Tenasüb Açısından Kuran
Bir tefsir usulü
Süreler, iniş zamanının belirleyici kriterleri üzerinden bir sınıflandırmaya tabi tutularak incelenir. Buna göre bir çocuğun gelişim sürecindeki aşamaların herbirinin kendine has özelliklerinin olması gibi, aşağıdaki dönemlendirmede de herbir aşamanın muhatapları ve muhaliflerinin özel şartları içinde tebliğin niteliğini anlamlandırabiliriz. Bu aynı zamanda bize kuranın özel şartlar içindeki delil olmasının katmanlarını verir ve kuranın ahkamını şartlar içinde derecelendirir. Bunu yaparken iki kaynak vardır.
1. Sünnet: Siyeri nebi ve özelde hz peygamberin her dönemdeki ayetleri anlama biçimi ve bununla ilgili sünnetinin oluşumu, bunun ileriki dönemlerde ayetle tasvibi ya da değiştirilmesinin niteliği ve şartları: siretin, fıkhın o özel şartlardaki özelleşmesinin durumunun tespitidir.
2. Sebebi nüzül, yani ayetlerin olayların akışımı nasıl şekillendirdiği, nasıl algılandığı, ne gibi tavırlarla seslendirildiğinin tespitidir.
Model çıkarma
Bu iki incelemeden sonra model oluşturularak ayetler anlamlandırılmaya çalışılır, günümüz sorunsalına bir model oluşturur. Buradaki incelememizde takip edilecek usul önce dönemin şartlarını ortaya koymak bunda da siyer ve islam tarihinden yararlanmak, dönemin özel şartlarını ortaya koymak, çıkmazları ve hem müminler topluluğu hem hasımlarındaki hemde sessiz yıgınlardaki beklenti, amaç ve hedefleri tespit etmek, sonrasında ise kuranın kendine has bir strateji ve yöntem ortaya koyarak kendi konumunu belirlemesidir: bu konumu hz peygamber ve çekirdek islam topluluğunun algılaması ve buna göre sünnetlerin oluşum meylinin ortaya konmasıdır.
Kuranın niteliği: tümegelim formülleri:
Bir diğer mesele, kuranın temel uygulama mantığı ile ilgilidir. Temel veri tabanı hayat ve onun sorunsalları olan yapı üzerinde temel tümegelim formülleri şeklinde kurgulanmıştır kuran. Buna göre her bir ayet, ilgili hayat sorunsalı üzerine oturtulmuş formüllerdir. Ayetlerin kendisi uygulama formülleridir. Biz onları içtihatlarımızla programlandırır ve kuranın ana hedefine doğru yani hakka doğru yol alırız. Hidayet olması bu anlamdadır. Hidayet vehbidir sözü bu anlamdadır. Ona yapışanlar mutlaka hakka doğru adım adım yol alırlar. Bu hali ile excel hücrelerine benzer. Excel hücrelerinde veri tabanları da excel sayfasına yazılır. Bu veri tabanları ile formüller oluşturularak belirli şekillerde rakamların analizi yapılarak genel proje içinde anlamlandırılır. Kuran da böyledir. Ama tamamı tümegelim formüllerinden ibarettir, veri tabanı içermez. Veri tabanı hayatın kendi sorunsallarıdır. Bu tümegelim formülleri ile kuranın ana hedefinin gerektirdiği maddi ve manevi dünya ve ahiret cenneti amacına doğru toplulukları evirir.
İlmi Cihadın niteliği: içtihadlar
Hz Peygamberin siyreti ve hayatı buna göre okunmalıdır. Burada ana eksen, itilmiş, kabul edilmeyen kuran ayetlerinin uzun süreç sonunda hayatın merkezine oturması olayıdır. Hz Peygamber 22 yıllık mücadelesi sonunda kuranı hayatın ana merkezine oturtmuş ve bunu başardığı an görevi bitmiştir.
Kuran Süreler Ayetler Tümegelim Formülleri İçtihad Olaylar Siyak sibak
Sünnet Baplar Hadisler Tümdenvarım Formülleri Cerh tadil Modellemeler Sebebi nüzül
Kuranın hayatı planlaması: tümegelim
Sünnetin kuranı projelendirmesi: tümdenvarım
Kuran tümegelim ile hayatı planlarken, sünnet de tümdenvarım ile kuranı projelendirir. Şartlar ve şartlar içinde oluşan olaylar ve sorunlar ilk beş yıllık dönemde ilk 22 süre ile planlanmıştır, bunlar tümegelim içinde içtihatlarla programlanmıştır. Sünnet bu içtihatlarla hareket ederek olaylar karşısında tavır takınmıştır. Uygulamalar ile bu aşama doldurulmuş ve sonunda bir ileri aşamanın ayetleri olan ikinci 5 yıllık dönemdeki ayetler inince ilk beş yıllık dönemde inen ayetlerden türetilebilen bu ikinci dönem ayetleri yeni şartları tümegelim içinde planlarken bu yeni dönemin içtihatlarını getirmiş ve sünnette yeni şartların gerektirdiği tümdenvarım kurallarını projelendirmiştir. Böylece iki ana dönem ve 7 ara dönemlendirme ile tamamen farklı şartların fıkhı oluşturularak kuran ile sünnet birbiri ile koordinasyon içinde toplulukları yeni medeniyete geçirmiştir.
