Reşat Nuri Erol
Bir rüya, Erdoğan Hoca, SP ve Balkan ülkeleri
12.03.2018
3881 Okunma, 3 Yorum

 

Bir rüya, Erdoğan Hoca, SP ve Balkan ülkeleri

Bu sabah (Cuma), sabah namazı öncesinde, bir rüya gördüm ve namaza uyandım… Namaz sonrasında günlük ilmî çalışmalarıma, okumalarıma ve yazı yazma merhalesine geçtim ama hala rüyamın etkisindeyim… ‘Bundan önce yazdığım üç yazının etkisiyle olsa gerek…’ diye yazıyordum ki; telefonum çaldı, Vakıf Müdürümüz İsmail Hoca aradı, ‘Erdoğan Hoca vefat etti!’ dedi… Sadece rüyamın etkisi değil, başka duygularım da vardı; ‘demek ki buymuş’ diyebildim! Erdoğan Albayrak Hocamız, sadece M. Ü. İlahiyat Fakültesi’nde değil, İslam Medeniyeti Vakfı’mızda da ‘Arapça Hocamız’ idi… Yirmi gündür Siyami Ersek Hastanesi’nde yoğun bakımdaydı… Henüz gençti, kırklı yaşlarındaydı… Vakıf binamızı, özellikle sınıflarımızı ve sınıflarımızın yoğun olduğu katımızı tam da onun da uygun gördüğü şekilde restore ediyor ve ona da bir sınıf açıyorken, vefat haberi geldi… İlahiyat Camii’nde Cuma namazı sonrasında cenazesi öylesine kalabalıktı ki; demek ki, sadece biz değil, öğrencileri ve herkes çok seviyormuş… O’nun ardından “innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” diyor, başka bir şey diyemiyorum… (Aralık ayında Kosovalı Babam Nuri Erol’un vefatının etkisi devam ediyordu… Önceki Cuma namazında da, İsa Yeğin yakın çalışma arkadaşımızın cenazesi vardı; henüz onun etkisinden kurtulamamışken bu vefatın etkisini yaşar olduk…)

Önceki yazılarımızda neler diyorduk?

-Ali Bey…

-Kök Hücre…

-Saadet Partisi…

-Kosova’dan bakış…

-Balkan TV, Radyo Balkan…

Yani…

Kosovalı Yazar ve Hemşerim Adelina’nın yazılarından yola çıkarak, üç yazı ile Kosova’dan, Bosna’dan, Sancak’tan, Balkanlar’dan -genel olarak Türkiye’ye ve özel olarak Saadet Partisi’ne- bakıyorduk ya; her halde o rüyayı bu yazıların etkisiyle gördüm…

Balkanlar’da, eski Yugoslavya’da, bugünkü Balkan ülkelerinde bir söz vardır:

“Balkanlar’da hiçbir şey göründüğü gibi değildir.”

Evet…

Balkanlar’da hiçbir şey göründüğü gibi değildir; dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî hiçbir şey ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir, hep hatırlattığım “Sosyal Tufan” seviyesindedir ve dünya hayatında olabilecek musibetler mertebesindedir… Biz, önce “Bosna Savaşı”, hemen ardından “Kosova Savaşı” ile bu tufan ve musibetleri en üst seviyede yaşadık… Ama hala yaşamaya devam ediyoruz…

Balkanlar’da yaşanan hayatın dört alanındaki sosyal tufandan söz ettim ya; sadece iktisadî olanına bakalım: Kosova başta olmak üzere, Balkanlar’daki diğer memleketlerimde, kâğıt üzerinde işsizlik “yüzde elli” olarak yazılır ama bana göre “yüzde yüz” seviyesindedir! Neden?

Çünkü çalışıyor görünenlerin maaşları çok ama çok düşüktür… O ücretlerle geçinmek kesinlikle mümkün değildir… Memleketlerimdeki ailelerde diasporada yani ülke dışında çalışan varsa, onun gönderdiği paralarla bir şekilde hayat sürdürülebiliyor ama bu imkânı olmayan ailelerin durumunu ne siz sorun ne de ben yazayım… Bu durumda “Balkanlaştırma” dediğimiz politikalarla parçalanan tüm memleketlerim Sömürü Sermayesi’nin oluşturduğu zalim dünya düzeninin sömürülen ülkeleri durumundadır, maalesef… Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı Balkan ülkeleri ile ilgili o kadar çok yazacak şeyler var ki; ama bugün bu kadar!

