‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-13
T.C. Hükümet Başkanı ve Bakanların Dikkatine!
Bu yazılar aynı zamanda yüz yıllık T. C. en başarılı hükümeti 54. Hükümet Başbakanı Necmettin Erbakan’ın ifadesiyle, ‘Bu uygulamalar Adil Düzen’in kokusu mesabesindedir’ dediği, mesela ‘Denk Bütçe’ ve ‘Havuz Sistemi’ uygulamalarını hatırlatmak ve Adil Düzen’in aslını uygulamanız için yazılmaktadır…
g) Teknik çalışmalar teşvik edilmelidir. Mesela Haseki Enstitüsü tipinde bir merkez geliştirilebilir. Veya İlim Yayma’daki nüve takviye edilebilir.
CEVAP: g) Biz istedik ki, Akevler çalışmalarını üniversiteler ele alsın. Biz ilmî çalışıyoruz demek, sermayeye eleman yetiştirmeyi ilmî çalışma kabul etmek demektir. Biz istedik ki, Akevler çalışmalarını ilâhiyatçılar ele alsınlar. İzmir Akevler Sitesi’nde kendilerine özel apartman blokları ayırdık. Kooperatiflerimizde ev sahibi oldular. Ama bunun karşılığında işleri bize saldırmak oldu. Biz sabrettik. Bugün hâlâ mahcubiyet duymuyor, bizim haksızlık ettiğimize Hayrettin Karaman’ı bile inandırabiliyorlar. Biz hakemlerin kararlarına açığız. Onlar davalarını kazansınlar. Bizim oturduğumuz evleri bile onlara teslim ederiz. Biz onları o evlere aldırmak için ne sıkıntılar ve baskılar gördük. Biz bütün yaptıklarımızı Allah için yaptık. Davacı değiliz. Biz bir kuruş ortaklık malını üstümüze geçirmedik. Alacakları varsa kooperatiften alacakları vardır. Kooperatife milyon dolarları kazandırdık. Duruyor, hakları varsa hakemlere gidip alabilirler. Biz istedik ki, Süleymancılar bu çalışmalarımızı değerlendirsinler. Antalya’dan şeyhlerini İzmir Akevler’e getirdiler ve görüşünü sordular. ‘Güzel ama uzak!’ dedi. Bu söz üzerine 400 ortak kooperatifteki üyelikten ayrıldı! Biz istedik ki, Nurcular çalışmalarımızı değerlendirsinler. Kısmen değerlendirdiler. Ama bizden ayrıldılar. Millî Görüşçüler değerlendirdiler. Ama onları da siz vazgeçirdiniz. Necmettin Erbakan’ı kenara ittiniz. Şimdi de O’nun sırtına binerek O’na caka satıyorsunuz. Devam edin bakalım, böyle nereye kadar?!. Haseki Enstitüsü bizim çalışmalarımızı değerlendiremez. Neden değerlendiremez? Değerlendirebilmeleri için Demirelci Tayyar Altıkulaç’ın buyruğu gerekir. Onun için de ABD’deki sömürü sermayesinin evet demesi gerekir. Acaba sizler kimlere âlet olduğunuzun farkında mısınız?
h) Tatbikata yönelik bazı projeler geliştirilip üzerinde çalışılabilir. Sudan, Pakistan gibi İslam Devleti tarzını benimseyen ülkelerle işbirliği yapılarak hazırlanan projeleri oralarda uygulamaya koyarak denemeler yapma imkânı aranabilir. Tabiatıyla bu sayılanlar tahdidi olmayıp misal olarak zikredilmiştir. Bu çalışmaların akademik müesseseler içinde yürütülmesi ideal olanıdır.
CEVAP: h) Biz şimdi bağımsız belediyelere talip olmayı planlıyoruz. Her belediye kendisi farklı modelleri uygulayarak yeni içtihatlarla değişik Adil Düzen uygulamalarını ortaya koyacaktır. Allah “Adil Düzen” uygulamasını Türkiye’ye takdir etmiştir. Ben arkadaşlarımla Kırgızistan’a gittim ve beş yıl kaldım. Devlet Başkanı Askar Akayev ile “Adil Düzen” üzerinde çalıştık. Sonuç olarak gördüm ki şartlar yalnız Türkiye’de müsaittir. Bugünkü AK Parti’nin anayasa ekseriyetiyle iktidarı bunu kanıtlamaktadır. Ne var ki AK Parti “Adil Düzen”den uzaklaşmış da İslâm gömleğini çıkarıp muhafazakârlık gömleğini giymişse, sorumlusu sizden yani 17 kişiden oluşan 3 yönetici ve 14 akademisyen kişidir. Tövbe edin. Bu millet üniversitelere ordusundan fazla para harcıyor. Mustafa Kemal, ‘muasır medeniyetin fevkine çıkmayı’ emretmişken; onlar basit bir kooperatif yönetimiyle boğuşmuş, halkın kendi kurduğu partilerle boğuşmuş, tüm tarikat ve Nurcularla boğuşmuştur. Bunlar yetmiyormuş gibi; üstüne üstlük Sabahattin Zaim’in ve Hayrettin Karaman’ın kendi ortaklarının gizli savaşları ile boğuşmuş. Ama bugün yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın “başka çare yok” diyebileceği yere geldiği bu dönemde “Adil Düzen”i ortaya koymuş, şimdi kenara itilen Millî Görüşçüler sayesinde bütün dünyaya duyurmuşlardır.
Biz Allah’a hamd ediyor, hatalarımızdan dolayı da istiğfar ediyoruz… Muarızlarımıza sadece hidayet diliyor, elhamı bilinçli olarak okuyoruz… (Devamı var)