Srebrenitsa’da Sırp, Gazze’de Siyonist Yahudi-4
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam...
30 YIL ÖNCE BOSNA SREBRENİTSA - 30 YIL SONRA FİLİSTİN GAZZE
Gazze’de Siyonist Yahudi Soykırımı iki yıldan beri her gün “sözde medeni” çağımızın dünyasının gözleri önünde sürdürülürken hem “Gazze Soykırımı” hem de 11 Temmuz 1995 tarihli “Srebrenitsa’daki Sırp Soykırımı” birlikte yazılmalıydı…
Yazdım ve yazarken de en başta şu hatırlatmaları yaptım; tekrar hatırlayalım; “Geçen yüzyılın sonunda önce memleketlerim Bosna’da (Annem Bosnalı), sonra Kosova’da (ben Kosova’da doğdum) sürdürülen ‘Sırp Soykırımı’ düşünüldüğünde; 11 Temmuz 1995 tarihindeki ‘Srebrenitsa Soykırımı’ akla gelmekte… Günümüzde ‘Sırp Soykırımı’ örnek alınırcasına iki yıldan beri Gazze’deki ‘Siyonist Yahudi Soykırımı’ her gün vahşice sürmekte… Önce Irak’ta, sonra Suriye’de süren ‘soykırımlar’ da unutulmamalı; bundan önceki ‘İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye’ yazılarımla (17 yazı) birlikte…”
Birinci yazımızın en sonunda yazılanları da tekrar hatırlamamız gerekmekte: “Srebrenitsa’nın bağrındaki şehit sayımı 8372 değil, 30 bin; inanma! Da se ne zaboravi i da se ne ponovi! / Unutulmamalı ve tekrarlanmamalı! Unutulan soykırım tekrarlanır, uyuma! Nitekim aynı soykırım Filistin ve Gazze’de devam ediyor…”
Yine birinci yazımın en sonunda yazdığım cümleyi de tekrar hatırlayalım…
“Nitekim aynı soykırım Filistin ve Gazze’de her gün devam ediyor…”
Kosovalı hemşerim Mehmet Akif Ersoy’un şu mısralarını hatırlayalım…
KISSADAN HİSSE “Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! / Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? / "Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; / Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” [Safahat: Yedinci Kitap] Bu kadar!
“BOSNA ANNEM, SREBRENİTSA ABLAM”
Ben bu yazıları yazarken, Rıfat Yörük bu başlık altında bir yazı yazmış, bana da gönderdi; en başta yazdıkları şöyle: “Bosna Hersek... Tarih 11 Temmuz 2005. Srebrenitsa’da Hollandalı BM Barış Gücü komutanının teslim ettiği Sırplarca katledilen 8372 Boşnağı anma töreni... Bu büyük acının üzerinden tam on yıl geçmiş. Mavi kelebeklerin bulduğu cesetler yeşil tabutlar içinde önümüzde duruyor. O sabah yağmur yağdığı için şehitliğin olduğu arazi çamur içinde. Boşnak dostlarımızın anlattıklarına göre her yıl o gün oraya mutlaka yağmur yağarmış. Burası Srebrenitsa civarındaki Potoçari Anıt Mezarlığı. Bosna-Hersek’in doğusunda Sırbistan sınırında bir yer. Biraz sonra soykırım kurbanlarını anma programı başlayacak...”
Yazı uzun; yazının en sonunda yazılanlarla devam edelim…
Bu Şarkıya Ağlamak İçin…
“Birden o kızların olduğu sahneden tüylerimizi diken diken eden bir şarkı, hayır hayır bir ağıt başlıyor. Üç beş kelime haricinde Boşnakça bilmiyoruz ama müthiş etkileniyoruz. Hele okuyan kız çocuğu nakaratlarda canhıraş şekilde “Mayko Mayko (Anne Anne)” dediğinde hüzünleniyor, yaşaran gözlerimizi ellerimizle siliyoruz. Evet, bu ağıda ağlamak için de Boşnakça bilmemize gerek yok! Meğer “Mayko” anne demekmiş. Bütün ailesi katledilen çocuk “Bosna Majko, Srebrenica Sestro” isimli bu şarkıda “Neredesiniz?” diye haykırıp yakınlarından cevap alamadıktan sonra vatanı Bosna’yı annesi, büyük bir katliamın yaşandığı Srebrenitsa’yı da ablası olarak kabul ettiğini bildiriyormuş. Bu şarkının sözlerini de ünlü Boşnak şair Cemalettin Latiç yazmış, Djelo Jusiç bestelemiş. Anlamı ise şöyleymiş; “Anne seni hâlâ rüyalarımda görüyorum. / Abi, abla her gece rüyamda sizi görüyorum. / Yanımda değilsiniz. / Sizi arıyorum; nereye gitsem, nereye baksam. / Anne, baba neden yanımda değilsiniz? / Bosna, benim annem sensin. / Bosna, seni annem gibi görüyorum. / Bosna, annem, Srebrenitsa ablam / Yalnız değilim.”
Bugün 11 Temmuz 2025. Srebrenitsa Katliamının 30. yıldönümü. Soykırımcıları lânetle, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Seni kurtaramadık, hiçbir şey yapamadık. Yüreğim buruk, yüreğim hasta. Tam 30 yıl oldu, seni unutamadık. Affet bizi Srebrenitsa!”