Atalay: DTP yan çiziyor
1210 Okunma, 0 Yorum
Fikret Bila - Milliyet
Harun Özdemir

8 Ekim 2009

 

TBMM açıldı. Gözler Kürt açılımıyla ilgili olarak yapılacak özel oturumda. Hükümet kapalı oturum düşünmüştü ama muhalefetin itirazı üzerine açık yapılması kararlaştırıldı. İktidar ve muhalefet, Kürt açılımı süreciyle ilgili olarak eteklerindeki taşları dökecekler.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Başbakan’ın yakın danışmanlarından Adana Milletvekili Ömer Çelik’le bu konularda sohbet ettik. Atalay’a Enis Berberoğlu ve Murat Yetkin’le birlikte açılım sürecine ilişkin olarak sorular yönelttik. Sürecin koordinatörü olarak Atalay’ın zihni yoğun şekilde bu konuyla meşgul.

‘Sürprizler olabilir’
İçişleri Bakanı her şeyden önce iki aydır kamuoyunun bu konuyu tartışmasından memnun. Her türlü fikrin ortaya dökülmesinden ve açık biçimde tartışılmasından yararlandıklarını vurguluyor. Atalay, terörün bitmesi ve PKK’nın dağdan indirilmesine kilitlenmiş görünüyor.
İçişleri Bakanı, TBMM’deki oturumu çok önemsiyor. Beklentisi ekimin ikinci yarısında özel oturumun yapılması yönünde. Bu oturumda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı konuşmanın çok önemli olacağını söyledi. “Başbakan’ın konuşmasında sürprizler olabilir” diyerek bazı gelişmelerin işaretlerini de verdi. Hemen arkasından da ekledi; “Bu sürprizler küçük görünebilir, küçük olabilir ama önemli konulardır.” Sürprizlerin neler olduğunu bilmiyoruz ama anlaşılıyor ki, hükümet bazı gelişmeler bekliyor ve yoğun bir hazırlık yapıyor.

DTP kaybeder’
İçişleri Bakanı Atalay, DTP’nin tutumundan memnun değil. Sürecin başlangıcında tahmin ettiği gibi DTP’nin “yan çizdiğini” düşünüyor. Bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Sürecin başlangıcında MHP ve DTP’nin yan çizeceğini tahmin ediyordum. Nitekim öyle oldu. MHP’yi anlıyoruz. Tahmin ettiğim gibi, DTP de yan çiziyor, böyle yaparsa oy kaybeder. Nitekim Van’da 10 bin kişi ancak toplayabildiler.”

‘Dış temaslar memnuniyet verici’
Atalay, başta üçlü mekanizma olmak üzere dış temaslardan memnun. Gerek Irak gerek Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi gerekse Suriye ile kurulan ve geliştirilen ilişkilerin tatmin edici olduğu izlenimi veriyor.
İçişleri Bakanı Suriye’ye gidecek. Arkasından Başbakan Erdoğan’ın Irak ziyareti var. Irak’la geniş kapsamlı bir güvenlik anlaşması imzalanacak. Irak güvenlik güçleri daha etkin hale gelecek. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin üçlü mekanizma toplantısının Erbil’de yapılması önerisine Ankara sıcak bakıyor. Erbil diye bir karar verilmiş değil ama Kuzey Irak’ta üçlü mekanizma toplantısı yapılması gündemde.

Açılım, dil ve yargı ağırlıklı
Atalay’ın da her fırsatta vurguladığı gibi paket haline getirilmiş açılım maddeleri yok. Süreç içinde ilgili kurumlar kendi kararlarını oluşturup uygulamaya koyuyorlar, koyacaklar. İçişleri Bakanı, uygulamaların kültürel haklarla ve daha çok da dille ilgili olacağını ifade etti. Keza yargı boyutuyla ilgili düzenlemeler de yolda.
Örneğin RTÜK, özel televizyon kanallarının Kürtçe yayınına izin vermek üzere çalışmalarını sürdürüyor. Keza, taş atan çocukların çocuk mahkemesinde yargılanmasını öngören yasa hazırlığı da yolda. Bir diğer konu ise kamuoyunda etkin pişmanlık olarak bilinen Türk Ceza Yasası’nın 221. maddesi. Bu maddenin uygulamada esnetilmesi veya kapsamını genişletmek amacıyla taşıdığı bazı koşulların kaldırılması da olasılık dahilinde. Örgütü dağıtacak bilgiler verme koşulu kaldırılabilir veya esnetilebilir. Buna ihtiyaç duyulursa hükümet bir yasa değişikliği hazırlığına girişecek. Henüz kesin karar verilmiş değil. Uygulamaya bakılacak.

Neler yok?
Kamuoyunda tartışılan ama hükümetin gündeminde olmayan konular da sürecin değerlendirilmesi bakımından önem taşıyor.
İçişleri Bakanı Atalay, gündemlerinde tartışıldığı gibi anayasa değişikliği olmadığını, ilk üç maddeyi etkileyecek bir hazırlık bulunmadığını söyledi. Türklüğü tarif eden 66. maddenin değiştirilmesinin de söz konusu olmadığını, “bunun zeminin bulunmadığını” vurguladı.

 

Yorum           :

 

CİN ŞİŞEDEN ÇIKINCA

 

Yaklaşık iki aydır Türkiye “Kürt açılımı” diye başlayıp “Demokratik açılım” olarak devam eden konuyu tartışıyor. Anladığım kadarıyla biz bu konuyu daha çok konuşuruz.

 

Konunun gündeme geldiği günlere ve liderlerin yaklaşımlarına dönersek yazı çok sıkıcı olur. Biliyorum. Ama başlangıç unutuldukça tartışmanın zamanla nasıl bir istikamete doğru gideceği de bilenmeyecektir. Bunu da hatırlatmak isterim.

 

Bir gün biri çıkıp

 

            -Yeter bu kadar gevezelik, bu konuyla buraya kadar.. derse ne yapacağız?   

 

Başörtüsünü en az 30 yıl tartıştıktan sonra yasal hiçbir düzenleme yapılmadan, sanki geçmişte bu konu hiç gündeme gelmemiş gibi yaşayabiliyorsak…

 

Bunu akledebiliyorsak…

 

Herkesin insan olduğunu anlayabiliyorsak…

 

Gün gelir Kürtlerin de, Türkmenlerin de, Arapların ve Çerkezlerin de insan olduğunu… Hepimizin Müslüman ve kardeş… Çocuklarımızın da birbirimizden kız alıp vermeye devam ettiğini… Kavrar… Düşünür…

 

Ve aklımızla övünebiliriz…

 

***

 

Dünya Ekonomik Formu İstanbul’da toplandı. 1500’den fazla gazeteci heyecanla genelde küresel ekonomilerin, özelde de IMF ve Dünya Bankası’nın geleceğini tartıştı.

 

Ve Ermenistan’la imzalanan protokollerin hazırlanışına ilişkin görüşmeler dış basında çokça yer aldı.

 

Ne yazık ki, açılım sarhoşluğu yaşayan Türkiye kamuoyu bu gelişmeleri ekranlarına bir çift ayakkabı, taş, sopa ve protesto olarak yansıttı. Iskalanan ayakkabı ise akıllarda kalan tek görüntü karesiydi.

 

Dünya tarihinin en büyük ekonomik krizinin yaşandığı bir dönemde, geleceğe ilişkin son derece önemli ekonomik kararların alındığı toplantı İstanbul’da yapılacak…

 

Ama sen bu kadar önemli bir konuya bu kadar bir beceri gösterip konuşulanları anlamamaya çalışacaksın…

 

Bunu da başaracaksın!

 

Dostum, sen zaten en zor olanı başarmışsın.

 

Hergün bir açılım yapılsa…

 

Her açılan pencereden ayrı bir rüzgar alsan…

 

Fena mı olur?

 

Bundan göreceğin zarar ne olabilir ki,

 

Cereyana kapılmaktan başka!

 

O zaman biz bu ve olası yeni açılımları bir müddet daha konuşsak ve yazsak çok iyi olacak.

 

Bu mevzu benim de hoşuma gitti.

 

Şişeden çıkarılan Cinin uğramadığı yer ve kişi kalmadı. Bazılarına ikinci ve üçüncü kez bile uğradı.

 

MHP gibi “Ne cini gör, ne de kul huv Allah’ı oku diyen de oldu.

 

Cini kapıda karşılayan da.

 

Ama uğradığı her yerde bir heyecan yarattığı kesin.

 

Tabii ki, CHP gibi afsunlanıp kapıyı Cine aralayanlar da oldu.

 

 

 

 

 

 

Harun Özdemir






Sayı: 18 | Tarih: 11.10.2009
Ruşen Çakır
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” ve
1824 Okunma
27 Yorum
Tayibet Erzen
Mehmet Niyazi
Rejim ve anayasa
1408 Okunma
Abdurrahman Erol
Mehmet Şevket Eygi
Kuran'da Nasıl Birleşeceğiz?
1309 Okunma
2 Yorum
Emine Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Saadet anlayışı ve AKP zihniyeti
1269 Okunma
Ilker Ardic
Oktay Ekşi
Kuran Kursları
1251 Okunma
1 Yorum
Vahap Alma
Mahir Kaynak
Ekonomi zirvesi
1228 Okunma
Süleyman Karagülle
Cengiz Çandar
Erivan'dan Bursa'ya 'tarih'i yeniden yazmak
1224 Okunma
Ekrem Fildişi
Fikret Bila
Atalay: DTP yan çiziyor
1210 Okunma
Harun Özdemir
Ahmet Altan
Fantezi
1198 Okunma
Özer Ataç
Yılmaz Özdil
Baykal nasıl 'milli' oldu?
1178 Okunma
Leyla Okta
Ahmet Taşgetiren
Gençler, ah gençler
1176 Okunma
Zübeyir Erol
Nazlı Ilıcak
Baykal eleştirilerinde haklı mı, haksız mı?
1160 Okunma
2 Yorum
Fatma Karuç
Mehmet Altan
Kırmızı alarm...
1152 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Can Ataklı
Ya dinlemeler hedef değiştirirse?
1150 Okunma
Mesut Karaaytu
Fatma K. Barbarosoğlu
Sosyal Problemler konusunda Din ve Diyanet
1126 Okunma
Fatma Zafer
Hayrettin Karaman
Bu CHP ne zaman değişecek
1118 Okunma
Hilmi Altın
Ali Bulaç
Liberal fetva arkadan gelir!
1110 Okunma
Ahmet Yasir Erol
Toktamış Ateş
Hukuk devleti
1089 Okunma
Osman Eskicioğlu
Mümtazer Türköne
Artık Zaman’ı geldi
1083 Okunma
Arif Ersoy
Fehmi Koru
Zürih'te atılan imzaların anlamı
1063 Okunma
Ahmet Kirtekin
Ahmet Hakan
Biraz uzaktan kongre notları
1047 Okunma
6 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Zülfü Livaneli
Hayata dair – 37
1033 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek
Bekir Berat Özipek
Siyasette görme bozukluğunun nedenleri
982 Okunma
Bünyamin Demir