KUL DÜZENİ ve KÖLE DÜZENİ
Hükümler:
İslam düzeni Allah’a kulluk düzenidir, batı düzeni ise kölelik düzenidir.
Islam şeriatında hürler ve köleler vardır. Kölelik hangi konu ile ilgili ise o konuda kısıtlı olmak, ruhsatlı olmaktır.
İşçilik köleliktir, ortaklık hür olmaktır.
Emek, kredili sistem ile depolanabilir hale getirilebilir.
Statik ekonomik büyüme yerine dinamik ekonomik büyüme modeli getirilerek emek pazarındaki karzlı hareketler köleliğe dönüşmeden büyümeyi sağlayabilir.
İslam düzeni, köleliği engellemenin kurumsal sistematiğini içinde barındırır.
Mümini hataen öldüren bir mümin köle azat eder. Ruhsatı iki ay oruç tutmaktır. Kıyasen ağır suçların tümünde.
Yalan yere yemin eden bir köle azat eder. Ruhsatı üç gün oruç tutmaktır. Kıyasen hafif suçların tümünde.
Zıhar edip karısına dönen köle azat eder.
Köle azat etmenin bir yolu karzı hasen kooperatifine vakfetmektir. Ağır suçlarda ve hafif suçlarda 2 aylık iaşe karşılığı, ya da hafif suçlarda 3 günlük iaşe karşılığını kendi ailesine harcadığı kadarı ile bağışlamak köle azat etmeye denktir. Bu bağışlar emek karşılığı önden avans olarak verilir, enflasyona sebep olmadan talep yönlü büyüme sağlanmış olur. İslam düzeni ruhsatlar fıkhından azimetler fıkhına geçirici çareleri içinde barındırır.
Açıklamalar:
İslam literatüründe kulluk ve kölelik iki ayrı kavram olarak vardır. Kuranda birincisi abd, ikincisi rakabe olarak geçer.
İbadet yanlız Allah’adır. Rakabe ise sadece ruhsatlılık halidir, normal kölelerdir.
Osmanlıdaki kapıkulları, abd kavramından türetilmiştir. Sadece padişaha has özel hizmetlilerdir. Bugün kamu hizmetlilerine abd diyoruz. Kamu ile ilişkili tüm faaliyetler ibadet kapsamındadır.
İslam şeriatında iradesi hür olan ve azimetler fıkhının gereğini serbest seçimleri ile yüklenebilen, herhangi bir kısıtlılığı olmayan kimselere hür kişi denir. Herhangi bir neden ile azimetler şeriatına göre serbest seçimlerle yaşayamayanlar ruhsata binaen konusuna göre o meselede hür olmayan sınıfındadır. Bu kısım en basitinden en ağırına doğru hatta hatta tam kısıtlılık hali olarak köleliğe kadar gider. Kapitalizm ve sosyalizm insanları bir takım nedenlerle ve şartlarla iradesini kullanamaz hale getirerek köleleştirir. Bugünkü düzen kölelik düzenidir.
Ekonomik hayatta yaptığı iş kendi iradesine dayanmayan ya da yaptığı işi kendi iradesi ile değerledirmeyen kimselere işçi denir. Buna şeriatta derecesi her ne olursa olsun rakabe denir. Fıkıhta kölelik bahsidir. Emeğini götürü pazarlayanlar gibi. Üretim yapar, bu üretimi kendi iradesi ile pazarın iradesinde teraziye koyup değerlendirmezler. Üretimlerini başka birinin isteği ile yapar, emeklerinin karşılığı olan ücreti üretimi pazara sunulmadan önce belirlenen miktarda alıp, riski paylaşmayanlardır. Bu sistem ruhsata binaen meşrudur. Her kişi için şartları ortadan kalktığında meşruiyeti biter.
