Terörün genel görünümü
1311 Okunma, 2 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

• Terörün genel görünümü 3 Nisan 2010 Cumartesi

Rusya’daki terör eylemleri bir süredir unutulan tehdidi yeniden gündeme taşıdı. Oysa Irak ve Afganistan çevresinde benzer olaylara her gün rastlanıyordu ama pek fazla ilgi çekmiyordu. Terör olaylarının genel bir değerlendirilmesinin yapılması yaratacağı sonuçları bilmek açısından önemli hale geliyor.

Sermaye Afganistan ve Irak gibi yerlerde bir operasyon yapmak istediği zaman Rusya’da ve Çin’de Müslümanları kışkırtır oralardaki Müslümanlar isyan eder: Rusya ve Çin onları kanla bastırır, o sıralarda sermaye de Irak ve Afganistan’da operasyonlar yapar Rusya ve Çin ses çıkaramaz. Basın Rusya ve Çin’de yapılan olayları büyüterek verir, Irak ve Afganistan’daki olayları ise küçülterek verir. İslamiyet hicret etmedikçe kendi ordunu dışarıda oluşturmadıkça bu tür terör olaylarını şiddetle yasaklamıştır. Rusya’da ve Çin’de olan Müslümanlara Türkiye’deki Müslümanların tavsiyeleri ya hicret edin ya da mevcut yönetime itaat edin şeklinde olmalıdır. Bu davranışınız yalnız kendinizi değil tüm İslam aleminin ezilmesine sebep olmaktadır denmelidir.

-Terör eylemlerini gerçekleştirenlerin Müslümanlar olduğu gözleniyor. Oysa ne bir Müslüman ülkenin ne de genel olarak Müslümanların lehine herhangi bir sonuç yaratması beklenmiyor. Bir çatışmada taraflardan sadece biri galip gelebilir ama her ikisinin de kazanma ihtimali varsa böyle bir çatışma göze alınır. Dünyanın en büyük güçleri de dahil herkese yönelen bu saldırıda Müslümanların galip gelmesi beklenmiyor. Öyleyse bu eylemlerin nedeni ne?

-Bu eylemleri tertipleyen sermayedir. Aç ve sefil olan halk doların gücü ile eylemlere katılmaktadır. Saf Müslümanlar ve milliyetçiler bilincinde olmadan cihat yaptıklarını sanmaktadırlar, dışarıdaki Müslümanlar da oradaki mazlum halka yardımda bulunmaktadır. Bu yardım sermayenin sömürüsüne yardımdır. Dışarıdaki Müslümanlara düşen ülkelerine göç edenleri barındırmaktır. Devletlere düşen bastıran devletlerle anlaşarak göç etmelerine izin vermelerini topraklarını ve diğer taşınmazları o devletlerin satın almalarını sağlamaktır.

-Bu konuda SSCB’nin tehdit olmaktan çıkmasıyla onun yerine Müslümanların ikame edildiği iddiası doğru değildir. Çünkü SSCB askeri gücüyle gerçek bir tehditti ve çıkacak bir çatışma tüm dünyayı kan bulayacaktı. Hatta galibi olmayacak bir savaştan söz ediliyordu. Oysa terör eylemleri hedef aldıkları ülkede sadece moral etkiler yaratabilir ve verecekleri zarar son derece sınırlıdır. Elde edilen sonuç intikam duygusunun tatmininden öteye geçemez. Ancak terörle karşılaşan ülkenin terörü desteklediğini iddia ettiği ülkeye yönelik operasyonları için bir gerekçe olarak kullanılır. 11 Eylül saldırısı ABD’nin Afganistan ve Irak operasyonları için gerekçe olmuştur. ABD’nin buralara yapacağı operasyonlar gerçekte stratejik hesaplara dayanıyordu.

- Burada sermayenin oyununa gelen yalnız Müslüman halk değildir, teröre maruz kalan devletler de sermayenin oyununa gelmektedir. Teröristleri bertaraf etmek bir devletin ne kadar hakkı ise teröristlerin mensup olduğu halkı da terörist saymakta o kadar haksızlıktır. Devletler yerinden yönetim ilkesi ile hakları serbest bırakmalılar. Ve hakemlik sistemini kabul ederek bağımsız yansız etkin ve saygın yargıyı oluşturmalı ve kendisi kayıtsız şartsız yargı kararlarına uymalı yargı kararlarına uymayanları acımasız tenkit etmelidir. Adil Düzen budur,Adil Düzeni uygulamaya çalışmayan herkes bir zalimin oyuncağı olur,sonunda o da zumlun kurbanı olur.

