Doğru kişi miydi, emin değilim; ama gerek ses tonundan gerek “kararlı” anlatımından “yalan söylemediği” izlenimi aldım.
Arayan kişi kendisini “eski bir özel harpçi” olarak tanıttı. Durumu kavrayabilmem için de “Hani Ecevit’in kontrgerilla diye tanıttığı örgüt var ya, işte o” dedi galiba.
Ankara’da polisin yakaladığı, 3.5 saat sorgulayıp sonra da evini aradığı, bilgisayarlarına ve CD’lerine el koyduğu, ardından savcılığa teslim ettiği, savcının da serbest bıraktığı subayların durumu ile ilgili konuşmak istediğini söyledi.
“Bu subayların özel harpçi olduğu söyleniyor, eğer gerçekten öyle ise işin içinde başka şey de olabilir” diyerek söze başladı.
“Özel Harp Dairesi’nin çalışma, eğitim ve tatbikat özellikleri çok farklıdır. Hatta bunlardan bazılarına akıl sır erdirmek, bir mantık içine oturtmak bile zordur” dedi.
“Nasıl” olduğunu sordum. “Örneğin” dedi, “Ben yüzbaşıyken bana ve ekibime bir tatbikat görevi verildi. Elime bir kroki teslim edildi. Kroki Ankara’daki .... Parkı’nı gösteriyordu. Orada bir paketin gömülü olduğunu söylediler. Görevimiz o paketi dikkat çekmeden çıkarıp getirmekti.”
Emekli özel harpçi devam etti: “Çok soğuk bir kış akşamıydı. Krokide belirtilen yer karla kaplıydı, toprak da buz tutmuştu. Dikkat çekmemek için sokak serserisi kılığına girmiştik. Gazete kağıdına sarılmış ekmek ve peynirle birlikte birkaç şişe de şarap getirmiştik. Ellerimizdeki kürek ve kazmalarla toprağı kazmaya başladık.”
Derken bekçiler gelmiş. “Ne yapıyorsunuz?” diye sormuşlar. Özel harpçiler “Define arıyoruz” demişler. Bekçiler de “Bunlar salak be” diye aralarında konuşmuşlar. Hatta biraz oturup sohbet bile etmişler, birer fırt da şaraptan içmişler.
Bir keresinde de .... Bankası’nın kasa
dairesinin planını çıkarması için göndermişler bu emekli subayı. “Günlerce çeşitli kılıklarda bankaya girip çıktım, sonunda kasa dairesine giden yolların krokisini çıkardım” dedi.
Özel Harp daha sonra bankadan kasa dairesinin planının doğru olup olmadığını soruyormuş, böylelikle görevin hakkıyla yapılıp yapılmadığı kontrol ediliyormuş.
“İşte” dedi, emekli özel harpçi, “Ankara’daki olay da böyle bir tatbikat olabilir. Ve o subaylar bunu açıklayamayacakları için çaresiz yapılan her şeye boyun eğmek zorunda kalmış olabilirler.”
Bunun üzerine “Peki bir albay da böyle bir tatbikata katılabilir mi?” diye sordum. Emekli subay “Özel Harp’te görevin rütbesi olmaz. Albay da olsa, daha yüksek de olsa bu tür tatbikatlarda mutlaka görev alır” cevabını verdi.
Bunu doğrudur diye yazmadım. Ama devlet güvenliği ile ilgili konularda gerçekten hiç akıl ve mantığın almadığı operasyonlar, tatbikatlar, planlar olabilir.
***
Yorum
Gene değişen gündemle dolu bir haftanın daha sonuna gündemin her an değişebileceği bir haftanın da başına geldik. Ne garip bir ülke kendi kendime soruyorum kendi ülkesinin başbakan yardımcısına başbakanına suikast düzenleyecek plan peşinde olan bir askeri kurum ya da şahıslar ne akla hizmet ediyorlar amaçları ne acaba bunlardan başka türlü kurtulamayacak mıyız diye düşünüyorlar. Öyle bir düşüncede olmalarına gerek yok onların gitme vakti önümüzdeki seçimde yakındır. Ya bu suikast haberleri doğru ya da hükümet çok uyanık gündem değiştirerek bu ülkedeki işsizliği, aşsızlığı, açlığı sefaleti bu şekilde unutturmaya çalışıyorlar.
Ne hikmetse kriz kriz deyip yatılan kalkılan bir ülkede ne işsizlikten ne de aşsızlıktan söz eden var. Ne ekonomi bakanı ne başbakan ağzını açıp ta ekonomiden söz eden yok benzinin üç lira elli kuruşa yaklaştığı, mazotun 2 lira yirmi beş kuruş olduğu bir ortamda her gün ufak ufak ansızın gelen zamlardan hiç bir şey olmamış gibi insanları tepki veremez hale getirmeyi nasılda başardılar. İnsanları resmen bulundukları hale razı eder duruma getirdiler.
Şimdi soruyorum bu askeriyenin içindeki subayların başka işi gücü yok mu? Özel harp dairesi diye bir kurum güya Sovyet işgaline karşı ABD tarafından kurdurulmuş finanse edilmiş kurum bu yıllara kadar varlığını devam ettirmiş ortada ne Sovyetler kalmış ne işgal durumu kalmış ne hikmetse varlığı devam eden kurum ülkenin yöneticilerine suikast yapma planlarıyla uğraşıp ülkenin gerçek gündeminden uzaklaşmasını sağlıyorlar.
Ey vatanını çok sevdiğini söyleyen zatıâliler bırakın bu kanunsuz işleri bu ülkeye nasıl huzur getiririz, bu ülkeyi nasıl daha kalkınmış bir ülke haline getiririz onun için planlar yapın. Her türlü kötülüğün ana kaynağı yokluk, işsizlik, açlıktır. Evine ekmek götürebilen sofrasında yiyecek bir şeyleri olan insan kötülüklerle uğraşmaz. Ülkeyi yöneten Sayın AKP yöneticileri artık bir şeyler yapın. Size güvenen insanlar şuan sizlerin de bir şey yapamayacağının farkına varmış durumdalar. Bence bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Her yıl bütçe yapıyorsunuz bütçede her yıl borç faizine ayırdığınız kaynak 60 milyar dolar. 8 yıla yakındır iktidardasınız 480 milyar dolarlık bir kaynağı birilerinin cebine koydunuz. Eğer bu 480 milyarı ülke insanına harcasaydınız şuan her şey daha farklı daha güzel olurdu aklınızı başınıza alın ve kendinize gelin. Selam ve dua ile