11.03.2010
BİR okul dergisinden anket türü bir soru geldi.
Soru şu:
“Hz. Peygamber, tebliğini bugünün koşullarında yapmak durumunda kalsa idi, neyi tebliğ ederdi?”
Çok kısa bir cevap yazdım. Sunuyorum:
“İnandım” diyenlere de, “İnanmadım” diyenlere de şöyle bir bakar ve “Ey insanlar! İnsan olunuz” derdi.
Yazının tamamı için tıklayınız.
Yorum:
Peygamber bugün gelse ne derdi, neyi tebliğ ederdi?
Güzel bir soru. İnsanın kendi açısından İslamiyet’e ve topluma bakmasına ve hayalinde canlandırdığı Peygamber imajını göstermesi açısından önemli.
Peygamber bugün gelse ve gözlemler yapsa “bana göre” karşılaştıkları karşısında şunları söylerdi. (Altını çize çize söylüyorum: bana göre.)
Namaz kılan, hacca giden, oruç tutan faizci Müslüman liderleri görünce:
Gözlerime inanamıyorum. Ben faizi kaldırmıştım, Kuran’da açık ayetler ve benim uygulamam varken hem Kuran ehli olduğunu iddia ediyor hem de “faiz dünya hayatının gerçeğidir, parayı nereden ucuz alırsan oradan satın alırım” diyor. Nasıl da faizi meşrulaştırıyor? Rabbim bu kuluna hidayet et.
Lüks düşkünü, müsrif Müslümanları görünce:
Bu da nedir? Bu insanlar yanı başlarında fakirlik ve perişanlık içinde yaşayan insanları görüyor, aldırmıyorlar. Son derece lüks içinde yaşarken, insanların büyük bir kısmı yarın ne yiyeceğinin hesabını yaparken onların bir ayda harcadıklarını bir günün bir kısmında moda uğruna harcıyorlar. Kıldıkları namaz, inandıkları Kuran onlara bunu mu emrediyor? İçler acısı bir durum. Rabbim bu insanlara Maun suresiyle hidayet et.
Saraylarda düğün yapan, lüks içinde yaşayan, el öptüren mücahit (!) siyasi liderleri görünce:
Bu nasıl cihat? Ben insanlar için bir örneğim. Liderliğim de liderler için bir örnektir. Ne zaman ben lüks içinde yaşadım? Ne zaman karşıma gelen insanlara el öptürdüm? Ne zaman insanlara gösteriş yaptım? Rabbim hidayet ver.
Mehdi bekleyen tembel Müslümanları görünce:
Niçin çalışmıyorsunuz?Bu nasıl bir tembellik? Kurtarıcı beklemek de nereden çıktı? Tembelliğinize kılıf mı arıyorsunuz?
Kuran’ı anlamayan hafız Müslümanları görünce:
Bu nasıl bir anlayıştır? İçinde ne yazdığını anlamıyorlar ama ezberlemek için nasıl da çaba harcıyorlar. Bunun için müesseseler kurmuşlar ama ezberletenler ezberleyenleri ezerek, döverek hafız yapmaya çalışıyor. Rabbim bu nasıl bir mantık? İnsanları Kuran’dan soğutmak için bir çaba mı bu?
Kuran’ın sadece kıraatiyle ilgilenen Müslümanları görünce:
Bu ne biçim iş? Kuran okuma yarışmaları düzenliyorlar. Kim güzel sesiyle okuyor, kim daha güzel seslendiriyor? Bununla ilgileniyorlar. İçindeki emirlere, nehiylere, öğütlere kıraatine verdikleri önem kadar niçin önem vermiyorlar? Niçin anlamı, yorumu, uygulaması üzerinde tartışmalar düzenlemiyorlar? Rabbim bu insanlara Cuma suresi ile hidayet et.
Tasavvuf ehli Müslümanları rabıta yaparken görünce:
Bu nasıl şey? Cahiliye döneminde insanlar Allah’la arasına bir putu aracı yaparak şirke girerlerdi. Bunlar Allah’la arasında silsile-i sadat adını verdikleri otuz küsur adamı yerleştirmişler, şirkün ala şirk. Bir de en üste de benim en yakın arkadaşım Ebu Bekir’i koymuşlar. Akıl alacak iş değil. Bu insanlar İslam dininden, okudukları Kuran’dan hiç mi nasiplenmemişler. Rabbim bu kullarına hidayet et, şirkten kurtar.
Mevlit okuyan Müslümanları görünce:
Bu nasıl bir icat? İnsanlar yanıma gelince karşımda eğik durmalarından bile rahatsızdım. Bana “efendimiz” diyenleri azarlardım. Beni övenlere kızardım. Bu nasıl bir safsatadır Ya Rabbim. Beni yüceltmek için yazılmış bu şiirden bu kullarını kurtar Ya Rabbim. Bu kullarını affet Rabbim.
Kutlu doğum haftasını kutlayan Müslümanları görünce:
İşte Hıristiyanlaşma. Ümmetim nasıl da dejenere olmuş. Hıristiyanların İsa’ya yaptığını nasıl da bana yapıyorlar. Rabbim affet bu kullarını. Hidayet et bu kullarına.
