Anayasa’nın en ‘asker’ maddesine dokunulmuyor
1183 Okunma, 0 Yorum
Can Ataklı - Vatan
Mesut Karaaytu

İktidar ve özellikle “maskeli yandaşları” günlerdir adeta çırpınarak anayasa değişiklikleri ile daha demokrat bir ülke olacağımızı ileri sürüyorlar. Öyle ki sanki bu değişiklikler olmazsa demokrasi ve hukuk bir hayal olacak.

Çırpınışın ardındaki gerçek şu: Bu değişiklikler olmazsa AKP’nin paranoyak halde korktuğu “partinin kapatılması” ve “Yüce Divan’da yargılanma ihtimali” başlarının üzerinde durmaya devam edecek.

Yok eğer anayasa değişiklikleri kabul edilirse, bu kez AKP’nin önünde laik demokratik Cumhuriyet’i değiştirmek için neredeyse hiçbir engel kalmayacak.

Maskeli yandaşlar çırpınıyor ama Anayasa’nın “en asker” maddelerinden birine hiç dokunulmuyor. Seçim barajını yüzde 10’dan aşağı çekme taleplerine iktidar hiç yüz vermediği gibi bunu asla değiştirmeyeceğini açıkça beyan ediyor. Örneğin, Cemil Çiçek barajın düşürülmesi halinde istikrarın bozulacağını söyledi.

Yüzde 10 barajının nasıl konduğunu unutanlar için anlatayım: Bu madde askerlerin demokrasiye bakış açılarını çok iyi tanımlayan maddelerin en başında geliyor. Her ne kadar “mecliste istikrar” sağlamaya çalışan bir madde olarak da görünse de askerlerin bu maddeyi 1982 Anayasası’na koymalarının tek nedeni vardı: Radikal dinci bir parti ile Kürtçü bir partinin Meclis’e girmesini engellemek.

Askerler darbeden sonra yaptıkları araştırmalarda radikal dinci bir siyasi hareketin yüzde 7-8 oranında oy potansiyeli olduğunu saptadılar. Aynı şekilde Kürtçü bir partinin de yüzde 6’ları geçemeyeceğini düşündüler.

İşte yüzde 10 barajı bunun üzerine kondu. Böylelikle radikal dinci ve Kürtçü partiler çıkaracakları milletvekilleri sayesinde “anahtar parti” olamayacaklardı. Askerlerin bu planı 1990’ların ortasına kadar tuttu.

Ancak Özal’ın vefatı, ANAP’ın dağılmasından sonra, radikal dinci hareket güç kazanmaya başladı. 1994 yerel seçimlerinde büyük başarı kazandı, hemen bir yıl sonraki seçimlerde ise birinci sıraya yükseldi.

AKP şimdi aynen askerin izinde giderek, hem kendisini tek başına iktidardan edecek hem de “anahtar parti” konumuna gelecek dinci olmayan partilerin Meclis’e girmesini önlemek için yüzde 10 barajını aynen koruyor.

 Yorum

            Anayasa değişikliği tartışmaları hız kesmeden devam ediyor. Öyle, ki artık her şey sanki anayasa değişikliğine odaklanmış bir şeklide devam ediyor. Ekonomi, işsizlik, terör her şey unutulmuş tamamen anayasada yapılacak kısmi değişikliklere odaklanmış bir vaziyette, birisi ak diyor birisi siyah diyor, oysa bir araya gelip karşılıklı konuşup anlaşarak beyazın içine az bir siyah katarak gri bir renk ortaya çıkarsalar en azından ortak bir renk’te uzlaşıp şu yaşadığımız kısır döngüden ülkemizi bir an önce çıkarıp ülke enerjimizi kalkınmaya güzel şeyler yapmaya harcamış olsalar gelecek’te güzel halisane duygular la anılırlar.

Evet 12 Eylül askeri darbesini çocuk’ken 28 Şubatı gençlik yıllarında 27 nisan e muhtırasını yakın zamanda yaşamış bir birey olarak bu darbe anayasası değişmeli. Değiş meliki gelecekte bizim çocuklarımız darbeler ülkesinde yaşamak zorunda kalmasınlar. AKP bu anayasa değişikliğini mutlaka ama mutlaka yapmalı yapmayı başarmalı, çünkü bu anayasa değişikliğini yapamadığı başaramadığı takdirde, hem AKP hem halk kendini bir gün mutlaka kafes içinde bulacaktır. Bu millet için kafes planı yapanlar bu planı gerçekleştirmek için yine rahat durmayacaklardır. Kafes ti balyozdu, sarıkız’dı ay ışığı Ergenekon gibi illegal yapılanmaların son bulması ülke insanının kardeşlik duygularıyla huzur içinde yaşaması için AKP’NİN yapmış olduğu anayasa değişikliği referanduma da gitse mutlaka yapılmalı bu değişiklik mutlaka gerçekleşmelidir.

 

Mesut Karaaytu






Sayı: 43 | Tarih: 4.04.2010
Mümtazer Türköne
'Milletin istiklâl ve istikbalini' kim kurtaracak?
2181 Okunma
Arif Ersoy
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
1515 Okunma
Ilker Ardic
Ahmet Hakan
Meclis'te kaç Tayyip kaç Deniz, kaç Devlet var
1378 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ali Bulaç
Adalet ve zulüm
1375 Okunma
Ahmet Yasir Erol
Mehmet Altan
Doğrudan Demokrasi’ için ‘Halk Girişimi
1358 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Zülfü Livaneli
Aynadaki yazı
1351 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ebubekir Sifil
Müslümanlık Neyle Artar?
1333 Okunma
Zafer Kafkas
Dücane Cündioğlu
Tanrı'nın iki eli de sağ eldir
1332 Okunma
2 Yorum
Abdülkadir Altınhan
Ruşen Çakır
Hayalci ol, azla yetin!
1324 Okunma
Tayibet Erzen
Oktay Ekşi
Mal Meydanda
1310 Okunma
Vahap Alma
Mehmet Şevket Eygi
Dokunulmazlık Meselesi
1309 Okunma
Emine Hocaoğlu
Hayrettin Karaman
Taraflı bağımsız yargı
1274 Okunma
Hilmi Altın
Mahir Kaynak
Terörün genel görünümü
1232 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Toktamış Ateş
Siyasette en yetkili kurum
1231 Okunma
Osman Eskicioğlu
Rahmi Turan
Baraj ve dokunulmazlık
1221 Okunma
Serdar Turan
Fehmi Koru
12 Eylül felsefesine karşıysak..
1214 Okunma
Ahmet Kirtekin
Can Ataklı
Anayasa’nın en ‘asker’ maddesine dokunulmuyor
1183 Okunma
Mesut Karaaytu
Nazlı Ilıcak
Dokunulmazlığın iç yüzü
1112 Okunma
Fatma Karuç
Mehmet Niyazi
Veli ahlaklı yiğitti
1046 Okunma
Abdurrahman Erol


© 2024 - Akevler