Emperyalizmin biricik anahtarı
1217 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Niyazi - Zaman
Abdurrahman Erol

15.03.2010

Tarihçiler ilkçağı Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesi veya Batı Roma'nın yıkılmasıyla sona erdirirler. İster 395, ister 476 tarihini ilkçağın sona ermesinde ele alalım; bu dönemde gazete, televizyon, radyo gibi iletişim araçları yok.

Bırakalım Roma'nın ikiye bölünüşünü veya Batı Roma'nın yıkılışını, Roma İmparatorluğu'nun varlığından bir Çinlinin, bir Hindistanlının, bir Tuva Türk'ünün haberi var mıydı? Diğer çağların başlayış ve bitişleri de aynı şekildedir. Yani Avrupalılar kendileri için önemli olan olaylarla çağları sona erdirip başlatıyor ve bunu bütün insanlığa mal ediyorlar. Böylece insanlığın hafızasını teslim alıyorlar. Bir milletin geçmişi teslim alındı mı, geleceği de istenildiği gibi şekillendirilir. Bunun en güzel örneği rahmetli Cengiz Aytmatov'un 'Mankurt' tiplemesidir.

İddia ediyorum ki bir Hotontolu kadar tarihimizi bilmiyoruz. Bu şartlarda bilmemiz de zor görünüyor. İlim yapmak için bazı temel eserlere ihtiyacımız var. Bizde bu kitaplara güvenmek mümkün değil. Mesela 1904 yılında Yemen'de büyük bir isyan çıktı. Oradaki kuvvetlerimiz isyanı bastıramayınca, Müşir Ahmet Fevzi Paşa'nın komutasında ordu gönderildi. En muteber ansiklopedide, gönderilen ordunun kumandanının Mareşal Ahmet Fevzi Çakmak olduğu belirtiliyor. Fevzi Çakmak'ın mareşal olması Sakarya Savaşı'ndan sonradır. Yemen'de isyanı bastıran Tatar Ahmet Fevzi Paşa'dır. Çakmak'ın adı da Ahmet Fevzi değil, Mustafa Fevzi'dir. Bu kadar basit konularda hata bulunan temel kitapları asıl alarak tarihimizi nasıl yazacağız?

Bir tarihçinin televizyonda yaptığı programda geçen gün söz Baltacı Mehmet Paşa'ya geldi; "Baltacı, sarayda odun yaran adama verilen unvandır." dedi. Osmanlı'yı kurtarmak için de "Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde de liyakat asıldır. Hayatın neresinden başlanırsa başlansın, yeteneği onu en yüksek mevkilere götürebilir." diye ilave etti. Devlet hayatında 'Baltacı', odun yaran adam değildir; saray muhafızıdır. Baltacılık mevkiinde bulunup da, 'Baltacı' lakabını taşımamakla beraber Nasuh Paşa gibi pek çok sadrazam buradan gelmiştir.

Tarihimizle ilgilenenler Açinaoğulları hanedanının önemini bilirler. Bugünkü Macaristan'ı merkez alarak Turani kavimlerin kurduğu devlete ilk defa 'Türkiye' adı verildi. (873) Bu devleti kuranlar Kıpçaklar, Peçenekler, Uzlar, Kürtlerdi. Buraya gelen Turani kavimlerin önünde güçlü devlet, yani dönemin Bizans'ına benzer kuvvet yoktu. Diğer bölgelerde kurulan güçlü devletlerimiz de uzun ömürlü olamadı. Hunlardan başlayıp Osmanlı'nın sonuna kadar uzanan çizgideki devletler uzun ömürlü oldu; çünkü bunların başında milletin tüm boylarının güvendiği Açinaoğulları vardı. Devlet başkanlarının doğup büyüdüğü yer haremdi. Milletimizin temel direğini sarsmak için hareme dair akla hayale gelmez yalanlar uyduruldu.

Bizi tarihimizden soğutmaya, ecdadımızdan koparmaya dair uydurulan bu yalanlara karşı mücadele veren aydınlarımızdan biri de sayın Can Alpgüvenç'tir. Son günlerde Kaynak Yayınevi'nde 'Hayırda Yarışan Hanım Sultanlar' adında kitabı yayınlandı. Harem konusuna da değindiği bu eserinde vakıf kurup halka hizmet eden padişah analarını, kızlarını güzel bir üslupla, tarihî gerçeklere uygun olarak anlatmaktadır. Tabhanelerden, kervansaraylardan, imarethanelerden, darüşşifalardan uzun uzun bahsetmektedir. Eserinde bilhassa tabhaneler dikkat çekiyor. Darüşşifalarda yani hastanelerde tedavi edilenler, sağlıklarına kavuştukları halde cemiyete karışacak derecede enerjileri yoksa buralarda bakılırlardı. Bugün bile sosyal yönüyle iftihar eden hiçbir devlette böyle bir kurum olduğunu sanmıyorum.