1. Mekke Dönemi
a) İlk davetten Habeşistana hicrete kadar: 610-615 arası 22 süre indi
b) Habeşistandan Miraca: 615-619 arası 27 süre indi
c) Miraçtan Hicrete: 619-622 arasında 37 süre indi
2. Medine Dönemi
a) Hicretten Bedire: 622 arası 1 süre indi
b) Bedirden Hudeybiyeye: 623-628 arasında 3 süre indi
c) Hudeybiyeden Tebüke: 628-631 arası 22 süre indi
d) Tebükten Vefata: 631-632 arası 2 süre indi
Sebebi Nüzül
Klasik anlamıyla, ayetlerin hangi olaylar üzerine indiği üzerine bir usul çalışmasıdır: buna göre her ayet hz peygamber zamanında belli bir olay üzerine inmiş ve o ayet olay ile açıklamaya kavuşturulurken, o olay da o ayetin sebebini ortaya koymaktadır.
Sebebi nüzülü kabul etmeyen usulcüler de vardır. Onlara göre kuran ayetlere bugün bize iniyormuş gibi okunmalı, bugünkü sorunlarımızı çözecek şekilde yorumlanmalıdır. Bu yorum tarzı “sebebi nüzülü kabul etmeyen tefsircilerin, sebebi nüzülü yanlış anlamış tefsircilere eleştirisi” dolayısıyladır.
Sebebi nüzül bizim için gerekli bir usuldür. Sebebi nüzül ile kastedilen o ayetlerin o olaylar üzerine inmiş olması değil, ayetleri anlamada bize usul öğretmesidir. Biz sebebi nüzül ile ilk kez ayetlerin iniş zamanının şartlarını öğrenir, hangi olay üzerine ayet ne yol göstermiş, hz peygamber o ayeti nasıl anlamış ve bu anlamadan nasıl bir sünnet uygulamıştır bunları öğreniriz. Böylece hz peygamberin ayetleri yorumlama ve içtihad çıkarma usulünü görerek, kendi sorunlarımızı çözmede bu usullerden ve sünnetlerden yararlanabiliriz.
Hz peygamber ile ayetler arasında ilginç korelasyonlar vardır. Ayetler öyle inmektedir ki sanki hz peygamberin karşılaştığı sorunları açıklamaktadır, hz peygamber de öyle bir hayat profili çizmektedir ki sanki ayetler sünnetleri oluşturmaktadır. Bunu süreç içinde kuranın dili ve hitabının değişmesinden anlayabiliriz. Mekke döneminde hiç münafıklara yönelik bir ayet yok iken hicret sonrası birden bu terminoloji ağır bir şekilde ortaya çıkar. Mekke döneminde ehli kitap ve yahudilere hitap yokken, hicret sonrasında birden doğrudan yahudi ve ehli kitaba hitaplar başlar. Hicretin hemen sonrası yahudi ve ehli kitaba hitap eden ayetlerde medine sözleşmesini besleyecek şekilde yumuşak bir dil iken ve yahudileri doğrudan düşman olarak göstermez iken, yahudilerin ihaneti sonrası inen ayetler doğrudan yahudileri ağır bir şekilde eleştirir. Mekke döneminde hiç bir çatışma ve savaş ayeti yok iken sadece demokratik hoşgörüden mahrum zihniyetler eleştirilir iken, medine döneminde kıtalin başlaması ile birlikte 623-627 arasındaki yoğun harp zamanlarında çok yoğun bir şekilde savaş hukuku ile ilgili ayetler uzun uzadıya yağmaya başlar. Bu örnekleri uzatmamız mümkün. Ayetler sanki hz peygamberin karşılaştığı sorunların tamda üzerine inmektedir. Bu sebeple bizim sebebi nüzülü ihmal etmemiz, model çıkarmada faydalanacağımız büyük bir nimeti tepmemiz gibidir.
