Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-15
-Erbakan Hoca uyarmıştı: “İsrail İran'la savaşacak ama asıl hedef Türkiye'dir.”-
Önceki 10 yazı TEŞHİS, bu yazılar da TEDAVİ yani ÇÖZÜM yazılarımızdır…
Tedavi ve ÇÖZÜM içerikli yazılarımıza kaldığımız yerden devam…
ABD bugün hâlâ denizde ve havada güçlü olabilir ama karada Türkiye ve İran’ın savunması hâlâ dünyanın en etkili savunmasıdır. Üstelik ABD’yi yöneten Küresel Sömürü Sermaye şu anda kendi içinde bölünmüş ve zayıf durumdadır. Dolayısıyla eskisi kadar koordineli bir saldırı yapacak güçte değildir.
ABD hangi savaşı doğrudan kazanmıştır ki?
Irak’ta Saddam teslim oldu, ABD sonradan onu bile koruyamadı. Önce Kuveyt’i vaat etti, sonra Irak’ı yıktı. Hep aldatma, hep yıkım.
Bugün artık ‘yıkım’ değil, ‘yapım’ zamanıdır. Bunun için Türkiye ve İran’ın öncülüğünde adil bir ekonomik sistem inşa edilmelidir. Bu sistemin genel adı “Adİl Düzen”dir. Akevler gibi kurumlarla iş birliği yapılmalı, somut modeller uygulanmalıdır.
Elçiler değiştirilmeli, profesyonel diplomatlar yerine sıradan ama inançlı subaylar görevlendirilmelidir.
Çünkü bu mesele artık masa başı değil “medeniyet kurma” meselesidir.
Bu yazdıklarımız şimdi ütopik gelebilir.
Lakin biz bunları 2009 ve 2016 yıllarında da yazdık.
Şimdi iş içten geçti be hocam diyorsanız; bu da sizin hatanızdır!
***
Türkİye, İran ve İslam Ülkelerİ bİrlİk kurmalı
Doğu'nun AB'si Türkiye, İran ve Komşu İslam Ülkeleri Neden Birlik Kurmasın?
Avrupa, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından ayağa kalkmak için bir araya geldi. Kömür-Çelik Topluluğu ile başladılar, zamanla Avrupa Birliği’ne ulaştılar. AB bugün hâlâ ekonomik bir dev gibi görünmekte. Ancak yaşlanan nüfusu, kırılgan siyasi dengeleri ve artan dışa bağımlılığıyla eski cazibesinden uzak.
Peki, biz neden hâlâ parçalı kalalım?
Neden Türkiye, İran, Pakistan, Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkeler bir araya gelmesin ve benzer birlikler kurmasın?
Rakamlarla konuşalım:
Nüfus açısından zaten AB’yi geçiyoruz. AB toplamda 448 milyon nüfusa sahip.
Sadece Türkiye (85 milyon) ve İran (88 milyon) birlikte 170 milyon.
Pakistan (240 milyon), Mısır (110 milyon), Suudi Arabistan (36 milyon), Irak, Suriye, Katar, Azerbaycan gibi sınırdaş ülkeler eklendiğinde 600 milyonu geçen genç, üretken bir nüfus oluşuyor.
Enerji açısından zaten üstünüz.
İran, Suudi Arabistan, Irak ve Katar gibi ülkeler dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip. Üstelik biz enerji ithal etmiyoruz, enerji ihracatçısıyız. AB ise hâlâ Rus gazına muhtaç.
Gençlik yani genç nüfus da bizde.
AB’nin ortalama yaşı 44. Türkiye ve İran’da 30 bile değil. Bu ne demek?
Çalışan var, üreten var, dinamizm var, gençlik var.
Yani gelecek bizde her şey bizde.
Coğrafya kaderse, bizim kaderimiz fırsattır.
İpek Yolu, Orta Koridor, Hicaz Hattı, Mavi Koridor…
Türkiye’den İran’a, oradan Pakistan’a ve Basra Körfezi’ne kadar uzanan bu kuşak, küresel ticaretin en kritik damarlarıdır.
Dünyanın kalbinde oturuyor ama ellerimizi birleştirmiyoruz; artık birleştirelim.
(Devamı var; İran Yıkılırsa Türkİye Ne Kaybeder?)