Güneş ışığını doğrudan hidrojen enerjisine çevirmeliyiz...
Batı dünyası bunların teknolojisini geliştiriyor; biz bunları çok ucuz bir şekilde satın alabiliriz. Onların mühendislerini getirip ülkemizde çalıştırabiliriz. Teknolojide onlara yetişelim dediğimiz zaman; biz bunu başaramayız, onlar bu alanda bizden hayli ileridedirler. Ama Batı'nın teknolojisini geriden de olsa takip edebiliriz; nitekim edebiliyoruz.
Bu vesileyle hatırlatalım: Bizim geri kalışımızın sebebi teknolojideki geriliğimiz değildir. Bizim geri kalışımızın sebebi bambaşkadır; bu başkalık gelecek yazıda, inşaallah...
Gayet enerjik selam, sevgi ve dualarımla...