Bugünkü yazımın sonuna geldik ama en başta sözünü ettiğim rüyamı anlatamadım. Rüyam ile ilgili detayları yine de anlatmayacağım, sadece sonu ile ilgili kısa bir detay: Cuma namazı sonrası, son cemaat mahallinde, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile namaz kılıyoruz… Mustafa Kurdaş ve bir gazetemiz yazarı ile de Cuma namazı sonrasında görüşme yapacağız… Ama o görüşmeyi yapamadan sabah namazına uyandım… Allah’tan hayırlısı…

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
12.03.2018
09:56


http://www.milligazete.com.tr/makale/1515104/resat-nuri-erol/bir-ruya-erdogan-hoca-sp-ve-balkan-ulkeleri


Bir rüya, Erdoğan Hoca, SP ve Balkan ülkeleri

Reşat Nuri Erol

REŞAT NURİ EROL

Seek00:00Current time00:00Volume
MAKALEYİ DİNLE

Bu sabah (Cuma), sabah namazı öncesinde, bir rüya gördüm ve namaza uyandım… Namaz sonrasında günlük ilmî çalışmalarıma, okumalarıma ve yazı yazma merhalesine geçtim ama hala rüyamın etkisindeyim… ‘Bundan önce yazdığım üç yazının etkisiyle olsa gerek…’ diye yazıyordum ki; telefonum çaldı. Vakıf müdürümüz İsmail Hoca aradı, ‘Erdoğan Hoca vefat etti!’ dedi… Sadece rüyamın etkisi değil, başka duygularım da vardı; ‘demek ki buymuş’ diyebildim! Erdoğan Albayrak Hocamız, sadece M. Ü. İlahiyat Fakültesi’nde değil, İslam Medeniyeti Vakfımızda da ‘Arapça Hocamız’ idi… Yirmi gündür Siyami Ersek Hastanesi’nde yoğun bakımdaydı… Henüz gençti, kırklı yaşlarındaydı… Vakıf binamızı, özellikle sınıflarımızı ve sınıflarımızın yoğun olduğu katımızı tam da onun da uygun gördüğü şekilde restore ediyor ve ona da bir sınıf açıyorken, vefat haberi geldi… İlahiyat Camii’nde Cuma namazı sonrasında cenazesi öylesine kalabalıktı ki; demek ki, sadece biz değil, öğrencileri ve herkes çok seviyormuş… O’nun ardından, “İnnâlillâhi ve innâileyhirâciûn” diyor, başka bir şey diyemiyorum… (Aralık ayında Kosovalı babam Nuri Erol’un vefatının etkisi devam ediyordu… Önceki Cuma namazında da, İsa Yeğin yakın çalışma arkadaşımızın cenazesi vardı; henüz onun etkisinden kurtulamamışken bu vefatın etkisini yaşar olduk…)

Önceki yazılarımızda neler diyorduk?

-Ali Bey…

-Kök Hücre…

-Saadet Partisi…

-Kosova’dan bakış…

-Balkan TV, Radyo Balkan…

Yani…

Kosovalı yazar ve hemşerim Adelina’nın yazılarından yola çıkarak, üç yazı ile Kosova’dan, Bosna’dan, Sancak’tan, Balkanlar’dan -genel olarak Türkiye’ye ve özel olarak Saadet Partisi’ne- bakıyorduk ya; her halde o rüyayı bu yazıların etkisiyle gördüm…

Balkanlar’da, eski Yugoslavya’da, bugünkü Balkan ülkelerinde bir söz vardır:

“Balkanlar’da hiçbir şey göründüğü gibi değildir.”

