Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-69
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
“Ve imsehu / Ve mesh ediniz” (Maide 6) “Mesh ediniz” “gaslediniz”e atfedilmiştir. “Gasil” suyun akması anlamında olduğu halde, “mesh” sadece ıslatılması, hatta sadece değmesi anlamındadır. Abdestin iki rüknü vardır; gasil ve mesh. Yüz ve eller yıkanacak, baş ve ayaklar mesh edilecektir. İki uzuv yıkanacak, iki uzuv mesh edilecektir.
Kuru olarak elin sürülmesi de mesh midir? Yoksa mesh bir şeyi bir şeyin üzerine sürmek midir? Suyu derinin üzerine sürmek meshtir. Toprağı deriye sürmek meshtir.
Mesh su ile sıvazlamak mı, susuz sıvazlamak mıdır?
Mest üzerine meshte bir şey kullanmıyoruz, susuz mesh ediyoruz.
Baştaki meshin de böyle olması anlamında mıdır? Meshin hikmeti nedir?
Su ile veya toprakla mesh ettiğimizde, deriyi ıslattığımız veya toprak sürdüğümüzde başka yararları olabilir. Mestlerin üzerine meshte elbette böyle bir yarar yoktur. Sadece ayak yıkamayı hatırlatma anlamını taşır. Sıra ile kontrol etmemiz gerekir. Mesh etmek genellikle elle yapılır. Dolayısıyla mesh etme kökü elle mesh etmeyi de içermektedir. Nasıl “külü/yiyiniz” dendiği zaman ağzımızla demekse, “mesh etmek” de elle mesh etmektir. “Yürümek” de ayakla yürümektir. “Konuşmak” da dille konuşmaktır. “Görmek” gözle görmektir. Mesh de böyledir. “Mesh” kelimesi müteaddidir, bir şeyi mesh edersiniz.
“Bi rüusiküm / Re’slerinizi (başlarınızı mesh ediniz)” (Maide 6)
Buradaki “Bi” “Fi” manasındadır. Belirli yerinde anlamındadır. Başın tamamı söz konusu olsaydı “ruuseküm” derdi, “bi” gelmezdi. Başın meshi üzerinde ihtilaf vardır. Kimi en küçük sürme yeterlidir, kimi başın dörtte biri yeterlidir diyor, kimi de tamamı gereklidir diyor.
Bizim kanaatimiz şudur. Abdest uzuvlarının, açık olan yani elbise ile örtülmeyen uzuvların yıkanması veya mesh edilmesi gerekir. Başı açık gezenlerin başlarının tamamını mesh etmeleri gerekir. Başın aşağısına sarkan saçların meshi gerekmez. Başını tamamen örtmeyen, kısmen görünenlerin başlarının dörtte birini mesh etmeleri gerekir.
Bugün oluşmuş bir moda vardır. Erkekler saçlarını kısaltmakta, enselerinden almaktadır. Kadınlar saçlarını uzatmaktadırlar. Böylece kişinin kadın mı erkek mi olduğu anlaşılmaktadır. Biz erkeklerin saçlarını uzatmalarını, kadınların da saçlarını kısaltmalarını haram görürüz. Asıl haram kılınan erkeklerle kadınların birbirinden fark edilmemeleridir. Başörtüsü de bunu ifade eder. Kadınların pantolon giymesi meşrudur. Ne var ki üstlerinde etek olması gerekir. Kadınların takı takması meşrudur.
Örtünme, edep yerlerinin kapatılması anlamında erkeklere ve kadınlara farzdır. Bunun dışında giyim örfe tâbidir. Elbisemiz ise aynı zamanda mesaj aracıdır. Kadın veya erkek olduğunu belirtmesi gibi; evli olup olmadıkları gibi… Ayrıca tahsil derecelerini, mesleklerini, mensup oldukları toplulukları ifade eden elbiseler giyilmelidir.
Burada tartışılan başka bir konu da şudur. Kur’an’da “gassilû” demeyip “fegsilû” denmiş olması nedeniyle farz olan bir defa yıkamaktır. İki defa, üç defa yıkamak müstehap mıdır, sünnet midir? Cünüplükte teşdit sığası da getirilmiştir. Demek ki bir defa vücudu ıslatmak farz, çok defa ıslatmak da sünnettir. Kıyas yoluyla abdest için de aynı şeyi söyleriz. Bu elbiseler için de doğrudur. Bir defa ıslatarak yıkamak farzdır ama daha fazla yıkamak da sünnettir. Tartışılan konular sadece bunlar değildir. Gerek boy abdestinde gerekse abdestte üç defa yıkanmasının sünnet olduğunda icma vardır. Dolayısıyla bizim gasle kıyasla abdestin de üç defa yıkanacağının sünnet olması sadece bu icmanın Kur’an’a dayandığını göstermek içindir. Yoksa sünnetliğinde bir ihtilafımız yoktur. Asıl ihtilaf şuradadır. Başa üç defa mesh etmek de sünnet midir? Bu hususta ihtilaf vardır. Kimileri sünnettir demektedirler. Kimileri de istihab yani tamamını mesh etmek sünnettir demektedir. Üç defa mesh sünnet değildir. Bize göre saçların düzeltilmesi, uzun saçlılar için ve uzun sakallılar için taranması sünnettir. Üç defa meshin fazla anlamı yoktur.
(Devamı var)