Baraj ve dokunulmazlık
1295 Okunma, 0 Yorum
Rahmi Turan - Hürriyet
Serdar Turan

OLAYLAR karşısında şaşırmamak elde değil. Herkesin ağzında bir “uzlaşı” lafıdır gidiyor ama Meclis'e sunulan “Anayasa Değişiklik Paketi”nde uzlaşmanın esamisi yok!

Evet, “Ben yaptım, oldu” dayatmasıyla da anayasa yapılabilir ama bu tartışmalı bir anayasa olur. Milletin anayasası olmaz! Uygar ülkelerde anayasa değişikliklerini, parlamentoların seçtiği tarafsız kuruluşlar hazırlar, çok sayıda katılımcı sağlanır, her kesimin görüşleri alınır.
Bizde hazırlama işine partiler girince, birinin ak dediğine, öbürü kara diyor, işler karışıyor.
* * *

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek arayarak, anayasa değişikliği konusunda pazartesi günü yazdığım eleştirileri ağır bulduğunu söyledi. Konuşurken zarafetini bozmadı. Ne de olsa deneyimli ve kibar bir siyaset adamı...

“Evet” dedi, “Ben hak ve özgürlükler konusunda referandum olmaz, dedim.  Bugün de sözlerimin arkasındayım. Şimdi, yapmak istediğimiz değişikliklerle hak ve özgürlükleri geri götürmüyoruz ki... Daha genişletmek istiyoruz. Anayasa'yı ileri standartlara taşımak amacındayız. Bazı itirazları da dikkate almış bulunuyoruz.”

Sorumlu gazetecilik anlayışımın gereği, Cemil Çiçek'in bu sözlerini not ettikten sonra ona bazı sorular sordum. Çok tartışılan yüzde 10 seçim barajı ve milletvekili dokunulmazlığı gibi...
* * *

Kimse umutlanmasın! Yüzde 10 seçim barajı kaldırılmayacak! İktidarın böyle bir niyeti yok. Yalnız iktidar mı bunu istiyor? Hayır!

CHP'nin de, MHP'nin de işine geliyor bu durum! 
Üç parti de çıkarları gereği, seçim barajının yüzde 10'da kalmasını destekliyor.
Seçim barajı anayasa konusu değil. Partiler isterse bunu bir yasa ile beş dakikada kaldırabilir. “Demokrasi” deyince herkes kükrüyor ama ucu kendilerine dokununca hiçbir değişikliğe yanaşmıyorlar!
Yüzde 10 seçim barajının kalkmasını sadece baraj altında kalan küçük partiler istiyor!
* * *

Cemil Çiçek'e, Venedik Komisyonu'nun “Türkiye'deki yüzde 10 seçim barajı çok yüksek ve demokrasinin önünde ciddi bir engel” şeklindeki kararını hatırlattım.
Çiçek, “Venedik Komisyonu'nun kararları bağlayıcı değil, tavsiye niteliğindedir” dedi ve sözü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne getirdi: “Yüzde 10 seçim barajı konusu AİHM'de görüşüldü ve mahkeme bunu Türkiye ile imzalanan sözleşmeye aykırı bulmadı. ‘Baraj, her ülkenin kendi bileceği iştir' kararına vardı.. Eğer ülkede istikrar istiyorsak bu baraj devam etmelidir.”
* * *

“Ya dokunulmazlıklar? Suçluları korumayı sürdürecek misiniz?” diye sordum.
Meclis'te 550 milletvekili var, suç dosyası sayısı 600'den fazla. Temiz milletvekillerini tenzih ederiz ama haklarında 8-10 suç dosyası olan milletvekilleri siyaseti karalıyor. Meclis bunları barındırmaya devam edecek mi?


Cemil Çiçek “Devam edecek!” dedi ve anlattı:

“Bugün ‘Dokunulmazlık kalksın' diye feryat edenlere inanmayın siz... 1995'te, dokunulmazlığın kaldırılması için yaptığımız çalışmada bütün partilerin milletvekilleri yan çizdi. Bugün de böyle bir çalışma yapsak hiç biri ortada görünmez. Ayrıca ben, milletvekillerinin ikide bir hâkim karşısına çıkarılmasını doğru bulmam. Doğru olan, parlamenterlikleri bittikten sonra yargılanmalarıdır.”

 

Yorum:

Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun ve 12 Eylül anayasası belirli bir kesimi kapsamak maksadıyla Türkiye Cumhuriyetinin parçalanma korkusuyla hazırlanmış bir taslaktır. Oysaki anayasa dediğimiz insanların huzur ve refah içerisinde yaşamalarına vesile olacak kurallardır. Burada sizlerle ayını fikirde olduğumu düşünüyorum.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan insanların huzuru ve refahı için hazırlanmakta olan anayasa kabul etmekte zorlanan kesimler zaman zaman halkın karşısına çıkmışlardır ve halktan gereken cevabı almışlardır.

 

Milletin vekili olarak mecliste ülkesine insanlarına hizmet yapmak için gelen milletvekili kendisini önce suçtan ve suça sebebiyet verecek olaylardan ve kişilerden sakınması gerekir. Bunun için dokunulmazlığın kalkmasında fayda vardır.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan insanların bölgesel olarak farklılıklarını göz önüne alırsak ülke geneline yayılan barajın hiçbir fayda vermediğini anlıyoruz. Bunun için barajın tamamen kaldırılması insanların huzuru ve refahı için daha hayırlı olur.

 

 

Serdar Turan






Sayı: 43 | Tarih: 4.04.2010
Mümtazer Türköne
'Milletin istiklâl ve istikbalini' kim kurtaracak?
2295 Okunma
Arif Ersoy
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
1606 Okunma
Ilker Ardic
Ahmet Hakan
Meclis'te kaç Tayyip kaç Deniz, kaç Devlet var
1471 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ali Bulaç
Adalet ve zulüm
1454 Okunma
Ahmet Yasir Erol
Mehmet Altan
Doğrudan Demokrasi’ için ‘Halk Girişimi
1445 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Zülfü Livaneli
Aynadaki yazı
1440 Okunma
Ali Bülent Dilek
Dücane Cündioğlu
Tanrı'nın iki eli de sağ eldir
1438 Okunma
2 Yorum
Abdülkadir Altınhan
Ebubekir Sifil
Müslümanlık Neyle Artar?
1414 Okunma
Zafer Kafkas
Ruşen Çakır
Hayalci ol, azla yetin!
1405 Okunma
Tayibet Erzen
Oktay Ekşi
Mal Meydanda
1394 Okunma
Vahap Alma
Mehmet Şevket Eygi
Dokunulmazlık Meselesi
1386 Okunma
Emine Hocaoğlu
Hayrettin Karaman
Taraflı bağımsız yargı
1351 Okunma
Hilmi Altın
Mahir Kaynak
Terörün genel görünümü
1311 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Toktamış Ateş
Siyasette en yetkili kurum
1305 Okunma
Osman Eskicioğlu
Rahmi Turan
Baraj ve dokunulmazlık
1295 Okunma
Serdar Turan
Fehmi Koru
12 Eylül felsefesine karşıysak..
1292 Okunma
Ahmet Kirtekin
Can Ataklı
Anayasa’nın en ‘asker’ maddesine dokunulmuyor
1262 Okunma
Mesut Karaaytu
Nazlı Ilıcak
Dokunulmazlığın iç yüzü
1193 Okunma
Fatma Karuç
Mehmet Niyazi
Veli ahlaklı yiğitti
1122 Okunma
Abdurrahman Erol


© 2024 - Akevler