-Rusya’daki eylemlerin iki boyutu vardır: Birincisi Rusya ile Müslümanlar arasında bir düşmanlık yaratmak ve bu düşmanlığın Kafkasya’dan başlayarak Orta Asya’ya yayılmasını sağlamak. Orta Asya’da doğacak boşluğun Çin tarafından, Kafkasya’da Batılı bir ülkenin doldurması isteniyor olabilir. İkinci hedef teröristlerin Türkiye’de yetiştirildiği ve Çeçenistan direnişinin buradan desteklendiğini ileri sürerek gelişen Türk-Rus yakınlaşmasını baltalamaktır.

- Kur’an da İsrail oğullarının savaşlar çıkaracaklarını Allahın ise bu savaşları söndüreceği yazılıdır. Sermaye Cihan savaşları çıkaramamaktadır, ama devletlerle halkları arasında boğuşma devam etmektedir. Dünyaya yakında Adil Düzen gelecek ve bu boğuşma da bitecektir. Üçüncü bin yıl barış binyılı olacaktır. Duamız ve içtihadımız budur.

- Gelecek için iki ihtimalin olduğu söylenebilir: Ya tüm güçler terörü birbirine karşı kullanır ve eylemler yayılır. Bu çatışmada Müslümanların kullanılacağı açıktır ve dünya üzerinde bir Müslüman karşıtlığının oluşması kaçınılmazdır. Yani Müslümanlar gerçekte taraf olmadıkları bir çatışmanın en çok zarar göreni olacaklardır. İkinci seçenek ülkelerin nüfuz bölgeleri konusunda uzlaşmaları ve çatışmayı sona erdirmeleridir.

Adil Düzen için Müslüman, Hıristiyan, Budist ve Hindu ayırımı yoktur. Adil Düzen bütün İnsanlığın barış ve huzur içinde yaşamasını sağlayan düzendir. Direnen uluslar ve devletler ezileceklerdir. Kabul edenler ise üçüncü bin yılın hâkimi olacaklardır.  

- Irak’taki terör eylemleri çok büyük can kaybına neden olmasına rağmen engellenememektedir. Eylemler intihar eylemleri olduğu için failleri sorgulanamamaktadır. Ancak geride kalan ipuçları değerlendirilerek eylemi yapanların ilişkileri bulunabilir ve yönetici odağa ulaşılabilir. Bu araçlara yüklenen patlayıcılarla yapılan eylemler de daha kolaydır. Ancak yüzlerce eyleme rağmen bu odağa ulaşılamamıştır. Ayrıca tek bir eylemcinin bile son anda kararından vazgeçmemiş olması düşündürücüdür. Bu eylemler Irak’ın geleceğini belirlemek için yapılmaktadır ve bir iç çatışma gibi görünmesine rağmen bir projenin ürünü olması ihtimali daha güçlüdür

-Yeryüzünde şeriat düzeni olan dinler yalnız Yahudilik ve Müslümanlıktır. Tevrat ve Kur’an dan başka insanları hidayete götürecek bir kitap mevcut değildir.Bu gün ki insanlığın uygarlık düzeni onların eseridir. Laik İsrail oğulları Müslümanlığı yok etmek Kur’an ı unutturmak suretiyle dünya sermaye devletini kuracaklarını sanıyorlar. Müslüman ülkelerde terör olayları çıkararak kendi devletlerine kendi halklarını kırdırıyorlar. Yerinden yönetim ve hakemlik sistemi kabul eden devlet bu beladan kurtulmuş olacaktır.

