ÇORAPLARA MESH YAPILABİLİR Mİ?
154- Ayakları topukları ile beraber örten çizmeler, potinler, kendileri ile üç mil kadar yürünebilecek kuvvetli ve kalın çoraplar, konçlu aba terlikler de mest hükmündedir. Bunların üzerine de mesh yapılabilir.
Meshin Cevazındaki Şartlar
155- Bir meshin caiz olabilmesi için yedi şart gereklidir:
1) Mestler, abdest için ayaklar yıkandıktan sonra giyilmelidir. Bir özürden dolayı ayağa veya ayağın sargısına meshedilmesi de yıkama hükmündedir. Onun için böyle bir meshden sonra giyilen mestler üzerine mesh yapılabilir.
2) Mestler, topuklar dahil, ayakların her tarafını örtmüş olmalıdır. Topuklardan kısa olan mestler ve benzeri ayakkabılar üzerine mesh yapılmaz.
3) Ayağa giyilen mestler üzerine en az üç mil yol yürüyebilmelidir. Bir mil dinimizde dört bin arşındır. Bir arşın da yirmi dört parmaktır.
4) Giyilen mestlerin topuklarından aşağı kısımlarında, ayağın küçük parmağı ölçüsü ile, üç parmak delik, sökük ve yırtık bulunmamalıdır. Şu kadar var ki, böyle bir noksan, ayak parmaklarının uclarına rastlarsa, mikdara değil, sayıya bakılır: Üç parmak görünmedikçe, yırtık zarar vermez. Yine mestlerde üç parmak kadar sökük bulunduğu halde, mestlerin sağlamlığından dolayı yürürken bu sökük açılıp parmaklar gözükmezse, yine meshe engel olmaz. Bir mestte bulunan ayrı ayrı yırtıklar toplanır; fakat iki mestteki yırtıklar toplanmaz. Bunun için bir mestte iki ve diğer mestte bir veya iki parmak mikdarı yırtık bulunursa mesh yapmaya engel olmaz. (Malikîlere göre, bir ayağın en az üçte biri görülecek kadar bir mestte yırtık yoksa meshi bozmaz. Şafiî ve Hanbelî mezheblerine göre, ayakta yıkanması farz olan mikdar, mestlerdeki bir yırtıktan görülecek olsa, mesh bozulmuş olur. O yıkanması farz olan mikdar, çorap veya başka bir şeyle örtülmüş olsa bile hüküm değişmez.)
5) Mestler, bağsız olarak ayakta durabilecek kadar kalın olmalıdır.
6) Mestler, dışarıdan aldıkları suyu hemen içine çekerek ayağa ulaştıracak bir halde olmamalıdır.
7) Her ayağın ön tarafından en az küçük el parmağı kadar bir yer mevcut bulunmalıdır. Bu itibarla, bir veya iki ayağının ön tarafı bulunmayan kimse mestlerine mesh yapamaz. Ökçe taraflarının bulunması yeterli değildir. Çünkü bir ayağı yıkamakla diğerine mesh bir arada toplanamaz. Fakat bir ayağı tamamen mevcut bulunmayan kimse, diğer ayağına giydiği mest üzerine mesh yapabilir. Çünkü mesh ile yıkama bir arada toplanmamıştır.
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ/ÖMER NASUHİ BİLMEN
Ayağa giyilen ve "mest" denilen veya mest hükmünde bulunan şeyler üzerine abdest alınırken mesh edilmesi caizdir. Bu, dinin gösterdiği bir kolaylıktır.
Hanefîlere göre ayağa giyilen bir şeyin mest sayılması için şu özellikleri taşıması gerekir:
1) Mestler, bağsız olarak ayakta durabilecek derecede kalın olmalıdır.
2) Ayağa giyilen bir mestle en az bir fersah, yani üç mil kadar yol yürümek mümkün olmalıdır.
3) Mestler dışarıdan aldığı suyu hemen içine çekerek, ayağa ulaştıracak incelikte olmamalıdır.
4) Ayakları topuklarıyla birlikte her taraftan örtmüş bulunmalıdır.
Hz. Peygamber'in abdest alırken deriden yapılmış mestler üzerine meshettiği sağlam Hadislerde nakledilmiştir. (Buhârî, Vudû, 35, 48, Salât, 7, Meğâzî, 81; Müslim, Tahâre, 72, 73, 75, 80; Ebû Dâvud, Tahâre, 12, 60, 61, 63, 66). Şîa ve Hâricîler dışında bütün fakihler bu konuda görüş birliği içindedirler. Arapça mest, "huffe" karşılığıdır. Huffe de yukarıda şartlarını belirttiğimiz "mest"i ifade eder. Ancak bunun dışında Allah Rasûlü'nün çorap üzerine meshettiği de olmuştur. Muğîre (r.a.) şöyle der:
"Allah Rasûlü abdest aldı, iki çorabı ve iki pabucu üzerine meshetti." (Ebû Dâvud Tahâre, 61; Tirmizî, Tahâre, 74, 75; Ibn Mâce, Tahâre, 88; Ibn Hanbel, IV, 252).
Çorap üzerine meshetmeyle ilgili Peygamber (aleyhissalatu vesselam)`dan üç hadis rivayet edilmektedir. Sevbân (radiyallahu anh) derki: "Peygamberimiz düşman üzerine bir birlik gönderdi. Soğuktan etkilenen bu birlik geri döndüğünde, Peygamber Efendimize soğuk sebebiyle çektikleri sıkıntıyı şikayet etti. Bunun üzerine Peygamber efendimiz asâib ve tesahîn üzerine mesh etmelerini emretti." (Müsned, Ebu Dâvud, Hâkim) Hadiste geçen asâible başa giyilen sarık vb. bez, tesahînle ise çorap kastedilmektedir. İkinci hadisi ise Muğîre Bin Şu`be rivayet etmektedir. Muğîre (radiyallahu anh) derki: “Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) abdest aldı, çoraplarının ve ayakkabılarının üzerine meshetti.” (Müsned, Ebu Dâvud, Tirmizî, İbnu Mâce) Bu hadisin bir benzerini ise İbnu Mâce, Ebu Musâ El Eş`arî`den rivayet etmektedir.
İbnul Munzîr dokuz sahabenin çorap üzerine mesh ettiğini aktarır. Bunlar; Ali Bin Ebu Tâlib, Ammâr Bin Yâsir, Ebu Mes`ud El Ensârî, Enes Bin Mâlik, İbnu Ömer, Berâ Bin Âzib, Bilâl, Sehl Bin Sa`d ve Ebu Umâme (radiyallahu anhum). (El Evsat 1/462) Bununla birlikte Ebu Dâvud, on üç sahabenin adını çorap üzerine mesh edenler arasında zikreder.
Günümüzdeki makine örtüsü sık dokuma ve içini göstermeyen kalın çoraplar, 1. ‘’ üç mil kadar (5 km) yürünebilecek kuvvetli ve kalın çoraplar’’ özelliği sağlamaktadır.
Bu özelliği de sağlamaktadır. 2. ‘’ Mestler, dışarıdan aldıkları suyu hemen içine çekerek ayağa ulaştıracak bir halde olmamalıdır.’’
Bu özelliği genelde sağlamamaktadır. 3. ‘’ Mestler, bağsız olarak ayakta durabilecek kadar kalın olmalıdır.’’ Bu özelliği el ile yün ipliğinden örülen kışlık çoraplar sağlayabilmektedir.
İslâm bilginleri, abdest alınırken, üzerine deri kaplanmış veya altlarına pençe vurulmuş olan çoraplara meshetmenin cevazında görüş birliği içindedir. Ancak bu nitelikte olmayan âdi çoraplar üzerine meshetmenin hükmü konusunda görüş ayrılığı vardır. Ebû Hanife, Mâlikî ve Şafiîler bunun caiz olmadığını söylerler.
Ebû Hanife deri ile kaplanmamış veya altına pençe vurulmamış olan çoraba meshi caiz görmez. Çünkü çorap, mest anlamına gelmez. Onunla, altına pençe vurulmadıkça uzun yol yürümek mümkün olmaz. Çorap üzerine meshe cevaz veren hadis buna hamledilir. Ancak Ebû Hanife'nin ömrünün sonuna doğru aksi görüşte olan Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'in ictihadına döndüğü nakledilir. O, hastalık günlerinde çorapları üzerine meshetmiş ve öğrencilerine şöyle demiştir: "İnsanları menetmekte olduğum şeyi yaptım". Bu, onun önceki görüşünden döndüğüne delil sayılmıştır.
İmamı Azam, ‘’Bir konuda benim hükmümden farklı olan bir hadisi şerif olursa, benim hükmümü bırakın ve hadisi şerife uyun.’’ Buyurmuşlar.
Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre çoraplar kalın olur ve altını göstermezse, üzerlerine meshetmek caiz olur. Çünkü Nebî (s.a.s.) çorapları üzerine meshetmiştir. Çorap kalın olunca, onunla yol yürümek mümkün olur. Günümüzdeki kalın, keçeleşmiş yün çoraplar gibi. Buna göre, hanefilerde kalın çorapla bir fersahtan fazla yol yürümek mümkün olduğu, kendi koncu üzerinde durabildiği ve altını göstermediği, ya da altına hemen suyu geçirmediği için meshin cevazına fetvâ verilmiştir. (el-Kâsânî Bedâyiu's-Sanâyî', I, 10; Ibnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, I, 108 vd.; Ibn Rüşd Bidâyetü'l-Müçtehid I,19; Ibn Kudâme, el-Muğnî, I, 295; Vehbe ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-Islâmî ve Edilletühü, I, 343, 344, 345; Seyyid Sâbık Fıkhu's-Sünne, Kahire 1365, I. 53; Ibn Abîdîn Tercümesi, Istanbul 1982, I, 428-430; Bilmen, Büyük Islâm Ilmihali, Istanbul 1985, s. 82, 83)
Yusuf El Karadâvî “Asri Fetvalar” isimli kitabında konuyla ilgili dikkat çeken şu bilgileri aktarmaktadır: günümüzdeki çoraplar ince ama yırtılmayacak kadar güçlüdür. Çorabın üzerinde yürüme şart değildir. Zira günümüzde zaten kimse çorap üzerinde yürümüyor. Bilakis çorap dışarıda ayakkabıyla birlikte giyilmektedir. Benim tercih ettiğim görüş de günümüzde bulunan çoraplar üzerine meshin caiz olduğu yönündedir.
Bu bir araştırma yazısıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda yeni bir fetva yayınlamalıdır.
‘’ÂLİMLERİN İHTİLAFI RAHMETTİR.’’ Hadisi şerif
Kendi nefsimize göre değil, âlimlerin görüşlerine göre hareket etmeliyiz.
Konu ile ilgili bir yazı linkini de ekliyorum.
https://dogruhaber.com.tr/mobil/yazar/enver-kilicarslan/7093-mesh-sadece-deriden-mestlerin-uzerine-mi-yapilir