Darbeleri 'suç' haline getirmek...
…
Askeri İçhizmet Yasası'nın darbelere icazet verecek biçimde yorumlanmaya müsait 35. maddesi başta olmak üzere geçmiş döneme ait bugünle ters düşen her türlü yasal mevzuata el atmakla işe başlanabilir. O madde muğlak ifadelerle her yana çekilebilir halden çıkartılır ve yasanın bir yerine demokratik düzene müdahaleyi, müdahale girişimini, hatta müdahale niyetini 'suç' sayacak bir madde konulur.
Hâlâ maceracılık yapmaya kalkan nasıl bir duvara toslayacağını önceden bilir.
Zamanı hâlâ gelmedi mi böyle bir yasal düzenlemenin?
Fehmi Koru
f.koru@yenisafak.com.tr
01 Kasım 2009 Pazar
Yorum: “darbe güzeldir, her darbede bir hikmet vardır” düşüncesi darbe kendi aleyhine döndüğünde değişime uğrar. Hedefi olup olmadığı tartışılır, ama her darbe illa ki birilerini ‘darb’etmek üzere ifâ olunduğundan mazlum bir kitle meydana getirir. İnsanlar maalesef böyle musibetlerle de kulak asmadıkları nasihatleri müşahede etme imkanı bulurlar. Bir daha aynı şeyleri yaşamamak için çare(ler) aramaya başlarlar. Yakın tarih bize bunu öğretiyor.
Bugün Türkiye’nin siyasi, iktisadi ve sosyal açıdan kritik bir noktada bulunduğu ileri sürülüyor. (Ne zaman rahat bir konumda bulunduğumuzu da ayrıca sorgulamak gerekiyor ya, başka zaman inşallah.) Şimdi siyasi, iktisadi ve sosyal alanı nasıl düzenleyeceğiz? Asıl soru bu. Fakat sorunun cevabını ararken maalesef hiçbir sabitimiz yok. Hep mevcut duruma bakarak, tecrübelerimi, korku ve ümitlerimizi baz alarak karar alıyor ve kuralsız hareket ediyoruz. Oysa bütün bu alanların aslında nasıl olmasını gerektiğini sorgulamamız gerekir. Doğruyu tespit etmeden gerçeklerle uğraşıp duruyoruz.
Evet, barajın duvarında çatlaklar ve sızıntılar var, ama bu çatlakları sıvamak, sızıntıları kesmek barajın yıkılmasını engeller mi acaba?