 

 

 

 

• Sıradakiler 28 Mart 2010 Pazar

 

Mücadele yönetime hâkim olma mücadelesidir. Başka olaylar var.  Kriz Avrupa Birliğini dağıtıyor. Türkiye ne yapacak? Türkiye AB katılırsa Rusya Çin ve ABD bundan hoşlanmaz. Iran da Irak’ı seçim sonuçlarına bırakmaz. İran müdahale edebilir. Çin destekler. Türkiye müdahil kalmak zorunda kalabilir. Ergenekon ve Balyoz operasyonları orduyu güçlendirip orta doğuda daha etkin hale getirmek için midir? Olaylara genel bakılmadıkça çözümler yanlış olur. Hazırlıklı olmalıyız.

 

Özet

Mücadele Türk ordusu ile tekel sermaye arasındadır. Diğerleri kullanılıyor. Avrupa birliği sarsılır ama bitmez.  Türkiye Avrupa Birliğine giremez. Avrupa’da almaz. ABD Iraktan çekilmek zorundadır. Etkisini sürdürebilir. Operasyonlar dış tezgahlıdır. Ordu galip gelecektir. Sermaye Türk ordusunun güçlenmesini istemez, ABD isteyebilir.

 

• Türkiye-Almanya ilişkileri 30 Mart 2010 Salı

 

Biz AB isteklisi iken Almanya imtiyazlı üyelik istemiş, İngiltere hararetle girmemizi istemiştir. Neden Almanya, Türkiye’nin İngiltere yanında olacağı endişesiyle karşı çıkıyordu? Türkiye dışarıda kalırsa AB Ortadoğu’yu kaybedecekti. Oradaki Türkler sorun olacaktı. Girerse Almanya’nın etkinliği azalacaktı. İmtiyazlı ülke statüsü ikilemi çözüyordu. Doğu Avrupa üyeleri Almanya’ya sorun olmaya başlamıştı  Türkiye siyaseten AB ye girme çabasında idi, Almanya Türkiye ikili ilişkiye yöneltecek.  Türkiye’de yatırımlar yapacak. Almanya’da Türk okulları açılmayacak. Yunanistan’a yardım Almanya’ya yük olur. Fransa silahsızlanması Fransa’yı etkiler.  Yunanistan’ı Türkiye’ye yaklaştırır.

 

Özet yorum

 

Avrupa Birliği, Avrupa’yı ABD ve Rusya esaretinden kurtarmak için kurulmuştur Tekel sermayeye direniş var.  Tekel sermaye İngiltere’yi AB ye sokarak ikiye böldü. İngiltere’nin etkinliğini tamamlamak için Türkiye’nin AB ye girmesini teşvik etti. Fransa ve Almanya direniyor. Teskerenin geçmemesinden sonra ABD desteğini kaybetti.  Almanya ve Fransa hala karşı. Bunlar bizim çok eski tahlillerimizdir.

 

Terör

 

Rusya’daki terör ilgi çekiyor. Irak ve Afganistan doğal kabul ediliyor Müslümanlar çatışıyor. Onların hiçbir kazancı yoktur. Terör olayları ilgili devletlerin operasyonlarına bahane hazırlamak amacıyla yapılıyor Rusya’daki ihtilafın hedefi, Rus Müslüman düşmanlığı yaratmak, Türkiye Rusya yakınlaşmasını önlemek. Çatışma genişler Müslümanlar ezilir, ya da anlaşma olur barış gelir. Iraktaki çatışma Irak’ın geleceğini belirlemek için yapılmaktadır.

Özet yorum 

Tüm terör olaylarının kaynağı sömürücü tekel sermayesidir. Hedef, Müslümanların soy kırımına doğru gitmek, devletleri çökertmek, sonunda kendi tek sermaye devletinin hâkimiyetini kurmaktır.  Rusya’da terör bastırılıyorsa, arksında Irak’ta ve Afganistan’da bir operasyon var demektir.

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
05.04.2010
00:57

Daha geniş değerlendirme ve yorumu ayrıca yapacağım, inşaallah...

Bugün sadece kısa ve öz bir yorumu, Mahir Kaynak’ın bugünkü (4.4.2010) yazısından kısa bir paragraf olarak sunmuş olayım.

Şöyle:

Şimdi dünya yeniden kuruluyor ve ülkemizin (Türkiye’nin) dünyada etkisi olabilecek bölgesel bir güç haline gelmesinin önü açılıyor. İslam’ın siyasi rolü bu şartların ürünüdür ve eskiden yapılmamış olması da o günkü şartların bir gereğidir.

