Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-10
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
Biz Buranın Fıkhını Nasıl Açıklayacağız?
Kur’an yani söz konusu ayet burada ne diyor?
“Allah’ın şeaİrİnİ İhlal etmeyİn” diyor. (Maide 2)
Burada bir maksatla toplanacaklarını beyan ederek, yerin boş olduğu zamanlar için -yöneticiden gün aldıktan sonra- ondan sonra başka maksatla oraya katılıp onların anlatmak istediklerini ihlal etmeyin denmektedir. Burada görüşler anlatılır. Konuşmacılar konuşurlar. Tekbirlerle, tehlillerle tasdik olunur. Buraya girecekler belli kapılardan girerler, sayılarını otomatikman elektronik kapı sayar, kaç kişi toplantıya iştirak etmiştir bilinir. Buraya gelecekler olanlar özel elbise giyerler, ülkenin her tarafından oraya gittiklerini duyurmuş olurlar. Hac veya umredeki özel elbise de budur. Buraya çıkan yolcular özel güvene alınır. Bunların seyahatlerine mâni olunmaz. Devlet mâni olmadığı gibi onları korumak da oradaki illerin görevidir.
Bugün Mekke’de hac ve umre yapılmaktadır. Oraya Kur’an ehli olanlar ziyarete gelmektedir. Hacda yeryüzünde bu kadar Kur’an ehli olduğu belirtilmektedir.
Bugün kitle imha silahları icat edilmiştir. Biyolojik ve kimyasal silahlarla kitleler imha edilmektedir. Bu gücü sermaye ele geçirmiş, devletler sermayenin emrine girmiştir.
İlk bakışta kalabalıkların ne etkisi olacaktır ki diye düşünülür.
Oysa İran’daki Humeyni ihtilali silahla olmamıştır. Hiçbir Humeynicinin silahı yoktur. Sadece sokağa döküldüler. Şah korktu, kalabalığın üstüne jetler gönderdi. Binlerce insan öldürüldü. Ama İran halkı evlerine dönmedi. Sonunda Şah gitti. Sovyetlerde kırk milyon insan öldürüldü ama şimdi öldürenler yoktur, halklar vardır.
İslâmiyet silahsız insanlara toplanma, yürüyüş yapma ve kendi görüş ve düşüncelerini gösterme hakkını tanımıştır. Bu hakkın yöneticiler tarafından ihlal edilmemesi ve ihlal edenlere de mâni olunması teşri edilmektedir.
“Şeair”in başka anlamı serbest pazar yerleridir. Çarşılarda, dükkanlarda vergiye ve kurallara tâbi alışveriş yapılmaktadır. Bir dükkânı elinde tutmak için belli oranda vergi vermek, sermaye koymak, ciro yapmak şartı vardır. Oysa pazar yerlerinde oluşacak piyasa şeairillahtır. Herkes malını getirir ve oraya koyar. Halk gelir ve oradan alışveriş yapar. Allah’ın burada ‘ihlal etmeyin’ demesi; bu pazar yerlerine müdahale etmeyin, buraya girip çıkacak mallar üzerinde kotalar koymayın, vergiler almayın demektir.
***
“Ve lâ el-şehre el-harame / Ve ne de haram şehri ihlal ediniz.” (Maide 2)
Bucak temel topluluktur. Birbirleri ile her gün karşılaşan, dolayısıyla birbirlerini tanıyan, çok yakından da birbirlerini bilmeyen 3 bin ile 10 bin arasındaki topluluklar birlikte çalışmakta ve aşiretlerde ayrı ayrı yaşamaktadır. Bu birlikte çalışma ve yaşama birtakım emirlerle yasakları içerir. Yasaklar yere ve zamana göre değiştiği gibi kişilere göre de değişir. Yukarıda “Allah’ın şeairini ihlal etmeyin” denmiş ve mekândaki yasaklar gösterilmiştir. Şimdi de zamanlardaki yasakları ihlal etmeyin denmiştir. Belli yerlerde belli hareketleri yapmak haram kılınmış, belli zamanlarda da belli şeylerin yapılması yasaklanmıştır.
Mekke için konmuş bulunan bu yasaklar Kur’an’da dört ay olarak belirlenmiştir. Bunların üçü hac aylarıdır. Çoğul olarak getirilmiş olduğu için haccın yapıldığı aydır. Büyük hac günü marife olarak gelmiş olduğundan o hac günü Zilhicce denen ayın onuncu günü olmaktadır. Bugün önceden bilinmektedir. Hazreti İbrahim aleyhisselâmdan beri bugün hac günü olarak yapılmaktadır.
Ramazan ayının adı geçmektedir. Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı arasında 70 gün bulunmaktadır. Bu da on hafta eder. Kameri aylara göre sene 50 haftadır. Bunun beşte biri ise iki bayram arası zamandır. Üç ay doksan gün etmektedir. Senenin dörtte biridir.
(Devamı var; Haram aylar neyİ haram etmİştİr?)