http://www.egedesonsoz.com/yazar/baslik/10454
Terörle mücadelede, masum insanlarla terör örgütü arasındaki bağı zayıflatmak,
Terör örgütlerine sempati duyanları devletin yanına çekmek,
Tabanını ve sempatizanlarını yitirmiş örgütlere karşı, en etkin araçlarla mücadele etmek,
Bunları yaparken zamanı iyi kullanmak… öncelikli kurallardandır.
5, 10… 30 yıla yayılmış, gecikmiş bir mücadele, mücadele değildir; bunun adı başka bir şey olmalıdır!
***
Halkı ve sempatizanları terör örgütlerinden uzak tutmak için öncelikle:
-Terör örgütlerinin muhalefet gerekçelerini gözden geçirmek,
-Psikolojik faktörleri gözeterek medyayı akıllıca kullanmak,
-Yanı sıra ekonomik ve sosyal önlemler almak gerekir.
***
-Teröre karşı kullanılan “dil”; etnik kökeni aynı olan herkesi suçluyorsa…
-Aynı dinin, mezhebin ve parti mensuplarının tamamını ayrım yapmaksızın terör örgütü destekçisi gösteriyorsa…
-Demokratik bir ülkede iktidara oy vermeyenler terör örgütü destekçisi gösteriliyorsa…
-Bu beyanlar ekranlarda sıklıkla tekrarlanıyorsa…
-Mitinglerinde vurgular bu yönde ise…
Nasıl olur da referandumda “Hayır!” diyenler terör örgütü destekçisi olur?!
Seçmen arasında destekleri %1, 3 veya 5 bile olmayan FETÖ, DAEŞ, PKK, 16 Nisan akşamı “Hayır” oyları %30 çıkarsa, bu oylar kimin hanesine yazılacak?!
Hayır oyları %40, 45 hatta %55 de çıkabilir!
Hayır oyları, terör örgütlerinin hanesine mi yazılacak?!
Hem de iktidarın ısrarlı vurgusuyla?!
Diyelim ki, Hayır diyenlerin oranı %30 veya %40 çıktı!
Bu sonuçlar terör örgütlerini zayıflatır mı güçlendirir mi?
55 milyon seçmenin oy kullanacağı bir referandumda, kim ne kazanacak, ayrı bir konu; ama nereden bakılırsa bakılsın en kazançlı çıkanlar terör örgütleri olacaktır!
16 Nisan’dan sonra terör örgütleri kendilerini güçlenmiş sayacaklar. Çünkü iktidar, peşin peşin “HAYIR” ların tamamını onların kazanç hanesine çoktan yazdı!
Hele bir de -Allah korusun- %51 ve üzeri seçmen “Hayır!” derse, bu yanlışı kim düzeltecek?
Terörle kim mücadele edecek?!
İktidarın “Terörist” tanımlaması ne kadar inandırıcı olacak?!
Gözlemler şunu göstermektedir ki, Ak Parti ve MHP yöneticileri ittifak yapsa da iki partiye oy veren seçmenin kafası 18 madde konusunda bayağı karışık!
“Amcana güven, gerisini merak etme sen” sloganı, demir leblebi cinsinden maddelere “Evet” demeye yeter mi, o kadar da kolay değil!
İkinci konu da şu;
Ak Parti ve MHP, henüz kendi tabanını ikna edememişken Kılıçdaroğlu’nun gıybetini yaparak seçmenleri neye ikna etmeye çalışıyor?!
EVET’e mi HAYIR’a mı?!
CHP’nin toplam oyu %25’i geçmiyor!
Kılıçdaroğlu gıybeti %75 üzerinde nasıl bir etki yapacak, bunu merak eden var mı?
Hayır’ın oranının %25’in üzerinde olacağı belli!
Kılıçdaroğlu’nun elinin altında kaç TV ve gazete var?!
Ak Parti ve MHP’nin siyasal araçlarından üstün olma şansı var mı?!
Neden her fırsatta yerli yersiz Kılıçdaroğlu karşıtı bir söyleme başvuruluyor?
***
Bence, anayasanın referanduma sunulan maddelerini yazanlar ve referandumun stratejisini belirleyenler yanılgı içindeler!
Nedeni de şu;
A-18 Madde içinde bireysel haklar ve özgürlüklere yer veren bir madde yok! Aksine 12. Maddeye göre olumsuz bir gelişme gerekçe gösterilerek OHAL ilan edilebilir ve anayasa ve bireysel haklar askıya alınabilir!
Hatta Meclis süresiz de kapatılabilir!
Buna kim engel olabilir?!
12. maddeyi yazanların amacı, Kanun-i Esasi’nin meşhur 113. Maddesi olmasın?!
B-18 madde eklendiğinde 1982 anayasasının mekaniği nasıl işleyecek, bunu tartışacak Anadolu platosunda bilim insanı kaldı mı?!
C-Sistem mühendisliği marifetiyle (bu kadar felsefecinin ve hukuk metodoloğunun olduğu bir ülkede) anayasayı yeni şekliyle kim analiz edecek ve dünyadaki “anayasa bilimi” birikimine göre T.C. Anayasası ile nasıl bir rejim inşa edilecek?!...
Bu endişeler tartışılmadan EVET diyenleri geri zekâlı, HAYIR diyenleri ise terör örgütü destekçisi ilan etmek, iç barışa fazlasıyla ihtiyaç duyulan bir ülkede, nasıl bir referandum stratejisidir, anlamış değilim.
NOT:
TEŞEKKÜRLER…
Geçen yıl YGS’de sorulan Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi sorularından sadece bir tanesi din bilgisini ölçer nitelikte olduğu, kalan dört sorunun ise “Dil ve Anlatım Dersi” sorusu gibi hazırlandığını… bu köşede eleştiren bir “AÇIK MEKTUP” http://www.egedesonsoz.com/yazar/baslik/9666 yazmıştım.
Bu yıl Din Dersi için hazırlanan beş sorunun beşi de din bilgisini ölçer nitelikte olduğunu gördüm.
Bu özenlerinden dolayı ÖSYM başkanı Sayın Prof. Dr. Ömer Demir’e ve soruları hazırlayan değerli üyelere teşekkürlerimi sunuyorum.