Kredi kartı batakları artarken...
1487 Okunma, 0 Yorum
Reşat Nuri Erol - Milli Gazete
Ilker Ardic

Günlük gazete okumalarımda, geçen gün (9.8.2009 Pazar) Millî Gazete ekonomi sayfasında okuduğum şu haber dikkat çekiciydi:

Kredi kartı batakları her geçen gün artıyor.

Haberin detayında, kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısının Haziran ayında yaklaşık olarak yüzde 13 arttığı ve sayının 94 bin 563 kişiye çıktığı anlatılıyordu...

Merkez Bankası verilerine göre; 2009 yılının ilk yarısında ferdî kredi ve kredi kartları borçlarını öde(ye)memiş kişilerin sayısı 740 bin 709 kişi olarak belirlenirken; bunun 272 bin 838'i kredi kartı borcunu ödeyememiş kişilerden, 467 bin 871'i de ferdî kredi borcunu ödeyememiş kişilerden oluşmuş...

Bir kişinin tüm yıllar içinde bir kez sayılması durumuna göre, 2004 yılından bu yana ferdî kredi ve kredi kartları borçlarını öde(ye)memiş kişilerin sayısı 1 milyon 541 bin 119 kişi olmuş. Bu kişilerin 471 bin 140'ı ferdî kredi borcunu, 1 milyon 70 bin 267 kişisi de kredi kartları borcunu öde(ye)meyenlerden oluşmuş...

İstatistikî rakamları sayarak maddî sonuçları vermek kolay gibi görünüyor. Ama meselenin bir de manevî ve sosyal sonuçları var.

O sonuçlar iflas, haciz, icra, intihar ve çöken işyerleri ile yıkılan aile ocakları olarak ortaya çıktığında meselenin vahameti ortaya çıkıyor. Evet, daha önce de bu köşede defalarca yazdığım üzere; çöken iş yerleri ve buna bağlı olarak bu "kriz dönemi"nde daha da artan işsizlik, ardından ailesini katlettikten sonra intiharlara varan cinnet halleri ve -toplumumuzun temel direği iken- yıkılan aile ocakları...

***

Türkiye'nin kredi kartları ile tanışması 41 yıl öncesinde başlıyor...

1968 yılında başlayan bu sürecin, kırk yıl sonra ekonomik ve sosyal sonuçları açısından bu boyutlara varabileceği elbette düşünülemezdi. Önce ticarî hayatta başlayan bu değişim, zamanla sosyal hayata da etki etmeye başladı ve son yıllarda yaşanan malum felaketler günlük olağan gelişmeler hâline geldi. 1975 yılından itibaren daha da çeşitlenmeye başlayan faizli kredi kartları gün geçtikçe artan bir ivme ile hayatımıza girmeye başladı.

Yaklaşık on yıllık pasif bir dönem geçiren "kredi kartı piyasası"nda, "üç büyük kredi kartı şirketi"nin aniden ülkemize gelmesi cidden düşündürücüdür. Sonraki yıllarda bunların Türkiye ofisleri bakkal dükkanı gibi artmış, 1999 yılında ise yüksek bir sıçrama yaparak taksitli satışlarla hizmet yelpazesini genişletmiştir. Kredi kartı ilk icat edildiği yıllarda takas sisteminde adeta plastik devrim yaşanmış, kredi değerlendirilmesi yapılarak belirli bir limitte takas serbestisi getirilmiştir.

Eski ticaret  şekliyle uğraşanlar bilir, toptancılar mal satarken belirli miktarlara kadar veresiye mal satarlardı. Risk seviyesini kendileri belirleyerek müşterisinin durumuna göre veresiye mal verme yoluna giderlerdi. Eskiden yapılan ticarette yazılı olmayan onur kuralları geçerliydi. Herkes vakti ve vadesi gelince borcunu mutlaka öderdi.

***

Dünyada güya komünizme karşı savaşan "kapitalizm kültürü"nün yaygın ve egemen bir şekilde öne geçip birçok ülkede ağır şartlarda ortaya çıkması, genel durumu değiştirmeye başlamış ve ekonomik dengeleri temelinden sarsmıştır. Kapitalist tüketim anlayışı dünya ölçeğinde acımasız bir şekilde egemen olurken, artık savaşlar tankla tüfekle değil, ekonomik verilerle yapılmaya başlanmıştır. Birçok güçlü devletin ve sistemin güç kaybetmesinin tek sebebinin "ekonomik" olduğu, bugün su götürmez bir hakikat olarak ortaya çıkmıştır.

"Kredi kartı batakları"ndan yola çıktık, meseleyi "kapitalizm kültürü ve kapitalist tüketim anlayışı"na kadar getirdik.

Faizli kredi kartlarının ülkemizdeki ekonomik ve sosyal yapıyı nasıl etkilediği meselesi ise daha da büyük önem arz etmektedir.

 

Ilker Ardic






Sayı: 10 | Tarih: 16.08.2009
Can Ataklı
Amerika'da zenci partisi neden yok?
2692 Okunma
Mesut Karaaytu
Ahmet Altan
ORDU AÇILIMI
1721 Okunma
Özer Ataç
Abdullah Büyük
Doğu açılımı
1713 Okunma
Sedat Aksakal
Oktay Ekşi
İsim fetişizmi
1626 Okunma
5 Yorum
Vahap Alma
Ahmet Hakan
Aykırı mezundan imam hatip ağıdı
1560 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Yılmaz Özdil
Sülün Osman turizmi
1553 Okunma
1 Yorum
Leyla Okta
Nazlı Ilıcak
Sevmeye vakit yok
1538 Okunma
1 Yorum
Fatma Karuç
Hayrettin Karaman
İslam ve Zenginlik, Yardım Kuruluşları ve Ramazan
1524 Okunma
1 Yorum
Hilmi Altın
Ruşen Çakır
Kürt sorununu kardeşlikten şaşmadan tartışabilmek
1505 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen
Ahmet Taşgetiren
Ümmet bilinci, evet...
1501 Okunma
Zübeyir Erol
Reşat Nuri Erol
Kredi kartı batakları artarken...
1487 Okunma
Ilker Ardic
Mehmet Altan
En alttakiler - Alttakiler - Üstekiler...
1466 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Fikret Bila
Kamuflaj Çabalar
1463 Okunma
2 Yorum
Harun Özdemir
Zülfü Livaneli
Fikir mi önemli,kimin söylediği mi?
1461 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek
Cengiz Çandar
Abdullah Öcalan’dan “karışık sinyaller”…
1457 Okunma
Ekrem Fildişi
Toktamış Ateş
Kürt Açılımı (1)
1452 Okunma
Osman Eskicioğlu
Bekir Berat Özipek
‘Dış Mihraklar’a karşı yüksek yargıyı koruyalım!
1452 Okunma
Bünyamin Demir
Fehmi Koru
Bir sorunu çözerken...
1447 Okunma
1 Yorum
Ahmet Kirtekin
Mahir Kaynak
Enerjide bağımlılık
1420 Okunma
Süleyman Karagülle
Murat Bardakçı
Peygamber'in hırkası değil, sanki Ayşe Teyze'nin e
1359 Okunma
Recep Yıldırım
Mehmet Şevket Eygi
Aldanmayınız
1343 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu


© 2025 - Akevler