Hazreti İsa YÖK’e uğrasaydı
1192 Okunma, 3 Yorum
Bekir Berat Özipek - Star
Bünyamin Demir

Geçenlerde istifa eden YÖK üyesi Bülent Serim’in açıklamalarını okuyunca aklıma Hazreti İsa’nın meşhur meseli geldi.

Bilirsiniz, İsa, günahkar bir kadını taşlamaya hazırlanan gruba, ‘içinizde ilk taşı hiç günah işlememiş olan atsın’ der. Bir anda kalabalık durur ve taşı elinden bırakır.

Bu durum, yoldan çıkmış dahi olsa, o kalabalığın içinde asgari bir adalet duygusunun varlığına işaret eder.

Adalet duygusuna sahip insan günah işleyebilir, ama başkasını aynı günahı işlediği için suçlayamaz. Suçlayabilmenin ahlaki zeminini yitirmiş olduğunu bilir ve susar.

Ya bizde?

Bu ülkede pek çok kişide, İsa’nın uyardığı o kalabalıktaki kadar dahi adalet duygusu yok. Hem günah işleyip hem de hiç yüzü kızarmadan başkalarını günahkar diye taşlayan çok.

İstifa eden üyeye göre, YÖK üyeliklerine yapılan atamalarda ‘siyasi’ davranılıyormuş.

Bakın şu konuşana!

YÖK üyesi, kurumun siyasallaşmasına mı karşı, yoksa istemediği yönde siyasallaşmasına mı?

Belli ki ikincisi.

Yoksa Sezer dönemini yaşamış, siyasallaşmanın dibini bulmuş, daha fazla siyasallaşmanın mümkün olmadığı bir noktaya varmış bir ülkede, kendisi de Sezer döneminde atanmış ve Sezer’in ayrımcılığına hiç söz söylememiş bir üye, siyasallaşmadan şikayet edebilir miydi?

Eski üye, atanan rektörlerden çoğunun ‘türbana özgürlük’ isteyenler olmasından şikayet ediyor. Üniversite ile garnizon arasındaki farkı bilen bir akademisyen olarak ben de o bildiriye tereddütsüz imza atanlardanım ve ben de rektör seçseydim, her kesimden özgürlükçü olanları seçerdim.

Başka neden şikayet ediyor? Katsayının kaldırılacağından. ‘Katsayı konusunun genel kuruldan geçeceği bugünden bellidir’ demiş Serim. İyi de, katsayıyı koyan kuruldan da geçeceği belli değil miydi?

28 Şubat’ta sırf imam hatiplilerin önünü kesmek için getirilen, bunun için bütün meslek liselilerin hayatını karartan ve yoksulların çocuklarını içinden geldiği sınıfa mahkum eden bu adaletsiz uygulama, bu katsayı rezaleti elbette sona ermeli. Geleceği çalınmış çocukların aileleri, katsayıyı kaldıracak insanları seçip oraya getirdiler ve siz demokrasinin sonuçlarına katlanacaksınız.

Ama bütün bunları geçelim, YÖK’ün ideolojik davrandığı yakınmasına dönelim.

Herkes söylese siz söyleyemezsiniz bunu.

Sezer zamanındaki rektör seçimlerinde akademisyenler liberal, muhafazakar veya demokratik solcu adaya boşuna oy vermek yerine, Sezer’in atayabileceği adaylardan daha az despotik zihniyetli olanına oy vererek belanın büyüğünden sakınmaya çalışırlardı. Çünkü Sezer’in ne kadar oy alırsa alsın demokrat adayı elediğini, hatta sadece bir oy alan rektörü dahi atadığını görmüşlerdi.

Serim buna ‘yalan’ diyebilir mi?

Diyemezse bugün Gül’ü hangi ahlaki zeminden hareketle suçlayabiliyor?

Gül hiç değilse her kesimden demokrat, dolayısıyla üniversite kavramının özüne, yani özgürlüğe büsbütün yabancı olmayan üyeler seçiyor. Oysa Sezer, her kesimden değil, sadece bir kesimden üye seçerdi.

Ya Sezer’in ‘deli kızın çeyizi’ gibi hep aynı görüşten rektör seçmesine ses çıkarmayıp, bugün Gül’ü eleştiren Hürriyet’e, Milliyet’e ne demeli?

Onlar da ‘Sezer’in atamalarını ufacık haberlerle yorumsuz geçiştirdiğimizi herkes biliyor, bizim taş atacak halimiz mi var, bari susalım’ demiyorlar. Tersine, hiç sıkılmadan, ‘Gül’den tartışmalı atama’ diye ‘haber’ yapabiliyorlar.

Düşünüyorum da, acaba İsa gelseydi ve onlara taşı hiç günahı olmayanın atmasını söyleseydi ne olurdu?

Ben söyleyeyim, taşlamaya devam ederdi. Hatta bir de sırtına kalasla vururlardı.

İşte bu yüzden, ‘İsa Bu Köye Uğramadı’daki gibi (Carlo Levi), bu ülkeye de peygamber ya da filozof uğramıyor.

Çünkü seçkininde asgari bir adalet duygusu dahi yok!..

 

Yorum

İmam hatip liselerine insanlar çocuklarını hem islami hem de fen ilimlerini beraber tahsil etsinler diye yolluyorlar. Doktor olsun ama islami bilgisi de olsun kaygısı var bu davranışın altında. Buda toplumun dinine bağlı olduğunun bir göstergesi. İmam hatip okullarının tehdit olarak görülmesinin temel nedeni budur, yoksa kimse yetişen imamlardan şikayetçi değildir. Kat sayı engelleri konularak insanlar bir tercihe zorlanmaktadır, çocuğunun geleceği ile islami eğitim arasında kalan aile haklı olarak imam hatip okullarını tercih etmemektedir. İmam hatip mezunları bu ayırıma tabi tutularak en temel hakları ellerinden alınmaktadır. Katsayı adaletsizliği düzeltilmelidir insanlar istedikleri okulda çocuklarını gelecek kaygısı duymadan okutabilmelidir. İmamhatip okullarının islami eğitim noktasında yeterli olup olmadığı tartışılabilecek bir konudur. Ancak toplumun geneli düşünüldüğünde imamhatip okulları beklentileri karşılar niteliğe sahiptir diyebiliriz. Eğitim,  İnanma, İnandığı gibi yaşama en temel insan haklarındandır ve tartışılması bile abesle iştigaldir. Geç kalmış adalet zulumdür ve bu adaletsizlik bir an önce ortadan kaldırılmalıdır

 

 

 

 

Bünyamin Demir


YorumcuYorum
Lütfi Hocaoğlu
21.07.2009
10:54

İnsanlar güç kendilerinde iken zannederler ki bu güç benden hiç gitmez. Genç bir insan zanneder ki hep genç kalacak. Zaman geçtikçe koşamamaya başlar, eski hızında yürüyemez.

Devlette de gücü eline alanlar zanneder ki bu güç hep bizde kalacak. Zannediyorlardı ki bu YÖK hep bizim kontrolümüzde olur. İstediğimizi rektör yaparız, istediğimiz üyeleri seçeriz. Bu nedenle zamanında şiddetle YÖK’e karşı çıkan bu grup YÖK’ü savunur oldu. Şimdi durum tersine döndü. O çok savundukları YÖK’te kontrol ellerinden gitti. Bu seferde YÖK’ün aldığı kararların demokratik olmadığını söylüyorlar. Yazar ne güzel ifade etmiş. Sezer rektör seçerken bir oy alan adayı seçerek çok demokrattı davrandı sanki.

İnsanlar şunu düşünmeliler: Ben adaletli olmalıyım, öyle sistemler kurmalıyım ki kişilerin iyi olmasıyla iyi, kötü olmasıyla kötü olmasın. Yani bir denge meydana gelsin ve bu denge kendi içinde sistemin işleyişini sağlasın.

İşte bu dengeleri sağlayan düzenin adı Adil Düzen’dir. Bugün Ak Parti aynı hataya düşüyor, güç bende iken ben adamlarımı yerleştireyim ve ben oraya hakim olayım diyor. Ak Partinin yapması gereken dengeyi kuracak sistemi getirmesidir.

Yani kişilerle uğraşmaktan bir an önce vaz geçip dengeli bir sistemi kurmak üzerinde çalışmalıdır. Aksi halde yarın Ak Parti güçten düşecek ve bu sefer yine tersi durum meydana gelecektir ve huzursuzluklar bitmeyecektir.

İmam Hatipler için yapılan engellemeden daha vahimi meslek liseleri için yapılan engellemedir. Yakında vasıflı ara eleman hiç bulunmayacak. Herhalde onu da Çin’den ithal ederiz.

Bünyamin’in dediği gibi isteyen çocuğunu istediği yerde okutur. İmam Hatiplere verme amaçları da çocuğunun ahlaklı yetişmesi olan ailelerin işine komunist bir sistemde vatandaşı adına karar veren devlet gibi kimsenin karışması doğru değildir, akla, mantığa ve vicdana uymaz.

faani
21.07.2009
19:16

öğrenmeyi kategorize eden bir sistem nasıl olur da kabul edilebilir? insanlar bunu hangi ilkel dürtülerle talep edebilir? anlamak zor. modernlik deniliyor, postmodernlik deniliyor, çağdaş uygarlık deniliyor da bunların hepsi papağan diksiyonu ile söyleniyor galiba. söylenen şeye bakınca ifadenin bir beynin içinden süzülüp gelmediği apaçık ortada. "sen a öğren, o da b öğrensin. a bilen b bilmesin, b bilen c bilmesin, d zaten yasak, e de zurnanın zırt dediği ve dibe vurduğumuz yer, çarpınca anlayacağız!" işte bütün eğitim sistemimiz bu!

adaletsizliklerin ortadan kaldırılması mı? evet, herkes için, sonuna kadar destekliyorum. ama türkiye bundan çok daha fazlasını hak ediyor!

Ilker Ardic
22.07.2009
03:50

Yazı çok güzel yorumlarda herkezin ellerine sağlık.





Sayı: 6 | Tarih: 19.07.2009
Mahir Kaynak
Çin Bilmecesi
2036 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Fehmi Koru
"Çakma türbanlı" ve son yazı
1772 Okunma
4 Yorum
Ahmet Kirtekin
Mehmet Talü
Miraç Gecesi
1495 Okunma
2 Yorum
Hüseyin Kayahan
Ahmet Hakan
İmam hatiplerin önü neden açılmamalı
1367 Okunma
7 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Oktay Ekşi
Ha gayret...
1315 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Nazlı Ilıcak
100 dolarlık ders
1302 Okunma
5 Yorum
Fatma Karuç
Yılmaz Özdil
Benim Manşetim Cansu...
1294 Okunma
Leyla Okta
Hayrettin Karaman
İslam Dünyası, İri Ülkeler Zayıf Ülkeler
1253 Okunma
1 Yorum
Hilmi Altın
Bekir Coşkun
Piyano ve sopa...
1249 Okunma
4 Yorum
Ersoy Kılıç
Kadri Gürsel
Generaller hata yapmaz mı?
1236 Okunma
1 Yorum
Erkan Tulacı
Ruşen Çakır
Kürt sorununun çözümünde tarihi fırsatta ilk start
1228 Okunma
5 Yorum
Tayibet Erzen
Ahmet Turan Alkan
Kültür Bakanı'nı kınıyorum
1213 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Cengiz Çandar
Ergenekoncu kontratak
1212 Okunma
Ekrem Fildişi
Mehmet Altan
Nabucco, siyasal İslam ve hukuk
1205 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Toktamış Ateş
Türkiye'de yüksek öğretim
1204 Okunma
Osman Eskicioğlu
Reşat Nuri Erol
Para, faiz, enflasyon ve "Halk Ekonomisi"
1198 Okunma
1 Yorum
Zübeyir Erol
Bekir Berat Özipek
Hazreti İsa YÖK’e uğrasaydı
1192 Okunma
3 Yorum
Bünyamin Demir
Hakan Albayrak
Eski Kafa'da canlanan bir saadet anı
1192 Okunma
1 Yorum
Veysel İpekçi
Murat Bardakçı
Yorgo'nun sandaletine "nâlin-i saadet" deyip önünd
1174 Okunma
2 Yorum
Recep Yıldırım
Mümtazer Türköne
Katsayıyı düzelterek eğitim sistemini kurtarmak mü
1136 Okunma
3 Yorum
Arif Ersoy
Ertuğrul Özkök
İmralı'da hareket var
1101 Okunma
7 Yorum
Süleyman Akdemir
Fikret Bila
"Söz Ola Kestire Başı" Uyarısı
1029 Okunma
1 Yorum
Harun Özdemir