Devletin zirvesinde koalisyon fikrine hazır mıyız?
1053 Okunma, 0 Yorum
Ruşen Çakır - Vatan
Tayibet Erzen

12.02.2010

Türkiye uzun zamandır “tek parti iktidarı”nın istikrar, koalisyon hükümetlerininse “istikrarsızlık” olduğu fikrine alıştırılmak isteniyor. Bu nedenle önümüzdeki genel seçimlerden bir koalisyon çıkma ihtimalinden genellikle bir “kâbus” gibi söz ediliyor. Ama bunun bir ileri aşaması daha var: Normal şartlarda 2012’de halkın seçeceği cumhurbaşkanıyla, devletin zirvesinde bir koalisyonla tanışabiliriz. Batılılar buna “cohabitation” (okunuşu kohabitasyon) diyorlar ve bunun ilk örneği yarı başkanlık sisteminin olduğu Fransa’da 1986 yılında yaşandı. Sosyalist Parti lideri François Mitterrand 1981’de cumhurbaşkanı seçilmişti ve kendisi gibi sosyalist olan hükümetle uyum içinde Fransa’yı yönetiyordu. Fakat 1986 genel seçimlerinden sağın lideri Jacques Chirac zaferle çıkınca Fransa “cohabitation” kavramıyla tanıştı. 1988’de Mitterrand yeniden cumhurbaşkanı seçilince ülkeyi erken genel seçimlere götürdü ve sosyalistler yeniden hükümet kurunca “cohabitation” bitti. Fransa daha sonra 1993-1995 ve 1997-2002 arasında iki ayrı “cohabitation” daha yaşadı ve devletin zirvesindeki koalisyonua alıştı ve bir ölçüde de benimsedi.

Erken başlayan seçim kavgası

Acaba bizde de benzer bir ihtimal söz konusu olabilir mi? Öncelikle bu tartışmanın “erken” olduğunu ileri süreceklere, Vatan’ın dünkü manşetini hatırlatırım. Cumhurbaşkanı Gül’ün bazı güncel siyasi tartışmalar hakkında kimi görüş ve önerilerinin Başbakan Erdoğan’a yakınlıklarıyla tanınan bazı isimler tarafından eleştirilmesinin ekseninde ilerideki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yer aldığı ileri sürülebiliyor. Öte yandan Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, bazı çevrelerin cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini engellemek istediği uyarısında bulunup son günlerdeki birçok gerginliği bu niyetle ilintilendiriyor. Kurtulmuş pek haksız sayılmaz zira cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olması siyasi rejimimiz açısından küçük çaplı bir devrim olarak nitelendirilebilir ve düne kadar bu fikre sıcak bakan bazı kesimler dahil, kimileri bu devrimin doğurabileceği sonuçlardan telaşa kapılmış olabilirler.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

 

Yorum:

 Bekleyelim, görelim.

 

 

Tayibet Erzen






Sayı: 36 | Tarih: 14.02.2010
Dücane Cündioğlu
Tanrı öldü, Allah yaşıyor
1418 Okunma
Abdülkadir Altınhan
Dücane Cündioğlu
Tanrı öldü, Allah yaşıyor
1266 Okunma
Abdülkadir Altınhan
Hayrettin Karaman
İslam siyaset teorisi
1239 Okunma
Hilmi Altın
Mahir Kaynak
Dış Düşman
1171 Okunma
Süleyman Karagülle
Abdülkadir Özkan
Benim oldu, sizin de bir dikili ağacınız olabilir
1163 Okunma
Özgül Ertuğrul
Ahmet Hakan
Siluetini sevdiğimin Türkiye'si
1139 Okunma
4 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Sermayeye karşı bakkallar birliği
1097 Okunma
Ilker Ardic
Toktamış Ateş
27 Mayıs devrimi
1096 Okunma
Osman Eskicioğlu
Mehmet Şevket Eygi
Meal, Tercüme Tefsir Ticareti...
1091 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ümit Zileli
Hüsnü Mahalli - Huylu huyundan vazgeçer (mi?)
1091 Okunma
Osman Köse
Ruşen Çakır
Devletin zirvesinde koalisyon fikrine hazır mıyız?
1053 Okunma
Tayibet Erzen
Nazlı Ilıcak
Kadınlar..
1050 Okunma
Fatma Karuç
Mehmet Altan
Hani 28 Şubat bitmişti?
1050 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Fikret Bila
Başbuğ'un püskürtme hamlesi
1046 Okunma
Harun Özdemir
Can Ataklı
Herkes şikâyetçi kimse kılını bile kıpırdatmıyor
1040 Okunma
2 Yorum
Mesut Karaaytu
Zülfü Livaneli
Kimlik mi değiştiriyoruz?
1031 Okunma
Ali Bülent Dilek
Oktay Ekşi
Örnek Çok
1025 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Fehmi Koru
Gül: "Tarihimizi yeni keşfediyoruz"
1021 Okunma
Ahmet Kirtekin
Mehmet Niyazi
Bilginin cezalandırılması
979 Okunma
Abdurrahman Erol
Ebubekir Sifil
Kuran Yılı
964 Okunma
3 Yorum
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler