Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-5
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
Topluluğun oluşabilmesi yani kurallı bir topluluğun oluşması için, şeriat topluluğu için nüfusun 3 binden az olmaması ve 10 binden de çok olmaması gerekir.
Bir topluluk ‘dayanışma ortaklıkları’ kurar ve bir yönetim oluşturur. Bunlar her Cuma günü toplanarak görüşürler ve kararlar alırlar. Bunlara ‘kabile/bucak’ diyoruz.
Maide suresinin başındaki “Ey iman edenler”in muhatabı bunlardır.
Bu toplulukta kurallar vardır ve bu kuralları kendileri koyarlar.
***
Kurallar Nelerdİr?
Biri hakları icma ile tespit eder, kalanı içtihada bırakır. Bazılarının haramlarını icma ile tespit edip kalanları halka bırakır. Bu ayet bize bunu anlatmaktadır.
Kur’an’da daima örneklerle hükümler konur. Avlamak için hükümler konur. Sonra o hükümler diğer bütün sahalarda uygulanır. Seçilirken en zayıfı seçilir. Mesela haramlıkta domuz seçilirken böyle sınırda olan hayvan seçilmiştir. Üzüm şarabı seçilirken içkilerin en hafifi alınmıştır. Av hususundaki yasak emirler böyle en zayıftır.
Değişik üretim şekilleri vardır. Toplayıcılık, avcılık, çobanlık ve çiftçilik üretim şekilleri vardır. Ticaretle geçinme şekilleri vardır. En az şeriat hükümleri isteyen üretim şekli avcılıktır. Kur’an buradaki kuralları örnek olarak anlatmaktadır.
Diğer bütün helal ve haramlar ona göre kıyas yapılacaktır.
Burada bir bucak yönetiminin hangi kuralları ve yasakları koyacağını anlatmaktadır. Kıyas müessesesini kabul ettiğimiz zaman basit ve sade bir emrin ne kadar derin manasının olduğunu anlarsınız.
***
Sİtemİzİ Nasıl Oluşturacağız?
Önce aşiretimizi yani ocağımızı oluşturacağız. Aşiret kurallarla değil ikili anlaşmalarla oluşacaktır. Böyle oluşan aşiretler arası ‘Medine Sözleşmesi’ benzeri bir sözleşme yapacağız. Sözleşme iki aşiret arasında akdedilecektir. Sonra bu sözleşmeye katılacaklar olacaktır. Böylece bir kabile yani bir bucak oluşacaktır. Bu bucağın önemi ilk iki aşiretin yaptığı sözleşmenin güçlü olmasına bağlıdır.
Biz İzmir Akevler’de (Akevler Kooperatifi Sitesi) bir aşiret olarak sözleşme yaptık.
Sonra bir cemaatlerle ve Necmettin Erbakan’la anlaştık.
Bunları yaptıktan sonra ortaya çıktık.
Bunlarla yaptığımız ‘şifahi sözleşmeler’ sayesinde beklediğimiz sonuçlardan daha fazla sonuçlara vardık. Ne var ki Akevler olarak bu iki dev grubun beraber olmasına çok uğraştık ama başaramadık. Sonunda AK Parti’de birleştiler gibi bir durum ortaya çıktı ama...
Biz şimdi “Adil Düzen”i bir bütün olarak çok iyi hazırlamalıyız.
Bu hazırlıklar daha çok ekonomiyle ilgili olmalıdır.
Kur’an ‘eman/güven meselesi’ ile söze başlamıyor, ‘avlanma meselesi’ ile işe başlıyor; avlanma gibi küçük işleri çözemeyenler büyük meseleleri hiç çözemezler.
Biz şimdi İstanbul’da bir üretim işletmesini yapmaya çalışıyoruz. Bunu yani bu küçük işletmeyi başardığımız, ayrıca bakkalı yani marketi de çalıştırdığımız zaman, işte ondan sonra anlaşacağımız diğer aşiretlerle /ocaklarla “Adil Düzen”i getirmiş olacağız.
Geçmişe bakıp ‘ah vah’ etmek yoktur. Bizim nesil giriştiği mücadelelerde beklenmedik büyük başarılara ulaştı. Şimdi sıra sizlere gelmiştir. Bizim yaptıklarımızı iyi öğrenmeniz ve anlamanız gerekir. Bizden hiç kimse hayatını anlatmadı, ben (Süleyman Karagülle) de anlatmadım. Çünkü bizim hayatımızı anlatacak vaktimiz yoktur. Bizimle çalışarak, bizim başlattıklarımızı omuzlayarak sizler daha ileri imkanlara ulaşırsınız.
Bu önerilerimizi yaparken bazı arkadaşlarımızın düştüğü gaflete düşmeyiniz.
(Devamı var)