Fetva, gelenek, estetik, protest
1282 Okunma, 0 Yorum
Ali Bulaç - Zaman
Ahmet Yasir Erol

 

Bir hanım niçin çarşaf veya burka giyer? Aydınlanmacı bakış açısından Türkiye, İran veya Afganistan'da kadınlar erkek-egemen bir kültürün ağır baskısı altında kocalarının, babalarının ve erkek kardeşlerinin isteği üzerine örtünürler. Zaman zaman bu tür baskıların olduğu doğruysa da, bu düşüncede olanlar, tarihte ve bugün Müslüman kadının hiçbir zaman kendi özgür seçimine sahip olmadığını zannedenlerdir. Bu zan onlara Batılı oryantalistlerden bulaşmıştır.

Batılı, doğulu-Müslüman kadının egzotik olduğunu, cinselliğiyle bir erkeğin aklını başından alacağını, olağanüstü derecede bastırılmış bir cinselliğe sahip olduğu için hep aç yaşadığını; gel gör ki, dünya hurisi doğulu-Müslüman kadının kaba, hayvanımsı dürtüleri aklının önünde yürüyen, kazma dişlerinin arasından salyaları akan ve şiddeti kutsayan doğulu-Müslüman erkeğin tahakkümü altında yaşadığını tasvir eder. Batılı erkek hep doğulu kadını kurtarmayı ve ona sahiplenmeyi istemiştir. Kadını erkekten kurtaracaktır. Doğulu-Müslüman kadın örtünün altında mazlumdur, kurtarıcısını beklemektedir ve elbette bu kurtarıcı Batılı beyaz erkektir. Afganistan işgalinde Taliban erkeğinin resmi budur.

Doğulu-Müslüman kadının esaretini örtüsü sembolize eder. Örtüsü bedenini hapseder, dişiliğini bastırır. Çünkü bedeni üzerinde tasarrufta bulunamıyor.

Örtünün Batılı erkeğe en çok batanı Türk ve İranlı kadının çarşafı, Afganlı kadının burkasıdır. Fransızlar açıktan burkaya karşı savaş açmışlardır. Burkalı kadına ve onun eşine "vatandaşlık hakkı" vermek istemiyorlar. Diğer Batılı ülkeler de hem çarşafa hem burkaya karşı aynı tepkisel tutum içindedirler.

Batılı, kendisi dışındaki dünyanın kültürüne, örf ve âdetlerine, gelenek ve inançlarına saygı duymaz. Ben-merkezci olduğundan başka geleneklere karşı tasfiyeci, arındırmacı ve imhacı davranır. Bunu kendinde bir hak olarak görür. Oysa burkayı veya çarşafı küçümsemek kimsenin haddi değildir. Bu giysiler Türkiye'den Afganistan'a kadar uzanan İslam hattı üzerinde yaşayan Müslüman kadınların geleneksel kıyafetleridir. Ve bunları giyenlerin başkaları tarafından kurtarılma gibi bir düşünce veya talepleri yoktur. Olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.

Burada tedavi edilmesi gereken, Batılı aydınlanmacı insanın hastalıklı zihnidir. Bir kadın eğer dininin referans kaynaklarından hareketle tesettür vecibesini "çarşaf veya burka" ile yerine getireceğine inanıyorsa, itimat ettiği Müslüman âlim ve otoriteler bu yönde içtihat ediyorlarsa, onun bir fetva üzere böyle giyinmesi tabii hakkıdır. Kimse "Bu dinde yoktur" diyemez. Vicdani kanaati bu yönde teşekkül etmiştir. Herkese düşen, onun vicdani kanaatine saygı göstermesidir.

Bir kadın eğer ailesinden gördüğü gibi, yani gelenek üzere çarşaf veya burka giyiyorsa, yine hiç kimsenin buna müdahale etmeye veya onu kıyafetinden dolayı küçük görmeye hakkı yoktur.

Bir kadın eğer kendine bu kıyafeti yakıştırıyorsa, onun estetik beğenileri, pardösü, etek-bluz veya başka giysiye nazaran çarşaf veya burkadan yana şekilleniyorsa, yine kimsenin onun zevk ve estetik anlayışına karışmaya hakkı yoktur. Zevkler tartışılmaz.

Bir kadın eğer, "kişiliğin önüne dişiliğin öne" çıkarıldığı, kadın bedeninin cinsel obje ve meta olarak kullanıldığı modern dünyaya karşı protest bir tutum geliştirmek üzere çarşaf veya burka giyiyorsa, bu da en tabii demokratik hakkıdır, kimsenin buna karışmaya hakkı yoktur.

Afrikalı "zenci" değildir "siyahi"dir; çarşaf da "kara" değil "siyah"tır. Siyah asil bir renktir. Eğer sizin zihin evreninizde yukarıda saydığım sebepler dolayısıyla giyinen bir kadın "kara çarşaflı" ise, dünyanın siyahlarına karşı ırkçı bir tutum içinde olduğunuz gibi Müslüman kadına karşı da ırkçı bir tutum içindesiniz. Çarşaflı ve burkalı bir kadının, diğer kadınlar gibi hakları eşittir, hizmet de alabilir hizmet de verebilir. Kadınlar ve erkekler sadece takvaları, ehliyet ve liyakatlarıyla birbirlerinden farklılaşırlar.

Yorum:

Özgürlük kavramından anlaşılan nedir?

Güya zorla örtünen bir kadını (kara) çarşafın içinden ya da başörtüsünden sıyırmak mı?

Yoksa her kadının kendi hür iradesiyle istediği gibi giyinmesi mi?

Şimdi Hangi Kadın Bu Ülkede Özgür Olduğunu Söyleyebilir?

Çarşaf veya Burka ya da Başörtüsüne karşı anlamsız ve kendi içlerinde çelişkili bir şekilde savaş açmış kişiler özgürlükten ne anlıyorlar merak ediyorum?

Belli bir giyim tarzına bürünmek zorunda kalan ya da modaya uygun giymek zorunda olan insan mı özgürdür?

 

 

Ahmet Yasir Erol






Sayı: 40 | Tarih: 14.03.2010
Ahmet Hakan
Peygamber bugün gelse
2309 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Hayrettin Karaman
Kızların eğitim ve öğretimi
1575 Okunma
Hilmi Altın
Ebubekir Sifil
Sünnet ve Kültür
1517 Okunma
1 Yorum
Zafer Kafkas
Zülfü Livaneli
Dünya bir gölgeliktir
1398 Okunma
Ali Bülent Dilek
Bekir Berat Özipek
Demokrasiyi ve diktatörlüğü nerede aramamalı?
1308 Okunma
Bünyamin Demir
Mehmet Şevket Eygi
Depremi Beklerken
1302 Okunma
Emine Hocaoğlu
Dücane Cündioğlu
Darwin'in ilmi, Şems'in irfanı
1299 Okunma
Abdülkadir Altınhan
Toktamış Ateş
Ermeni sorunu ve ABD Kongresi
1287 Okunma
Osman Eskicioğlu
Ruşen Çakır
Af tartışmasından kaçmak mümkün mü?
1285 Okunma
Tayibet Erzen
Ali Bulaç
Fetva, gelenek, estetik, protest
1282 Okunma
Ahmet Yasir Erol
Mehmet Altan
Merkez Ankara büroları mı?
1280 Okunma
1 Yorum
Mehmet Hikmetumut
Oktay Ekşi
KADINLAR
1266 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Hüsnü Mahalli
ABD çok kızmış!
1253 Okunma
Osman Köse
Reşat Nuri Erol
IMF'siz yapılacaklar ve mucize!
1249 Okunma
3 Yorum
Ilker Ardic
Can Ataklı
Üçlü zirve yeni bir Dolmabahçe miydi?
1240 Okunma
Mesut Karaaytu
Ahmet Altan
Bir düşünün...
1235 Okunma
Özer Ataç
Mehmet Niyazi
Emperyalizmin biricik anahtarı
1216 Okunma
Abdurrahman Erol
Fehmi Koru
Akil adamların tavsiyesi
1208 Okunma
Ahmet Kirtekin
Fikret Bila
İstifayı hiç düşünmedik...
1203 Okunma
Harun Özdemir
Mahir Kaynak
Lobi siyaseti
1169 Okunma
3 Yorum
Süleyman Karagülle
Nazlı Ilıcak
Baykal ve Başbuğ
1137 Okunma
Fatma Karuç


© 2024 - Akevler