Evet…

Balkanlar’da hiçbir şey göründüğü gibi değildir; dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî hiçbir şey ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir, hep hatırlattığım “Sosyal Tufan” seviyesindedir ve dünya hayatında olabilecek musibetler mertebesindedir… Biz, önce “Bosna Savaşı”, hemen ardından “Kosova Savaşı” ile bu tufan ve musibetleri en üst seviyede yaşadık… Ama hala yaşamaya devam ediyoruz…

Balkanlar’da yaşanan hayatın dört alanındaki sosyal tufandan söz ettim ya; sadece iktisadî olanına bakalım: Kosova başta olmak üzere, Balkanlar’daki diğer memleketlerimde, kâğıt üzerinde işsizlik “yüzde elli” olarak yazılır ama bana göre “yüzde yüz” seviyesindedir! Neden?

Çünkü çalışıyor görünenlerin maaşları çok ama çok düşüktür… O ücretlerle geçinmek kesinlikle mümkün değildir… Memleketlerimdeki ailelerde diasporada yani ülke dışında çalışan varsa, onun gönderdiği paralarla bir şekilde hayat sürdürülebiliyor ama bu imkânı olmayan ailelerin durumunu ne siz sorun ne de ben yazayım… Bu durumda “Balkanlaştırma” dediğimiz politikalarla parçalanan tüm memleketlerim sömürü sermayesinin oluşturduğu zalim dünya düzeninin sömürülen ülkeleri durumundadır, maalesef… Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı Balkan ülkeleri ile ilgili o kadar çok yazacak şeyler var ki; ama bugün bu kadar!

# DİĞER MAKALELERİ

YazarReşat Nuri Erol- Mesaj Gönder

12 Mart 2018

*
**
***

Kosova’dan bakış; Saadet Partisi kimi seçmeli?(3)

10.03.18 - Devam… “Ali Bey Müslüman “emin insan” olmalı derdi. Sizi görenler, size “Emin” desinler, derdi. Ali Bey’in e...

Kosova’dan Saadet Partisi’ne bakış ve Ali Bey (2)

09.03.18 - Kosovalı yazar ve hemşerim Adelina’nın, Saadet Partisi ile ilgili yazılarını değerlendiriyorduk… Bugün, Saad...

Kosova’dan Adelina’nın Saadet Partisi’ne bakışı

08.03.18 - Önce bir hatırlatma yapmam gerekiyor: Geçen Aralık ayının başında bu köşede, “Kosova’dan Türkiye’ye bakış” a...

Bu yazar ve yazılarla siyaset nereye?!. Ve Erbakan

06.03.18 - Evet… “Bu yazar ve yazılarıyla siyaset nereye?!.” başlıklı ve içerikli bir yazı yazı...

‘Adil Düzen’i tartışmak-3; Erbakan’ı anarken…

05.03.18 - Şubat-Mart aylarının bu günlerinde Erbakan Hocamızı anarken, bize göre Millî Görüş Hareketi Kurucu Lider ve Ö...

 ‘Adil Düzen’i tartışmak-2; Erbakan’ı anarken…

04.03.18 - Ne demiştik? “Adil Düzen ve Erbakan” değerlendirme ya da tartışmamıza devam edeceğiz… Evet, tartışmak ve gereğini...

‘Adil Düzen’-1; Erbakan, Kemal Öztürk, şeker!

03.03.18 - Erbakan Hocam vefat edeli yedi yıl oldu; Allah rahmet eyleye, cennetinde kavuştura... Erbakan Hocamı anma sadedinde, aylar önce...

Bir, iki, üç; bütün bu itiraflar son olur inşallah

02.03.18 - - Yıllardır bu köşede “özelleştirme, özerkleştir” diye yazdık; dinletemedik! - Mutlaka satacaksan bari yabancılara satma...

Erbakan haykırırdı; ihanetinizin sonucu işte bu

28.02.18 - Ne diyorduk? Önceki yazılarımızın sadece başlıklarını tekrar hatırlayalım: Erbakan’ı anmak; Erbakan yapar, bunlar s...

Erbakan, herkesi uyandırmak için hep haykırdı

25.02.18 - Malcolm X, ‘herkesi uyandırmak için bir kişinin haykırması yeter’ derdi... Erbakan, hayatı boyunca haykırdı, haykırdı, hayk...

