Anayasa değişikliğine karşı çıkarken, gündeme getirilen konulardan biri de dokunulmazlık. Milletvekillerine dokunulamıyormuş, öyleyse, anayasa paketine de CHP oy vermeyecekmiş. Diyelim ki dokunulmazlıklar sınırlandı... Herkes sanıyor ki Tayyip Erdoğan son 7 yıllık icraatından da hesap verecek. Yok öyle bir şey! Başbakan, anayasanın, dokunulmazlıkla ilgili 83'üncü maddesinin değil, 100'üncü maddenin koruması altında. Meclis soruşturması başlıklı 100'üncü maddede, başbakan ya da bakanlar hakkında Soruşturma Komisyonu kurulması için Meclis kararı gerekiyor. Bu yüzden de iktidar partisinin başbakanı ya da bakanları hakkındaki iddialar soruşturulamıyor. Diyelim bu ilk engel aşıldı ve Soruşturma Komisyonu kurulabildi. Bu komisyonun raporu da Meclis'te oylanıyor; Yüce Divan'a sevk kararı, ancak üye tam sayısının salt çoğunluğuyla alınıyor.
CHP, 100. maddenin değil, yasama dokunulmazlığını düzenleyen 83'üncü maddenin kapsamının daraltılmasını istiyor. Amaç da belli: Tayyip Erdoğan, 1994'ten 2000'e kadar İstanbul Belediye Başkanı'ydı. O dönemle ilgili çeşitli davalara muhatap oldu ve peş peşe çok sayıda tertiple karşılaştı. Amaç, ayağını siyasetten kaydırmaktı. Meselâ, Saadettin Tantan İçişleri Bakanı'yken, Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Günaydın koordinatörlüğündeki bir ekip, 1997- 2000 yılları arasındaki ihalelerde usulsüzlük ve yolsuzluk bulunmadığını tespit etmişti. (20 Haziran 2001 tarihli rapor) Tantan'ın halefi, İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen gelir gelmez, Günaydın'ın yerine Candan Eren'i görevlendirdi. Ve bu kişi, Erdoğan'ın aleyhine yeni bir rapor tanzim etti. Ayrıca, Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Erdoğan'ın rüşvet, nitelikli zimmet ve ihaleye fesat suçunu işlediğini ileri sürerek, dosyasını 13 Mart 2002'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na gönderdi. Erdoğan milletvekili seçilmeden önce, iddiaların pek çoğundan beraat etti. Çünkü, KİPTAŞ AŞ, İSBAK AŞ, İSTAÇ AŞ gibi Belediye İktisadi Teşekküllerinin (BİT) faaliyetlerinden dolayı hukuki sorumluluk taşımadığı kabul edildi. Özel hukuk kurallarına tâbi olan BİT'lerde usulsüzlük yapılmışsa, bundan sadece yönetim kurulu başkanı ve üyeleri sorumlu tutulabilirdi. Sadece AKBİL davasında yargılanmadı. Ama onunla aynı durumda bulunan Ali Müfit Gürtuna, zimmet suçundan beraat aldı. Görevi ihmal suçundan ise, "Rahşan affı" gözetilerek, hüküm kurulmadı.
CHP'nin dokunulmazlık diye ısrar etmesinin sebebi, belediye başkanlığıyla ilgili ve muhtemelen beraatle neticelenecek dosyanın açılmasını sağlamak. CHP eğer samimiyse, 83'üncü madde değil, 100'üncü maddenin, -başbakan ve bakanların hesap vermesini sağlayacak şekilde- ele alınmasını talep etmeli. Ama o, mevcut davanın alevlenmesini istiyor. Böylece, Tayyip Erdoğan'ı yargıyla sıkıştırarak, AK Parti aleyhinde bir durum yaratmayı umuyor sadece.
Yorum
Sonuç olarak anayasa değişikliği sadece meclisteki vekillerin haklarını daha iyi nasıl koruruz şeklinde. Yapılan değişikliliklerin hiçbiri halka yönelik değil. Muhalefet partilerinin bu anayasaya karşı çıkmasına anlam veremiyorum. Çünkü onlarında iyiliğine, onları da koruyan birçok madde var. Bence beğenmediklerinden değil bu değişikliği AK parti yaptığından muhalefet oluyorlar yoksa onlarında işine geliyor aslında yapılan değişiklikliler. Tabi ki ak partide saman altından kendini biraz daha sağlama alıyor. Sonuçta herkes kendini korumak kurtarmak derdinde toplumu düşünen yok.