07.10.2009
TUTTURMUŞLAR, "Bütün Müslümanlar Kur'ân'da birleşsin..." deyip duruyorlar. Peki nasıl birleşecekler, onu anlatmıyorlar.
Soruyorum:
1. İmamı Eş'arî'yi ve İmamı Mâturidî'yi itikad önderi olarak kabul eden Ehl-i Sünnet; Allah cisim değildir, zamandan mekândan, cihetten, inmekten çıkmaktan, insanlar gibi organlara sahip olmaktan münezzehtir diye inanıyorlar. Muhammed ibn Abdilvehhab'ı imam kabul edenler tersini söylüyor. Evet bu iki zümre Kur'ân'da nasıl birleşecek?
2. Ehl-i Sünnet bütün Ashab-ı Kiramı din konusunda âdil olarak kabul ediyor. Bazı fırkalar ise birkaç sahabi dışındakileri münafık olarak görüyor. Bunlar Kur'ân'da nasıl birleşecekler?
3. Fıkhı ve mezhepleri faydalı ve zarurî gören Ehl-i Sünnet ile mezhepleri put olarak gören ehl-i bid'at Kur'ân'da nasıl birleşecek?
4. Kur'ân'da ve çok sahih Cibril hadîsinde kadere iman şartı var. Ehl-i Sünnet kadere iman ediyor, bazı ehl-i bid'at ise kaderi reddediyor. Bunlar Kur'ân'da nasıl birleşecekler?
5. Ehl-i Sünnet ulemâsı ve fukahası dinde reform, dinde değişiklik, dinde yenilik, dinde başkalaştırma yapılamaz diyor; ehl-i bid'at fırkalarından biri olan Fazlurrahman'ın Tarihsellik mezhebi Kur'ân'ın, Sünnetin ve Şeriat'ın nice muhkem hükmünü, bu devirde geçerli değildir diye inkâr ve red ediyor. Ehl-i Sünnet ile ehl-i bid'at bu konuda Kur'ân'da birleşebilir mi?
Evet Kur'ân dinimizin temel kaynağıdır, Kelamullahtır, yaratılmamış Kelam-ı Kadim'dir ama onda birleşmek kuru lâfla, boş edebiyatla olmaz. Kur'ân'da birleşmenin şartları vardır. Bu şartlara uyulmaz ise birleşme olmaz.
1. Kur'ân'ın gerçek icazetli müfessirler tarafından yapılmış muteber tefsirleri esas alınacaktır.
2. Heva ve re'y tefsirlerine itibar edilmeyecektir.
3. Ehliyetsiz cahiller Kur'ân'ı kendi kafalarına göre yorumlamayacaktır.
4. Kur'an ehliyetli ve icazetli ulemâ tarafından Sünnet-i seniyyenin ışığında tefsir edilecektir.
5. Allah'a noksan sıfatlar izafe eden ehl-i bid'ate kulak verilmeyecektir.
6. Ondört asırlık icmâ-i ümmet dışlanmayacaktır.
7. İlim, irfan, takva, fazilet, firaset sahibi ulemâ Kur'ân'da birleşme konusunda rehber kabul edilecektir.
İslâm dünyasındaki 72 bozuk fırka ve onların yüzlerce şubesi hep Kur'ân diyor.
Mirza Gulam Ahmed Kadiyanî -hâşâ- nebidir, kendisine vahiy gelmiştir diyen Kadiyanîler de Kur'ân diyor, Kur'ân okuyor.
Tevbe sûresinin son iki ayeti Kur'ân'a sonradan ilave edildi hezeyanını savuran 19cu Reşad Halife de Kur'ân diyor.
Cebrail, Hz. Ali'ye verilecekti, Cibril şaşırdı da Hz. Muhammed'e verdi diyen Gurabiye taifesi de Kur'ân diyor.
Haricîler gece gündüz Kur'ân okuyor.
Velhasıl İslâm dünyasında ne kadar bid'at ve dalalet fırkası ve cereyanı varsa hep Kur'ân diyor.
İsmini vermeyeceğim şu meşhur reformcu ilâhiyatçı da avaz avaz Kur'ân diyor.
İslâm'da tesettür yoktur diyenler Kur'ân diyor.
Evet biz Müslümanlar Kur'ân'da nasıl birleşeceğiz? Mesele buradadır.
Peygamber-i Zişan'dan (Salat ve selâm olsun O'na), Ashab kuşağından, Tâbiîn kuşağından, Tebe-i Tâbiîn kuşağından ve onları takip eden kuşaklardan bu yana on binlerce büyük müctehid, ulemâ, fakih, müfessir, muhaddis gelip geçmiştir. Kur'ân'da birleşmek ancak ve ancak onlara tâbi olmakla, onları taklid etmekle gerçekleşebilir. Onlar inkâr edilirse, onlar devre dışı bırakılırsa birlik olmaz, tefrika ve parçalanma olur.
Kur'ân'da birleşmek konusunda Vehhabîler muhatab bile alınmaz.
İslâm âlemindeki yüz milyonlarca tarikat mensubu sufîyi müşrik ve kafir ilan edecekler ve sonra Kur'ân'da birleşilecek. Böyle bir şey mümkün müdür?
Mücessime taifesini tenkit ve ikaz etmeyeceğiz, onlarla Kur'ân'da birleşeceğiz... Olur mu böyle şey? Kur'ân'da birleşmek için öncelikle Cenâb-ı Hakk'ı kemal sıfatlarla sıfatlamak ve noksan sıfatlardan tenzih etmek gerekir.
Yorum:
Bütün Müslümanlar Kuran da birleşsin diyorlar da peki bu nasıl olur diye cevap yazmış olan yazara benim naçizane fikrim ise;
Tabi ki Kuran’ı baz alarak olmalıdır. Kuran’ın anlatmış olduğu gibi bir dinde(düzende) yaşanırsa insanlar mutlu, refah ve huzur dolu bir yaşamda birleşmiş olurlar. Fakat inanç olan din ise yazarın sıraladığı maddelerde ki insanlar için farklı farklı olacaktır. Sistem olarak Allah’ın istediği gibi bir düzende yaşarsa insanlar Kuran’da birleşmiş olurlar.
Mehmet Şevket Eygi'nin birleşmesinin imkânsızlığını düşündüğü şey insanları tek bir ümmet yapmaya çalışmaktır ki Allah’ın bunu istemediği şu ayetten anlaşılmaktadır.
وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَجَعَلَكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً
“Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet kılardı.” (Maide-48)