Üstad’ın şu yorum cümlesine dikkat:

"Dünyaya yakında "Adil Düzen" gelecek ve bu boğuşma da bitecektir. Üçüncü bin yıl barış bin yılı olacaktır. Duamız ve içtihadımız budur." (Süleyman Karagülle)

Yukarıdaki yorumların özü ve özeti, sömürü sermayesinin mekrleridir, planlarıdır, oyunlarıdır...

Ayet ne diyor?

"Ve mekerû, ve mekerallah...

Vallahu hayru’l-makirîn..."

"Onlar plan/oyun yapar, Allah da plan yapar...

Allah plan/oyun yapanların hayırlısıdır..."

Vesselâm...

RNE

Reşat Nuri Erol
05.04.2010
01:16

Dikkatimi çeken bir şey var...

Her halde sizin de dikkatinizden kaçmamıştır...

Epeyden beri bu meseleyi kısa bir yorumla izlerle paylaşayım diyordum...

Dikkat ediyorsanız...

Mahir Kaynak önemli ve derin tahliller yapıyor...

Üstad Karagülle’nin YAZAR olarak Mahir Kaynak’ı seçmesinin ve YORUM/LAR yazmasının/yapmasının hikmeti budur...

Dikkatimi çeken nokta ise şudur:

Hem burada (Akevler Adil Düzen Dergisi’nde) hem de Mahir Kaynak’ın yazılarının iktibas edildiği internet sitelerinde, neredeyse yok denecek kadar az YORUM yapılıyor/yazılıyor!..

Neden?..

Bu vesileyle -kendim de dahil olmak üzere- Mahir Kaynak’ın yazılarını ve Üstad Karagülle’nin yorumlarını daha dikkatli okumamıza ve YORUMLARA YORUMLAR YAZMAYA davet ediyorum...

Çünkü gerçekten de çok önemli ve derin konular ele alınıyor...

Bu önemli konular da çok yönlü ve daha derin ilgiyi hak ediyor...

Selam ve dua ile...

RNE





Sayı: 43 | Tarih: 4.04.2010
Mümtazer Türköne
'Milletin istiklâl ve istikbalini' kim kurtaracak?
2295 Okunma
Arif Ersoy
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
1606 Okunma
Ilker Ardic
Ahmet Hakan
Meclis'te kaç Tayyip kaç Deniz, kaç Devlet var
1471 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ali Bulaç
Adalet ve zulüm
1453 Okunma
Ahmet Yasir Erol
Mehmet Altan
Doğrudan Demokrasi’ için ‘Halk Girişimi
1445 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Zülfü Livaneli
Aynadaki yazı
1440 Okunma
Ali Bülent Dilek
Dücane Cündioğlu
Tanrı'nın iki eli de sağ eldir
1438 Okunma
2 Yorum
Abdülkadir Altınhan
Ebubekir Sifil
Müslümanlık Neyle Artar?
1413 Okunma
Zafer Kafkas
Ruşen Çakır
Hayalci ol, azla yetin!
1405 Okunma
Tayibet Erzen
Oktay Ekşi
Mal Meydanda
1394 Okunma
Vahap Alma
Mehmet Şevket Eygi
Dokunulmazlık Meselesi
1386 Okunma
Emine Hocaoğlu
Hayrettin Karaman
Taraflı bağımsız yargı
1351 Okunma
Hilmi Altın
Mahir Kaynak
Terörün genel görünümü
1311 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Toktamış Ateş
Siyasette en yetkili kurum
1304 Okunma
Osman Eskicioğlu
Rahmi Turan
Baraj ve dokunulmazlık
1294 Okunma
Serdar Turan
Fehmi Koru
12 Eylül felsefesine karşıysak..
1291 Okunma
Ahmet Kirtekin
Can Ataklı
Anayasa’nın en ‘asker’ maddesine dokunulmuyor
1262 Okunma
Mesut Karaaytu
Nazlı Ilıcak
Dokunulmazlığın iç yüzü
1192 Okunma
Fatma Karuç
Mehmet Niyazi
Veli ahlaklı yiğitti
1122 Okunma
Abdurrahman Erol


© 2024 - Akevler