En alttakiler - Alttakiler - Üstekiler...
1135 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Altan - Star
Mehmet Hikmetumut

11.08.2009

Türk halkı borç batağına gömülmüş...

Her ay 120-130 bin yeni kişi borcunu ödeyemez duruma düşüyormuş. Bu durumdakilerin toplamı ise 1,6 milyona çıkmış.

Ailelerin tasfiye olunacak kredi kartı borcu 3,6 milyar, bireysel kredi borcu 3,1 milyar TL’ye fırlamış.

Yılbaşından bu yana tasfiye olunacak kart sayısı yüzde 52, bireysel kredi oranı yüzde 68 artmış.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) hazırladığı ve ailelerin bankalardan ve tüketici finansmanı şirketlerinden kullandıkları krediler, kredi kartı bakiyeleri ile TOKİ’nin vadeli konut satışları karşılığı oluşan borçlarını ifade eden “hane halkı yükümlülükleri”ne bakıldığında...

2005 yılında gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranı yüzde 7,9 olan bu yükümlülüklerin, 2008 sonunda yüzde 13,6 oranına yükseldiği kaydedilmekte...

Bu ne demek?

Ailelerin üzerinde GSYİH’nin yüzde 13,6’sı kadar bir borç yükü bulunuyor demek.

Dehşetli bir oran.

***

Ekonomik aktivitedeki yavaşlama...

Ve artan işsizlik oranına bağlı olarak önümüzdeki  dönemde hane halkının yükümlülüklerini geri ödemede daha da büyük zorluk yaşaması olası.

İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan’ın da belirttiği gibi, kredi koşullarının sıkılaştırılması ile birlikte bireyler “kredi kartlarını” daha yoğun bir biçimde “kredi aracı” olarak kullanıyor.

Kredi kartının faizleri, tüketici kredilerine göre daha yüksek olduğundan, bu durum hane halkının kırılganlığını daha da artırıyor.

Yeni ve taze bir gelir bulunmaz ise aileler için zor bir kısır döngü.

***

Borç sarmalında kıvranan aileler haberinin hemen öncesinde de...

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Türk Bankacılık Sektörü 2009 yılı Haziran ayı bültenini açıkladı.

Türkçesi, bankalarda kimin ne kadar parası var raporu.

Bankalarda “tasarruf mevduatı” olanların toplamı 88.421 kişi...

Bu grubun bankalardaki yurt içi yerleşik toplam mevduatı ise 216 milyar 306 milyon liraymış.

***

Bankalardaki toplam mevduatın dağılımına gelince...

Bültene göre, yurt içi yerleşiklerden tasarruf mevduatı 10 bin liraya kadar olanların sayısı 8 bin 716...

10 bin-50 bin lira arasında olanların sayısı 17 bin 842...

50 bin-250 bin lira olanların sayısı 26 bin 577...

250 bin-1 milyon lira arasında olanların sayısı ise 16 bin 231 kişi.

***

Peki...

Bankalarda bir milyon lira ve üzerinde olanların sayısı ne kadar?

19 bin 55 kişiymiş.

Bu kişilerin toplam mevduatı 88 milyar 421 milyon liraya ulaşıyor.

Yani...

19 bin 55 kişi toplam mevduatın yaklaşık yüzde 40,9’unu elinde bulundurmakta.

***

Sessiz...

Tavşan gibi ne kadar ezilse de sesi çıkmayan yığınlar ise “en alttakileri” oluşturuyor.

Onların banka kartı, tüketici kredisi

filan yok.

Teknik deyimle “kırılganlıkları” filan da söz konusu değil, çünkü çoktan heba olmuşlar.

Orman köylüleri buna bir örnek mesela...

Borç sarmalına düşenler ise en alttakilerden bir kaç basmak daha üstte.

En azından yetmese de bir gelirleri, derme çatma da olsa bir işleri var, ya da vardı...

***

Toplam sayıları yüz bini bulmayan tasarruf mevduat sahipleri de...

Muhakkak ki “üstekiler-en üstekiler” diye ayrışıyor.