Ekonominin temeli üretim ve paylaşımdır. Üretici emek, payını alır ve bunu ya pazarda satarak değerlendirir, ya da ürettiğini ambara kor, mal mukabili kredi alır, bununla geçimini sağlar ve malı uygun zamanda satarak kredisini kapatır. İşçi ise, bu riske girmez, üretime yaptığı katkı karşılığı emek payını belirlenen miktarda alır, üretimin sahibi olan kimsede Pazar riskini yüklenerek iradesi ile iş yapar.
Emek depolanamaz, fakat bunu gerçekleştirmek için emek karşılığı kredi sistemleri geliştirildi. Karzı hasende de bu kullanım vardır. Kapitalizmde avans sistemi getirildi. Bu sistem yerinde kullanılamadığında köleliğin ana kaynağı haline gelir. Matematikte artı sayılar vardır eksi sayılar vardır: eksi sayılar emek pazarı için emeğin ön bedelle satılmasıdır. Piyasada denge, fiyat olarak para ile mal arasında kurulur. Talep fazlası üretim enflasyona neden olmaması için ya ihraç edilmeli, ya nufüs artışı olmalı, ya da ihtiyacı olup alım gücü olmayanlar yeni bir tip müşteri portföyü olarak organize edilmeli ve onlara kredi olarak satılmalıdır. Bu satış ile piyasadan mal çekilir, talep göreceli olarak artmıştır. Üretim artışı olur, buna mukabil işsizlik azalır. Büyüme ile birlikte kronik artış ve düşüşün önü alındığında faize neden olmaz. Böylece kredili sistem büyümeyi tetikleme potansiyeline sahiptir. Büyüme ise enflasyon olmaması için nüfus artışını tetikler. Gelişme olur.
Sosyalizm kölelik düzenidir. Herkes işçidir. İradi çalışma güdüsü yoktur. Fazla çalışma enayilik olarak görülür. Bu ise büyüme ve gelişmeyi önler. Herkes fakir kalır. Ekonomide üretim talebe göre değil, hesaba göredir. Geçinebilecek kadarını yeterli görür ve fazlasını çalışma güdüsünü yok eder. Paylaşım da buna göre az olur.
Köleliği engelleyici hukuki dayanaklar:
1. Bir mümini öldüren kişinin diyeti ile birlikte köle azat etmek
2. Yalan yemin etmenin cezası
3. Zıharın cezası
Deliller:
) وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ أَن يَقْتُلَ مُؤْمِنًا إِلَّا خَطَأً ۚ وَمَن قَتَلَ مُؤْمِنًا خَطَأً فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ وَدِيَةٌ مُّسَلَّمَةٌ إِلَىٰ أَهْلِهِ إِلَّا أَن يَصَّدَّقُوا ۚ فَإِن كَانَ مِن قَوْمٍ عَدُوٍّ لَّكُمْ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ ۖ وَإِن كَانَ مِن قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَاقٌ فَدِيَةٌ مُّسَلَّمَةٌ إِلَىٰ أَهْلِهِ وَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ ۖ فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ تَوْبَةً مِّنَ اللَّهِ ۗ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا
( سورة النساء , An-Nisa, Chapter #4, Verse #92)
(Arabic, Transliteration, Urdu, Yusuf Ali, Shakir, Picthal, Mohsin Khan, French, Spanish, Indonesian, Malay, German, Bosnian, Russian)
(2) لَا يُؤَاخِذُكُمُ اللَّهُ بِاللَّغْوِ فِي أَيْمَانِكُمْ وَلَـٰكِن يُؤَاخِذُكُم بِمَا عَقَّدتُّمُ الْأَيْمَانَ ۖ فَكَفَّارَتُهُ إِطْعَامُ عَشَرَةِ مَسَاكِينَ مِنْ أَوْسَطِ مَا تُطْعِمُونَ أَهْلِيكُمْ أَوْ كِسْوَتُهُمْ أَوْ تَحْرِيرُ رَقَبَةٍ ۖ فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلَاثَةِ أَيَّامٍ ۚ ذَٰلِكَ كَفَّارَةُ أَيْمَانِكُمْ إِذَا حَلَفْتُمْ ۚ وَاحْفَظُوا أَيْمَانَكُمْ ۚ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
( سورة المائدة , Al-Maeda, Chapter #5, Verse #89)
(Arabic, Transliteration, Urdu, Yusuf Ali, Shakir, Picthal, Mohsin Khan, French, Spanish, Indonesian, Malay, German, Bosnian, Russian)
(3) كَيْفَ وَإِن يَظْهَرُوا عَلَيْكُمْ لَا يَرْقُبُوا فِيكُمْ إِلًّا وَلَا ذِمَّةً ۚ يُرْضُونَكُم بِأَفْوَاهِهِمْ وَتَأْبَىٰ قُلُوبُهُمْ وَأَكْثَرُهُمْ فَاسِقُونَ
( سورة التوبة , At-Taubah, Chapter #9, Verse #8)
(Arabic, Transliteration, Urdu, Yusuf Ali, Shakir, Picthal, Mohsin Khan, French, Spanish, Indonesian, Malay, German, Bosnian, Russian)
(4) لَا يَرْقُبُونَ فِي مُؤْمِنٍ إِلًّا وَلَا ذِمَّةً ۚ وَأُولَـٰئِكَ هُمُ الْمُعْتَدُونَ
( سورة التوبة , At-Taubah, Chapter #9, Verse #10)
(Arabic, Transliteration, Urdu, Yusuf Ali, Shakir, Picthal, Mohsin Khan, French, Spanish, Indonesian, Malay, German, Bosnian, Russian)
(5) قَالَ يَا ابْنَ أُمَّ لَا تَأْخُذْ بِلِحْيَتِي وَلَا بِرَأْسِي ۖ إِنِّي خَشِيتُ أَن تَقُولَ فَرَّقْتَ بَيْنَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَمْ تَرْقُبْ قَوْلِي
( سورة طه , Taha, Chapter #20, Verse #94)
(Arabic, Transliteration, Urdu, Yusuf Ali, Shakir, Picthal, Mohsin Khan, French, Spanish, Indonesian, Malay, German, Bosnian, Russian)
(6) فَأَصْبَحَ فِي الْمَدِينَةِ خَائِفًا يَتَرَقَّبُ فَإِذَا الَّذِي اسْتَنصَرَهُ بِالْأَمْسِ يَسْتَصْرِخُهُ ۚ قَالَ لَهُ مُوسَىٰ إِنَّكَ لَغَوِيٌّ مُّبِينٌ
( سورة القصص , Al-Qasas, Chapter #28, Verse #18)
(Arabic, Transliteration, Urdu, Yusuf Ali, Shakir, Picthal, Mohsin Khan, French, Spanish, Indonesian, Malay, German, Bosnian, Russian)
(7) فَخَرَجَ مِنْهَا خَائِفًا يَتَرَقَّبُ ۖ قَالَ رَبِّ نَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
( سورة القصص , Al-Qasas, Chapter #28, Verse #21)
(Arabic, Transliteration, Urdu, Yusuf Ali, Shakir, Picthal, Mohsin Khan, French, Spanish, Indonesian, Malay, German, Bosnian, Russian)
(8) وَالَّذِينَ يُظَاهِرُونَ مِن نِّسَائِهِمْ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا قَالُوا فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مِّن قَبْلِ أَن يَتَمَاسَّا ۚ ذَٰلِكُمْ تُوعَظُونَ بِهِ ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ
( سورة المجادلة , Al-Mujadila, Chapter #58, Verse #3)
(Arabic, Transliteration, Urdu, Yusuf Ali, Shakir, Picthal, Mohsin Khan, French, Spanish, Indonesian, Malay, German, Bosnian, Russian)
(9) فَكُّ رَقَبَةٍ
( سورة البلد , Al-Balad, Chapter