Sebebi nüzül açısından dönemlendirmede mekki, medeni süreç ve bunun alt bölümleri vardır. Her dönemin kendine has özellikleri vardır, o dönemlerde inen ayetler o dönemin şartları ve sorunları hakkında bilgi verir. Mekke döneminde kıtal ile cihad etme hususunda ayet gelmezken, medineye hicret sonrası kıtal ayetleri gelmektedir. Yoğun savaş dönemlerinde savaş hukuku üzerine ayetlerin sayısı artmaktadır. Benzer şekilde hudeybiye sonrası inen ayetlerde savaş hukukune yönelik, kıtal ayetlerinde kesin bir azalış görülürken, barışa yönelik ve ahkama yönelik ayetlerde büyük bir artış gözlenmektedir. Yine benzer şekilde, mekki dönemdeki ayetlerde müşrik, kafir, müminlerle ilgili ayetler var iken ve münafıklar yok iken, medeni dönemde münafıklar grubuna hitap eden ayetler ortaya çıkmaktadır. Mekki dönemde yahudi ve hristiyanlara (ehl kitab) doğrudan hitap eden ayetler ihmal edilirken, medeni dönemde doğrudan yahudi ve münafıklara hitap başlamıştır. Yine bedirden hudeybiye sulhüne kadar olan dönem savaşların yoğun olduğu dönemdir, bu dönemde inen süreler (enfal, aliimran ve ahzab) tamamıyla savaş hukukunu oluşturan ayetlerdir.
Ayrıca, sebebi nüzül sadece ayetlerin hangi olaylar üzerine indiğini ifade etmez, ayetlerin olayların akışını şekillendirmesine de yol açar. Medya’nın siyaseti manipüle etmesine benzer bir etkiyi, kuran ayetleri indikçe müminler hasımlarına karşı pozisyonlarını belirlemelerine yardımcı olmaktaydı.
Sebebi nüzülü en güzel ifade eden olay ise Erbakan’ın defalarca anlattığı istanbulun fethine giden Eba Eyyüb el-ensarinin 80 yaşında engellenmek istenmesi üzerine gelişen olaylardır. Çocukları ve torunları “canlarınızı kendi elinizle tehlikeye atmayın” ayetini delil göstererek “senin bu yaşında böylesine zorlu bir savaşa katılman canını tehlikeye atmakdır” derken, ebu eyyüb “o ayet indiğinde ben hz paygamberin yanında idim, savaş kararı alınmıştı, müminlerden bir grup eğer bu savaşa gidersek hurmaların toprağını havalandıramayacaklarını ve o yıl ürün alınamayacağını bunun ise bir kıtlığa sebep olabileceği üzerinden hareketle savaşa gitmekten imtina ederken bu ayet geldi ve savaş kararını onayladı, bu ayetin anlamı “hurmaları çapalayacağız havalandıracağız diye bahanelerle savaştan kaçarak kendi canlarınızı tehlikeye atmayın” olarak anlaşılmıştır. Böylece istanbul seferine giderek, “80 yaşındayım gibi bahanelerle sağlığım yerinde iken bu seferden geri kalamam” demiştir.
Kuranın sünnet ile tümdenvarım formüllerini kurgulamada sebebi nüzül ilişkisini kurmak bize önemli veriler verir. Yukarıdaki ayet yalın bir bakışla anlaşılan mana ile, sebebi nüzül ile anlaşılan mana arasında uygulama açısından taban tabana zıt bir ilişkiye götürebilir. Yalın okunuşa göre ayette vurgu “hayatın ve geleceğin maddi tedbirleri olan sigortaları”dır, sebebi nüzüle göre ise ayetteki vurgu “cihadın önemi”dir. Bu ölçüyü sebebi nüzül ile kurarsak kuran ayetlerinin hz peygamber sünnetlerindeki anlaşılan manaları bize yeni bir veri tabanı verir, bununla günümüz sorunlarını daha isabetli çözebiliriz. Ehli sünnet demek, sadece kurana göre hz peygamberin sünnetini anlayan ve açıklayan değil, aynı zamanda hz peygamberin sünneti ile kuranı modelleyen ve kurgulayan demektir.
Siyak Sibak
Ayetlerin birbiri ardına geliş ile bir ayet kesitinin anlamını onun öncesi ve sonrası ayetlerin anlamları ile irtibatlandırarak kurma yöntemidir. Ayet içi tenasüp ve ayetler arası tenasüp ile kastedilen budur.
İki türü vardır:
1. Zahiri siyak sibak: ayetler arası tenasübün formel yapılarla ve kelimelerle kurulmasıdır. Sürelerin ayetlerinin istatistiki bir değerlendirmeye tabi tutulması gibidir. Arapçanın ulumu semaniyesinden bediiyatta bununla alakalı çalışmalar bulmak mümkündür.
2. Manevi siyak sibak: ayetler arası tenasübün formel yapılarla değil mana ile kurulmasıdır. Ulumu semaniyeden olan meani ve telif ilminde bununla alakalı çalışmalar bulmak mümkündür.
Kuranın tümegelim formüllerini kurgulamada siyak sibak ilişkisini kurmak önemli veriler verir.
Siyak sibak kuranın iç ahengidir. Sebebi nüzül ise kuranın dış ahengi, sünnetle kesişimidir.