Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-55
NECMETTİN Erbakan Hocamızı Erbakan haftasında anmaya devam…
Erbakan Hocamı 14 yıldır yazılarımla anıyor ve anlatıyorum ama bu sene farklı olarak Ocak ayı başından itibaren 2 ay boyunca 50 yazı yazarak anmış oldum...
Ocak-Şubat ayları boyunca yazdığım 50 yazıdan sonra; “Erbakan’ı Anma Haftası” vesilesiyle Mart ayında da anmamıza “28 Şubat darbe değerlendirmesi” ile devam…
28 Şubat; ‘Darbeciler Unutulsa da Darbeler Unutulamaz, Unutturulamaz!’
“Bir iş adamı da: “Biz Refah Partisi’nin kadrolaşmasından değil, başarılı olmasından korkuyoruz” ifadesini kullanırken, TİSK eski başkanı Refik Baydur da şöyle diyebilmiştir: “28 Şubat millete zarar verdi. Ne o gün ne bugün rejim tehlikesi yoktu. Ekonomik çıkarları zedelenen kesim darbeyi teşvik etti. Biz bu kadar çıkarcıyız.”
Kurdurulan 55. ANASOL-D Hükümeti tarafından ilk icraat olarak: 12 Temmuz 1997’de çıkarılan bir kararname ile Havuz Sistemi kaldırılmıştır. Kimi yüksek rütbeli paşalar; bankaların, holdinglerin yönetim kurullarında yüklü maaşlarla istihdam edilmiştir. Devlet ihalelerinin şartları rantiyecilere göre belirlenmiş, kredi muslukları onların cebine akıtılmıştır. Borçlanma faizleri yüzde 70-80’lerden tekrar yüzde 130’lara çıkarılmak suretiyle kendilerine hükümeti hediye eden asker ve rant çevrelerine olan borçlar ödenmiştir. 8 yıllık kesintisiz eğitim bahanesiyle İmam-Hatip Liselerinin orta kısımlarının kapatılmasıyla FETÖ’cü kurumlara kıyak çekilmiş ve FETÖ devlet nezdinde meşrulaştırılmıştır.
28 Şubat hükümetinin icraatları sadece devletin imkânlarını rantiyeye akıtmakla sınırlı kalmamıştır. 6 Milyondan fazla oy ve %21,38 oranla birinci olan Refah Partisi hakkında sudan bahanelerle kapatma davası açılmış ve kapatılmıştır.
Vakıfların derneklerin faaliyetleri sonlandırılmıştır. 28 Şubat Post modern darbesi yüzünden binlerce bürokrat ve irticai isnatlar yüzünden binlerce asker, subay trajikomik sebeplerle işlerinden atılmıştır. Binlerce kamu görevlisi bir gecede çalıştıkları kurumlardan başka yerlere sürülmüş, binlercesi de fişlenmiştir.
On binlerce kız öğrenci başörtüsü sebebiyle eğitim-öğretim haklarından mahrum bırakılarak, cehalete kurban edilmiştir. Binlercesi üniversite kapılarında, tören alanlarında, saçlarından sürüklenerek, ikna odalarında hakaret edilerek aşağılanmıştır. Başörtülü kadın çalışanlar hiçbir sorgulanmaya tabi tutulmadan işlerinden atılmış, çalışma ve sosyal güvence haklarından mahrum bırakılmıştır. 8 yıllık kesintisiz eğitim bahanesiyle imam-hatip liselerinin orta kısımları kapatılmış, imam-hatiplerle birlikte meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliği sebebiyle üniversiteye girişlerine engel olunmuştur. İstedikleri okullara girmeleri engellemiştir. Ancak, Fethullahcı İslami cemaat olarak tanınan grubun 28 Şubat sürecinde ne okulları kapatılmış ne de kısıtlayıcı bir yaptırım uygulanmıştır.
28 Şubat Post modern darbesinden sonra ki gelişmeler; darbesinin gerçekleşmesinde FETÖ ayağının ve Siyonist İsrail parmağının olduğunu ortaya koymuştur.
Gelinen noktada; darbeciler cezalandırılmış, dokunulmaz denilenlere dokunulmuştur. Özellikle kamudan atılan ya da üniversitelerden uzaklaştırılan kamu görevlilerinden bazılarının hakları sonradan iade edilmiş olsa da; görevlerine iade edilenlerin kaybedilen yıllarını telafi edilmesi ile ilgili bir düzenleme yapılmamıştır. Darbeciler cezalandırıldığı halde darbe karşıtlarının ortalama 25 yılı aşkın bir süreden beri cezaevlerinde tutulmasının mantığı çözülememiştir. Darbecilerin cezalandırılması doğru ise darbe karşıtlarının cezalandırılması nedendir? Anlaşılamamıştır. Gelinen noktada ülkemizin, istikbaline ve istikrarına kasteden 28 Şubat Post modern darbesin, 15 Temmuz hain darbe kalkışmasını, tüm darbeleri ve darbecileri lanetliyorum. Yolunun doğruluğu, görüşlerinin haklılığı tescil edilen Merhum Millî Görüş Lideri, 54. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.”
Not: Bu sene “28 Şubat darbesi olmasaydı İsrail Gazze’de soykırım yapamaz, PKK yaşayamazdı” başlıklı ve içerikli yazılar da yazıldı… Ve’s-SELAM…