Osmanlı medeniyeti merhamete dayanırdı. Söz konusu merhamet sadece insanlara gösterilmezdi. Kanadı kırık leylekler için vakıflar vardı. Nalsız eşek kullanmak yasaktı. Buzağının içeceği sütü inekte bırakmayan uyarılırdı, uyarıya rağmen yine bırakmazsa, ineğe sahip olmak hakkı elinden alınırdı.

'Hayırda Yarışan Hanım Sultanlar' ciddi bir boşluğu dolduran emek ürünü bir eser. Milletçe Can Alpgüvenç gibi muzdarip aydınlara çok ihtiyacımız bulunmaktadır. Ancak onların sayesinde emperyalistlerin zihnimize attıkları pençeden kurtulacağız.

Yorum:

Yazarında değindiği üzere batı medeniyeti kendisi için önemli olan olaylarla çağları sıralarken ve bizde bu tarihi çocuklarımıza okuturken kendi tarihimizi bile eksik biliyor, yanlış yazıyoruz… Şüphesiz bizim tarihimizde de çağları sıralayacağımız birçok olay vardır. Mesela bir Cengiz Han’ın yaptıkları ve  Osmanlı Devleti’nin kuruluşu neden bir çağ miladı kabul edilmesin… Tarihini doğru bilmeyen bir millet nasıl yeni bir medeniyet kurabilir, insanlığı yönlendirebilir oysa ki Türk milletinden başka bu işi kotarabilecek başka bir millet yok gibi gözüküyor…

 

Abdurrahman Erol






Sayı: 40 | Tarih: 14.03.2010
Ahmet Hakan
Peygamber bugün gelse
2309 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Hayrettin Karaman
Kızların eğitim ve öğretimi
1575 Okunma
Hilmi Altın
Ebubekir Sifil
Sünnet ve Kültür
1518 Okunma
1 Yorum
Zafer Kafkas
Zülfü Livaneli
Dünya bir gölgeliktir
1398 Okunma
Ali Bülent Dilek
Bekir Berat Özipek
Demokrasiyi ve diktatörlüğü nerede aramamalı?
1308 Okunma
Bünyamin Demir
Mehmet Şevket Eygi
Depremi Beklerken
1302 Okunma
Emine Hocaoğlu
Dücane Cündioğlu
Darwin'in ilmi, Şems'in irfanı
1299 Okunma
Abdülkadir Altınhan
Toktamış Ateş
Ermeni sorunu ve ABD Kongresi
1287 Okunma
Osman Eskicioğlu
Ruşen Çakır
Af tartışmasından kaçmak mümkün mü?
1285 Okunma
Tayibet Erzen
Ali Bulaç
Fetva, gelenek, estetik, protest
1282 Okunma
Ahmet Yasir Erol
Mehmet Altan
Merkez Ankara büroları mı?
1280 Okunma
1 Yorum
Mehmet Hikmetumut
Oktay Ekşi
KADINLAR
1266 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Hüsnü Mahalli
ABD çok kızmış!
1253 Okunma
Osman Köse
Reşat Nuri Erol
IMF'siz yapılacaklar ve mucize!
1249 Okunma
3 Yorum
Ilker Ardic
Can Ataklı
Üçlü zirve yeni bir Dolmabahçe miydi?
1240 Okunma
Mesut Karaaytu
Ahmet Altan
Bir düşünün...
1235 Okunma
Özer Ataç
Mehmet Niyazi
Emperyalizmin biricik anahtarı
1217 Okunma
Abdurrahman Erol
Fehmi Koru
Akil adamların tavsiyesi
1208 Okunma
Ahmet Kirtekin
Fikret Bila
İstifayı hiç düşünmedik...
1204 Okunma
Harun Özdemir
Mahir Kaynak
Lobi siyaseti
1169 Okunma
3 Yorum
Süleyman Karagülle
Nazlı Ilıcak
Baykal ve Başbuğ
1137 Okunma
Fatma Karuç


© 2024 - Akevler