Benim oldu, sizin de bir dikili ağacınız olabilir
1242 Okunma, 0 Yorum
Abdülkadir Özkan - Milli Gazete
Özgül Ertuğrul

Şehir hayatı özellikle de apartman hayatına oldum olası alışamadım. Belki de gençlikte alışmıştım belki de benimsemiştim ama yaş ilerledikçe insanların üst üste istif edilmiş halini andıran apartman hayatından ve büyük şehirlerin kalabalığı içinde koşturmacadan usanmış olabilirim. Bu bakımdan hep küçük bir bahçe içinde tek katlı bir ev hayalim olmuştur. O küçük bahçede azda olsa çeşitli meyve ağaçları, güller ve çeşitli çiçekler olsun onlarla meşgul olayım istemişimdir. Aslında şehir insanında bu özlem giderek yaygınlaşmaktadır ve bazı belediyeler bu hayalleri hayata geçirmek için bir takım tedbirler almış, bazı alanları bu bahçe özlemi -buna toprak özlemi de denebilir- olanlara kiralamışlardır. Elbette bu da şehir insanının özlemini gidermede yeterli değil. Şehirler dikine yükselmeye devam ettiği sürece çocuklarımız apartman dairelerine mahkum olacak, toplumdan kopacak tek başına yaşamaya devam edecektir. Artık yavrularımızın tek arkadaşı bilgisayar ve televizyon olmuştur. Kısacası artık yavrularımız tek kişilik bir dünyada, sosyal ilişkilerden uzak bir hayat süreceklerdir. Bu onları ne kadar tatmin ve mutlu eder bilemem ama apartman hayatının insan için sağlıklı bir hayat olmadığını, özellikle de çocuklarımızı milyonların içinde yalnızlığa mahkum ettiğini düşünüyorum. Böyle düşüyorum da bundan kurtuluş var mı? Tüm şehirleri yıkıp yeniden yapmak mümkün olmadığına göre şehirlerin dikine büyümesi devam edecektir. Bunun içindir ki yıllar önce küçük bir bahçenin içinde iki en fazla üç katlı olarak inşa edilmiş binalar yıkılıyor yerine çok katlı binalar dikiliyor. Bu arada elbette bahçeler de yok oluyor, yeşile hasret hale geliniyor.

Peki bu işin kurtuluşu olabilir mi?

Belki emeklilik dönemlerinde insanlar köylerine ya da küçük şehirlere göçmesi ile yıllarca içlerinde taşıdıkları özlemi giderebilirler.

Her ne ise maksadım şehir ve apartman hayatının eleştirilmesi değildi. Artık dikine yükselen şehirler hayatın bir gerçeği olmuştur ve bundan dönüş de yoktur. Ancak, ülkemizde ağaç dikimini teşvik yoluyla yeşil alanların artırılması ve benim de bir dikili ağacım var diyebilmenin imkanları vardır.

Sevgili  Ecz.Mehmet Gebenç kardeşimin gönderdiği bir "Ağaç Dikim Belgesi"ni görünce bir anda içimde yılların gizli özleminin açığa çıktığını hissettim. Çünkü, artık benim de bir dikili ağıcım var diyebilecektim.

Mehmet Gebenç Dostum aslında eczacı.. Nazilli'de bu işle meşgul ama onun tarımla ve ağaçlarla bağı hep sürdü. Özellikle zeytin ağaçlarına özel ilgisi oldu. Dolayısıyle bir zeytinyağı uzmanı da.

Öğrendim ki şimdilerde bir de  Nazilli de "Fidan Üretim Merkezi" oluşturmuş ve bu merkezde ürettiği fidanlarından birini de bizim adımıza dikerek belgesini de göndermiş. Buradan kendisine kalbi şükranlarımı sunuyorum. Bu arada gönderdiği belgede çeşitli fidanlarla ilgili bilgiler veriyor ve bu ağaç dikim işini tüm yurda yaygınlaştırmak için çalıştıklarını belirtiyor. Gönderilen belgede, "Sizin adınıza 1 adet fidan - Hicaz Narı fidanı- ülkemiz torakları ile buluşturulmuş olup ülkemize, milletimize, dünyamıza ve ahretimize , hayırlı olmasını en içten duygularımızla temenni eder, sağlıklı, huzurlu ve bereketli uzun ömürler dileriz" ifadeleri yer alıyor. Tüm bu dileklere teşekkürlerimizle birlikte gönülden amin diyoruz.

Elbette yurdumuzun pek çok köşesinde fidan üretim merkezleri var. Her gün bu merkezlerden alınan binlerce fidan uygun yerlere dikiliyor. Ancak, kırsal kesimden büyükşehirlere devam eden göç ister istemez giderek ülkemizde yeşil alanların azalmasına yol açıyor. İnsanımızın da yeşil özlemi artarak sürüyor.

Sevgili Mehmet Gebenç kardeşimin çağrısı  sanıyorum bu özlemi biraz olsun hafifletebilecektir. Çünkü, oluşturulan sistem kendi adınıza, yakınlarınız ve sevdikleriniz adına, düğün-nişan- sünnet merasimi olan yakınlarınızın adına, yakınlarınızın ve tanıdıklarınızın doğum günlerinde , vefat yıldönümlerinde sürekli hayır yapmalarını sağlamak için fidan diktirebilmenize imkan veriyor

Bu çağrı ve yapılan iş bana çok cazip ve ilgi çekici geldi. Unuttuğumuz atalarımızın ağaca olan ilgi ve sevgisinin yeniden canlanmasına vesile olabileceğine inanıyorum.

 

YORUM

  Yazarın paylaştığı duygulara aynen katılıyorum. Bahsettiği konular hepimizin özlemini çektiğimiz, hasret duyduğumuz konular. Özellikle büyük şehirlerde, anakentlerde yaşayan insanlarımız için.

Bahçe içinde tek kat lı etrafında meyve ağaçları. Ailemiz, komşularımız ve sevdiklerimizle birlikte oturabileceğimiz masa ve sandalyeler. Çocuklarımız bahçesinde rahatça oynayıp koşabilecek. Hepimizin hayalidir gerçekten. Büyük şehrin gürültüsü ve kalabalığı. Herkesin beyni dolmuş. Kimse kimseye güvenmiyor. İnsanların yüzünde ve gözlerinde gülücük tükenmiş. Stres hat safhada ve diğer hastalıklarda bunu takip ediyor. Peki bunun çözümü  için bir çok kişi büyük şehirleri terk edip  kendi köyüne mi göç edecek. Tabi ki de hayır. Büyükşehirde yaşamayı ne kadar eleştirirsek eleştirelim   kendimize daha iyi yaşam şekilleri ekleyerek yaşamak zorundayız. Hayatımızı devam ettirmek zorundayız. Dikine yükselen şehirler hayatımızın bir gerçeği. Bundan da dönüş yok. Ancak ağaç dikimini artırarak yeşil alanları artırabilir; hem kendimize hem de geleceğimize yeşil yatırım yapabiliriz. Bizim memlekette bir laf vardır.”Koyup gidenler nur içinde yatsın” diye. Hem böylelikle dua da alabiliriz. Bizim de bir dikili ağacımız olabilir. Ve herkesin de yazarın bahsettiği gibi ağaç dikim belgesi olabilir.  Daha güzel, sağlıklı ve mutlu yaşamlara inşallah.   

 

 

Özgül Ertuğrul






Sayı: 36 | Tarih: 14.02.2010
Dücane Cündioğlu
Tanrı öldü, Allah yaşıyor
1504 Okunma
Abdülkadir Altınhan
Dücane Cündioğlu
Tanrı öldü, Allah yaşıyor
1345 Okunma
Abdülkadir Altınhan
Hayrettin Karaman
İslam siyaset teorisi
1333 Okunma
Hilmi Altın
Mahir Kaynak
Dış Düşman
1255 Okunma
Süleyman Karagülle
Abdülkadir Özkan
Benim oldu, sizin de bir dikili ağacınız olabilir
1242 Okunma
Özgül Ertuğrul
Ahmet Hakan
Siluetini sevdiğimin Türkiye'si
1226 Okunma
4 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Şevket Eygi
Meal, Tercüme Tefsir Ticareti...
1177 Okunma
Emine Hocaoğlu
Toktamış Ateş
27 Mayıs devrimi
1177 Okunma
Osman Eskicioğlu
Ümit Zileli
Hüsnü Mahalli - Huylu huyundan vazgeçer (mi?)
1172 Okunma
Osman Köse
Reşat Nuri Erol
Sermayeye karşı bakkallar birliği
1168 Okunma
Ilker Ardic
Nazlı Ilıcak
Kadınlar..
1133 Okunma
Fatma Karuç
Ruşen Çakır
Devletin zirvesinde koalisyon fikrine hazır mıyız?
1128 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Altan
Hani 28 Şubat bitmişti?
1128 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Fikret Bila
Başbuğ'un püskürtme hamlesi
1127 Okunma
Harun Özdemir
Can Ataklı
Herkes şikâyetçi kimse kılını bile kıpırdatmıyor
1123 Okunma
2 Yorum
Mesut Karaaytu
Zülfü Livaneli
Kimlik mi değiştiriyoruz?
1112 Okunma
Ali Bülent Dilek
Fehmi Koru
Gül: "Tarihimizi yeni keşfediyoruz"
1110 Okunma
Ahmet Kirtekin
Oktay Ekşi
Örnek Çok
1106 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Mehmet Niyazi
Bilginin cezalandırılması
1057 Okunma
Abdurrahman Erol
Ebubekir Sifil
Kuran Yılı
1041 Okunma
3 Yorum
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler