Yeni bir Anayasa mı yoksa yeni bir Teşkilât-ı Esasiyye mi
Bir anayasa bireylerin özgür irade ve rızalarına dayanacaksa ve aşağıdan yukarıya doğru bir katılımla hazırlanacaksa ona uygun bir modelin geliştirilmesi gerekir. Bu yaklaşımı benimseyenlerin söz konusu anayasayı yapmak için muhtemelen önerecekleri bir model olacaktır.
O nedenle anayasayı ortaya çıkaracak modelin önceliği, ortak metni yazan bir komisyon çalışmasını evvel emirde başlatmak olmamalıydı. Daha doğrusu, en son yapılacak çalışma en başa alınmamalıydı.
Madem merkezde bir komisyonun kurulmasında uzlaşma olmuş, uzlaşma komisyonunun bu aşamada yapacağı çalışma, irade ve rızaya dayalı bir model içerisinde o mevzuatın oluşmasını kolaylaştıracak bir idari yapının ne olacağını ve Türkiye’nin nasıl bir idari yapı ile yönetileceğini tartışmak olmalıdır.
Merkezi komisyonda idari yapıya ilişkin varılacak uzlaşma, en küçük yerinden yöneyim biriminde yapılacak irade ve rızaya dayalı anayasa çalışmasını dikkate alacak bir model olmalıdır ki, katılım ve aşağıdan yukarıya doğru bir mevzuat özgürlüğü içinde ortak anayasa metni oluşabilsin.
Gerçekte en küçük yerinden yönetim biriminde yapılacak çalışmanın amacı, başka birimlerde ne olup olmadığına bakmadan sadece “x” yerinden yönetim biriminde mevzuatın nasıl olacağını kararlaştırmak olacaktır. Bu metin sadece “x” yerinden yönetim biriminde uygulanacak şekilde hazırlanmış olacaktır.
Bir başka ifadeyle “x” yerinden yönetim biriminde insanlar yardım aldıkları uzmanlar eşliğinde doğrudan ve temsilcileri aracılığıyla nasıl idare edilmek istendiklerinin metnini oluşturacaklardır.
Bütün yerinden yönetim birimlerinde yapılacak her bir çalışma, daha üst yönetim biriminin, bunların toplamı da ülke anayasa metninin içeriğini oluşturacaktır.
Merkezi komisyon üyelerinin görevi bu aşamada başlamalı ve en küçük yerinden yönetim birimlerinden merkeze kadar gelen uzlaşma noktaları, merkezi komisyonda tespit edilmeli, bu da “merkezi anayasa”yı oluşturmalıdır.
Sayın Süleyman Karagülle ve Sayın Süleyman Akdemir’in ortak imza ile yayımladıkları Yeni Anayasa metni, bu akış açısıyla şöyle bir anlam ifade etmektedir:
İki değerli uzman, sanki Çankaya bucağında ikamet etmekteler ve orada kendilerinden istenen yeni anayasa konusundaki görüşlerini “uzlaştıkları” bir metin haline getirmişler, sonra da kamuoyuna deklere etmişler…