Tuzu kuru, en kuru türünden yani...

***

Maalesef...

Ankara siyaseti, Türkiye’nin makyajsız yüzünü sergileyen bu tür rakamlarla ilgilenmiyor.

Hoş, Ankara dışında da pek ilgilenen

yok ya...

Hâlbuki...

Bu tür rakamlar toplumun pek de görülmek istenmeyen asıl yüzünü gösterir.

O resme bakmadan ve ciddiyetle tetkik etmeden de, belkemiğimiz kolayından doğrulmaz.

Belki de bunu yapmadığımızdan doğrulamıyoruz...

 

 

 

 

Yorum:

 

Allah’ın bir pulunu bekleye dursun on kul

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul

 

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa

Yaşasın kefenimin kefili karaborsa

 

                                                      N.F.K

 

 

Sözün çoğu anlamayana söylenirmiş.  Nereden başlamalı, nasıl söylemeli ?

Türkiye’nin belli başlı sorunlarını say deseler işsizlik başta gelir. Adaletsizlik ikinci olur.  Olayları tersinden gösterdiği için basın ve yayın üçüncü ve gelir dağılımı adaletsizliği dördüncü sıraya oturur.

Bana sorarsanız hiç birisi birbirinden ayrılmaz ve tek problem vardır o da gelir dağılımı adaletsizliğidir. Çünkü gelir, adalet, dağılım sözcükleri diğer problemleri zaten bünyesinde barındırmaktadır.

Türkiye de iktidar varsa veya Türkiye’de iktidara talip olan varsa kapsamlı bir sosyal denge programı açmalı ve programa göre iktidar makamına geçmelidir.

 

Mehmet Hikmetumut






Sayı: 10 | Tarih: 16.08.2009
Can Ataklı
Amerika'da zenci partisi neden yok?
2245 Okunma
Mesut Karaaytu
Ahmet Altan
ORDU AÇILIMI
1437 Okunma
Özer Ataç
Abdullah Büyük
Doğu açılımı
1410 Okunma
Sedat Aksakal
Oktay Ekşi
İsim fetişizmi
1293 Okunma
5 Yorum
Vahap Alma
Ahmet Hakan
Aykırı mezundan imam hatip ağıdı
1249 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Nazlı Ilıcak
Sevmeye vakit yok
1229 Okunma
1 Yorum
Fatma Karuç
Yılmaz Özdil
Sülün Osman turizmi
1225 Okunma
1 Yorum
Leyla Okta
Hayrettin Karaman
İslam ve Zenginlik, Yardım Kuruluşları ve Ramazan
1225 Okunma
1 Yorum
Hilmi Altın
Ahmet Taşgetiren
Ümmet bilinci, evet...
1204 Okunma
Zübeyir Erol
Fikret Bila
Kamuflaj Çabalar
1185 Okunma
2 Yorum
Harun Özdemir
Ruşen Çakır
Kürt sorununu kardeşlikten şaşmadan tartışabilmek
1185 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen
Reşat Nuri Erol
Kredi kartı batakları artarken...
1178 Okunma
Ilker Ardic
Cengiz Çandar
Abdullah Öcalan’dan “karışık sinyaller”…
1176 Okunma
Ekrem Fildişi
Toktamış Ateş
Kürt Açılımı (1)
1149 Okunma
Osman Eskicioğlu
Zülfü Livaneli
Fikir mi önemli,kimin söylediği mi?
1148 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek
Mehmet Altan
En alttakiler - Alttakiler - Üstekiler...
1135 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Bekir Berat Özipek
‘Dış Mihraklar’a karşı yüksek yargıyı koruyalım!
1132 Okunma
Bünyamin Demir
Fehmi Koru
Bir sorunu çözerken...
1129 Okunma
1 Yorum
Ahmet Kirtekin
Mahir Kaynak
Enerjide bağımlılık
1113 Okunma
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Aldanmayınız
1071 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Murat Bardakçı
Peygamber'in hırkası değil, sanki Ayşe Teyze'nin e
1059 Okunma
Recep Yıldırım