İslâmiyet'in kadınlara verdiği önem, anlatılan hikâyelerden de belli. Kur'an-ı Kerim'in indiği dönemde, Arap toplumunda kadını değersizleştiren bir anlayış hâkim; kız çocuklarını diri diri gömdüklerini biliyoruz. Hz. Muhammed bunu yasaklıyor ve çok eşliliği, kayda bağlayarak, sadece mevcut istismarı sınırlamak amacıyla getiriyor. Ama gelin görün ki, Medine'de, kadın hakları, erkeğin çok gerisinde. Nasıl mı fark ettim? Meselâ Mescid-i Nebevi'ye gideceğiz; ekranlı telefon taşımak kadına yasak, erkeğe değil. Cennet Bahçesi, yalnız muayyen zaman dilimlerinde kadına açılıyor. Geri kalan sürede, sadece erkekler istifade edebiliyor. Mescid-i Nebevi'nin hemen yanında bulunan ve peygamberimizin, Hz. Aişe dahil hanımlarının, kızlarının, halalarının, 10 bin civarında sahabenin yattığı Cennetül Baki Kabristanı'na, kadınların girmesine izin yok. Medine'de gördüğüm hanımların çoğu siyah "hayaletler" gibiydi. Suudi Arabistan'da hâlâ, 45 yaşın üstündeki kadınların araba kullanmasına izin verilip verilmemesi tartışılıyor. Varın gerisini siz düşünün...
Yorum
İnsanlar şu an İslamiyet’in sadece Arabistan da yaşandığını ve Türkiye de İslam düzenini savunan kişilere gidin Arabistan da yaşayın diyenleri çok duyduk. Ama bu sözleri telafi edenlerin bilmediği bir gerçek var ki Arabistan da İslamiyet yaşanmıyor yaşatılmıyor. Orda da Kur'an-ı Kerim'in hükümleri geçersiz. Herkes kafasına göre bir din ve düzen uydurmuş öyle gidiyor. Oysaki İslam düzeninde Arapların yaptıklarını onaylayan ve tasvip eden hiçbir şey yok. Arapların yaşam tarzı ile İslam düzeninin uzaktan yakından alakası yok. İslam dini hiçbir zaman kadını aşağılayıp dışlamaz. Kur'an-ı Kerim'in hiçbir yerinde kadın hakir ya da hor görülmemiş, Bilakis Kur'an-ı Kerim'in birçok ayetinde kadının hakları hep korunmuş. Ne yazık ki başta Araplar olmak üzere hiçbir topluluk kadına Kur'an-ı Kerim'in ve İslam’ın verdiği değeri tam anlamıyla vermemiştir. Her topluluk kadını hor görmekte ve küçüksemektedir en çok da bu Araplarda ön plana çıkmaktadır.