12345678910
Reşat Nuri Erol
12.03.2018
16:32


ADİL DÜZEN 955

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 955. Hafta - 10 Mart 2017 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 955. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M  TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASI, ANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

Hatalarımız

-Sonuç olarak uçurma doğru koşmaktayız-

***

Yapacaklarımız

-Saadet Partisi neler yapmalıdır?-

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

‘Adil Düzen’i tartışmak-2; Erbakan’ı anarken…

‘Adil Düzen’i tartışmak-3; Erbakan’ı anarken…

Bu yazar ve yazılarla siyaset nereye?!. Ve Erbakan

Kosova’dan Adelina’nın Saadet Partisi’ne bakışı

Kosova’dan Saadet Partisi’ne bakış ve Ali Bey(2)

Kosova’dan bakış; Saadet Partisi kimi seçmeli?(3)

Reşat Nuri EROL

 

***

 

MERYEM SÛRESİ - 11. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

كهيعص (1) ذِكْرُ رَحْمَةِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّا (2) إِذْ نَادَى رَبَّهُ نِدَاءً خَفِيًّا (3) قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُنْ بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا (4) وَإِنِّي خِفْتُ الْمَوَالِيَ مِنْ وَرَائِي وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا فَهَبْ لِي مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا (5) يَرِثُنِي وَيَرِثُ مِنْ آلِ يَعْقُوبَ وَاجْعَلْهُ رَبِّ رَضِيًّا (6) يَازَكَرِيَّا إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ اسْمُهُ يَحْيَى لَمْ نَجْعَلْ لَهُ مِنْ قَبْلُ سَمِيًّا (7) قَالَ رَبِّ أَنَّى يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ الْكِبَرِ عِتِيًّا (8) قَالَ كَذَلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِنْ قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْئًا (9) قَالَ رَبِّ اجْعَلْ لِي آيَةً قَالَ آيَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلَاثَ لَيَالٍ سَوِيًّا (10) فَخَرَجَ عَلَى قَوْمِهِ مِنَ الْمِحْرَابِ فَأَوْحَى إِلَيْهِمْ أَنْ سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِيًّا (11) يَايَحْيَى خُذِ الْكِتَابَ بِقُوَّةٍ وَآتَيْنَاهُ الْحُكْمَ صَبِيًّا (12) وَحَنَانًا مِنْ لَدُنَّا وَزَكَاةً وَكَانَ تَقِيًّا (13) وَبَرًّا بِوَالِدَيْهِ وَلَمْ يَكُنْ جَبَّارًا عَصِيًّا (14) وَسَلَامٌ عَلَيْهِ يَوْمَ وُلِدَ وَيَوْمَ يَمُوتُ وَيَوْمَ يُبْعَثُ حَيًّا (15) وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ مَرْيَمَ إِذِ انْتَبَذَتْ مِنْ أَهْلِهَا مَكَانًا شَرْقِيًّا (16) فَاتَّخَذَتْ مِنْ دُونِهِمْ حِجَابًا فَأَرْسَلْنَا إِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا (17) قَالَتْ إِنِّي أَعُوذُ بِالرَّحْمَنِ مِنْكَ إِنْ كُنْتَ تَقِيًّا (18) قَالَ إِنَّمَا أَنَا رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَامًا زَكِيًّا (19) قَالَتْ أَنَّى يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِي بَشَرٌ وَلَمْ أَكُ بَغِيًّا (20) قَالَ كَذَلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَلِنَجْعَلَهُ آيَةً لِلنَّاسِ وَرَحْمَةً مِنَّا وَكَانَ أَمْرًا مَقْضِيًّا (21) فَحَمَلَتْهُ فَانْتَبَذَتْ بِهِ مَكَانًا قَصِيًّا (22) فَأَجَاءَهَا الْمَخَاضُ إِلَى جِذْعِ النَّخْلَةِ قَالَتْ يَالَيْتَنِي مِتُّ قَبْلَ هَذَا وَكُنْتُ نَسْيًا مَنْسِيًّا (23) فَنَادَاهَا مِنْ تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا (24) وَهُزِّي إِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّا (25) فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنْسِيًّا (26) فَأَتَتْ بِهِ قَوْمَهَا تَحْمِلُهُ قَالُوا يَامَرْيَمُ لَقَدْ جِئْتِ شَيْئًا فَرِيًّا (27) يَاأُخْتَ هَارُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ امْرَأَ سَوْءٍ وَمَا كَانَتْ أُمُّكِ بَغِيًّا (28) فَأَشَارَتْ إِلَيْهِ قَالُوا كَيْفَ نُكَلِّمُ مَنْ كَانَ فِي الْمَهْدِ صَبِيًّا (29) قَالَ إِنِّي عَبْدُ اللَّهِ آتَانِيَ الْكِتَابَ وَجَعَلَنِي نَبِيًّا (30) وَجَعَلَنِي مُبَارَكًا أَيْنَمَا كُنْتُ وَأَوْصَانِي بِالصَّلَاةِ وَالزَّكَاةِ مَا دُمْتُ حَيًّا (31) وَبَرًّا بِوَالِدَتِي وَلَمْ يَجْعَلْنِي جَبَّارًا شَقِيًّا (32) وَالسَّلَامُ عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدْتُ وَيَوْمَ أَمُوتُ وَيَوْمَ أُبْعَثُ حَيًّا (33) ذَلِكَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ قَوْلَ الْحَقِّ الَّذِي فِيهِ يَمْتَرُونَ (34) مَا كَانَ لِلَّهِ أَنْ يَتَّخِذَ مِنْ وَلَدٍ سُبْحَانَهُ إِذَا قَضَى أَمْرًا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ (35) وَإِنَّ اللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ (36) فَاخْتَلَفَ الْأَحْزَابُ مِنْ بَيْنِهِمْ فَوَيْلٌ لِلَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ مَشْهَدِ يَوْمٍ عَظِيمٍ (37) أَسْمِعْ بِهِمْ وَأَبْصِرْ يَوْمَ يَأْتُونَنَا لَكِنِ الظَّالِمُونَ الْيَوْمَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ (38) وَأَنْذِرْهُمْ يَوْمَ الْحَسْرَةِ إِذْ قُضِيَ الْأَمْرُ وَهُمْ فِي غَفْلَةٍ وَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ (39) إِنَّا نَحْنُ نَرِثُ الْأَرْضَ وَمَنْ عَلَيْهَا وَإِلَيْنَا يُرْجَعُونَ (40) وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّهُ كَانَ صِدِّيقًا نَبِيًّا (41) إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ يَاأَبَتِ لِمَ تَعْبُدُ مَا لَا يَسْمَعُ وَلَا يُبْصِرُ وَلَا يُغْنِي عَنْكَ شَيْئًا (42) يَاأَبَتِ إِنِّي قَدْ جَاءَنِي مِنَ الْعِلْمِ مَا لَمْ يَأْتِكَ فَاتَّبِعْنِي أَهْدِكَ صِرَاطًا سَوِيًّا (43) يَاأَبَتِ لَا تَعْبُدِ الشَّيْطَانَ إِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلرَّحْمَنِ عَصِيًّا (44) يَاأَبَتِ إِنِّي أَخَافُ أَنْ يَمَسَّكَ عَذَابٌ مِنَ الرَّحْمَنِ فَتَكُونَ لِلشَّيْطَانِ وَلِيًّا (45) قَالَ أَرَاغِبٌ أَنْتَ عَنْ آلِهَتِي يَاإِبْرَاهِيمُ لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ لَأَرْجُمَنَّكَ وَاهْجُرْنِي مَلِيًّا (46) قَالَ سَلَامٌ عَلَيْكَ سَأَسْتَغْفِرُ لَكَ رَبِّي إِنَّهُ كَانَ بِي حَفِيًّا (47) وَأَعْتَزِلُكُمْ وَمَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَأَدْعُو رَبِّي عَسَى أَلَّا أَكُونَ بِدُعَاءِ رَبِّي شَقِيًّا (48) فَلَمَّا اعْتَزَلَهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَهَبْنَا لَهُ إِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ وَكُلًّا جَعَلْنَا نَبِيًّا (49) وَوَهَبْنَا لَهُمْ مِنْ رَحْمَتِنَا وَجَعَلْنَا لَهُمْ لِسَانَ صِدْقٍ عَلِيًّا (50) وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ مُوسَى إِنَّهُ كَانَ مُخْلَصًا وَكَانَ رَسُولًا نَبِيًّا (51) وَنَادَيْنَاهُ مِنْ جَانِبِ الطُّورِ الْأَيْمَنِ وَقَرَّبْنَاهُ نَجِيًّا (52) وَوَهَبْنَا لَهُ مِنْ رَحْمَتِنَا أَخَاهُ هَارُونَ نَبِيًّا (53) وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ إِسْمَاعِيلَ إِنَّهُ كَانَ صَادِقَ الْوَعْدِ وَكَانَ رَسُولًا نَبِيًّا (54) وَكَانَ يَأْمُرُ أَهْلَهُ بِالصَّلَاةِ وَالزَّكَاةِ وَكَانَ عِنْدَ رَبِّهِ مَرْضِيًّا (55) وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ إِدْرِيسَ إِنَّهُ كَانَ صِدِّيقًا نَبِيًّا (56) وَرَفَعْنَاهُ مَكَانًا عَلِيًّا (57)

 

***

 

أُولَئِكَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ مِنْ ذُرِّيَّةِ آدَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ وَمِنْ ذُرِّيَّةِ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْرَائِيلَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَاجْتَبَيْنَا إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُ الرَّحْمَنِ خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيًّا (58) فَخَلَفَ مِنْ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ أَضَاعُوا الصَّلَاةَ وَاتَّبَعُوا الشَّهَوَاتِ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيًّا (59)

 

***

 


Reşat Nuri Erol
12.03.2018
16:46


Yorumlar

(1)
01

Zeki Birbilen - değerli hocamız..yüreğiniz kuvvet bulsun ,kaleminiz keskin olsun ve cihadınız mübarek olsun ...amin

Yanıtla.0Beğen10 Mart 20:14




Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Bizim Üstünlüğümüz Nerede?
16.01.2010 3031 Okunma
Reşat Nuri Erol
İşsizlik,İzmir ve IMF
16.01.2010 3493 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl, yeni düzen, kriz, tufan ve Türkiye
9.01.2010 3435 Okunma
Reşat Nuri Erol
2010: ZAM ve IMF yılı!
9.01.2010 4038 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye ve sermaye
9.01.2010 3816 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sömürüye karşı yapılması gerekenler
9.01.2010 3232 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bir Banka İşsizliği Nasıl Çözer
26.12.2009 3087 Okunma
Reşat Nuri Erol
Değişen dünya düzeni ve Türkiye
19.12.2009 6593 Okunma
Reşat Nuri Erol
Arnavutluk’tan; Balkanlar’daki Türkiye’den…
19.12.2009 3933 Okunma
Reşat Nuri Erol
Karadağ’dan; Balkanlar’daki Türkiye’den…
19.12.2009 3544 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ahmet Hakan takipteymiş!..
19.12.2009 3301 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sorunlar, sorular ve cevaplar - 1
12.12.2009 3035 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sorunlar, sorular ve cevaplar - 2
12.12.2009 3286 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sorunlar, sorular ve cevaplar - 3
12.12.2009 3952 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekmek Partisi-1
5.12.2009 3342 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekmek Partisi-2
5.12.2009 3187 Okunma
Reşat Nuri Erol
Meslek kuruluşları perişan - 1
21.11.2009 3148 Okunma
Reşat Nuri Erol
Meslek kuruluşları; çare ve çözüm - 2
21.11.2009 4331 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 3476 Okunma
Reşat Nuri Erol
İSEDAK Toplantısı
14.11.2009 3556 Okunma
Reşat Nuri Erol
Asıl Açılım Budur
31.10.2009 5489 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekonomik Oyunlar...
31.10.2009 4533 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekonomide Denge
31.10.2009 3351 Okunma
Reşat Nuri Erol
Tasarruf
31.10.2009 3515 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Açılım” değil, “açlık” sorunu
24.10.2009 6577 Okunma
Reşat Nuri Erol
Esnafa ilgisizlik, siyasi umursamazlık…
24.10.2009 4582 Okunma
Reşat Nuri Erol
Neler yapılmalı?
2.08.2009 3889 Okunma


© 2025 - Akevler