Kandil gececi Müslümanları görünce:
Bu nasıl bir bid’at? Nereden çıkardılar bu kandil gecelerini? Nasıl da yayılmış. Nasıl da Yahudi törenselleştirmesi taklit edilmiş. Kuran ile ilgilenmeyen, hayatına geçirmeyen insanlar bu uydurma geceler için nasıl da çırpınıyorlar. Rabbim bu insanları kurtar bu bid’atlardan.
Müslüman din adamlarını, ilahiyatçıları, imam-hatipleri görünce:
Bu nasıl iş? Din adamlığı müessesesinin hiçbir dinde olmadığı, Hıristiyanların bunu uydurup da kendi uydurduklarına bile uymadıklarını Hadid suresinden okumadılar mı? Benim uygulamamda böyle bir şey var mıydı? Bu din adamları da yöneticilerin istedikleri gibi modaya uygun fetvalar veriyorlar. Nasıl da dejenere etmişler getirdiğim dini. Kuran’ın metninde yapamadıkları tahrifatı anlamında yapmışlar. Rabbim hidayet et.
Şirketleşen tarikatları ve şeyhlerini görünce:
İslamiyet’le alakası olmayan din adamlığını müessesesini Hıristiyanların mistisizmi ile yoğuran bu gruplar bir de buradan maddi menfaatler elde etme mekanizmalarını kurmuşlar. Batıl üstüne batıl. Rabbim hidayet et.
Hacca kura ile gidenleri görünce:
Allah’ın mescidine girmeyi izne bağlayan Arap’larla bu konuda cihad etmesi gerekenler nasıl oluyor da bu günahı işleyenlerin izni altında ibadet ediyorlar. Allah’a ibadet etmek için izin alınır mı? Bu nasıl bir kabulleniş. İslamiyet bu kadar mı basite indirgenir? Rabbim hidayet et.
Ramazan Müslümanlarını görünce:
Getirdiğim dini hayatından çıkaranlar, vicdanlarını rahatlatmak için bir ay içinde İslamiyet’i yaşamaya çalışıyorlar. İslamiyet eğer ki bir insanın her anını kuşatmıyorsa, bütün hayatını düzenlemiyorsa işte böyle bir aya sıkıştırır. Rabbim o bir aylık hevesi bu kullarının her gününe ver.
Cuma Müslümanlarını görünce:
Hıristiyanların haftada bir yapılan kilise ibadeti gibi tek bir günde tek bir namaza indirgenmiş bir ibadet. Bu namaz nasıl da bu kadar uzaklaştırılır amacından. Rabbim hidayet ver bu kullarına.
Bid’atlerle dolu siyerleri görünce:
Bu benim hayatım değil. Bunlar nasıl yalanlar. Bunları kim uydurdu? Ben insanüstü değilim. Bana atfedilen bu insan üstü özelliklerin ve doğa üstü olayların hiç biri gerçek değil. Rabbim yalancılardan sana sığınırım.
Dua kitaplarını görünce:
Rabbim her dili bilir. Her insan içinden geldiği gibi dua eder. Allah’la arasında aracı koyan müşrik mantığı gibi Allah’la arasında büyü yapar gibi standart sözler koyan bir mantık bu. Hiç mi Kuran okumuyorlar? Rabbim hidayet et.
Salavat edebiyatını görünce:
Bunlar da ne böyle? Nereden çıktı bu sözler? Ne zaman uydurdunuz bunları? Ben ne zaman bana salat edin dedim? Benim sahabem ne zaman bana salat etti? Bunları hiç düşünmüyor musunuz? Hiç mi Kuran okumuyorsunuz? Rabbim hidayet et.
Uydurulan hadisleri görünce:
Bu sözler bana mı ait? Benim adıma söz uyduranlar hiç mi utanmadılar? Bir de bu sözleri Kuran’ın önüne geçirmişler. Kuran’dan çok bunları okuyorlar. Bu nasıl iman, bu nasıl İslam? Rabbim Kuran’la hidayet et.
Türbeleri ve ziyaretçilerini görünce:
Ölünün insana bir faydası olduğunu kim çıkardı? Hangi ayette okudunuz? Ruhlardan fayda mı gelecek size? Tövbe edin? Rabbim size hidayet etsin.
Ölenin arkasından yapılan Yasin okuma ve Mevlit okuma törenlerini görünce:
Yasin’i okurken hiç mi düşünmediniz? İçinde bu Kuran’ın diriler için bir inzar olarak indirildiği yazıyor. Siz ise ölülerin arkasından okuyorsunuz. Hele ki o mevlitler, ölülerin arkasında belli sayılı günlerde yaptığınız bu bid’at inanılır gibi değil. Mevlit’in kendisi bir bid’at, sizin yaptığınız ise bid’at üzerine bid’at. Tövbe edin. Kuran okuyun. Rabbinizden af dileyin.
Kendi aile yaşam tarzına karşı cihat bayrağını kaldırmış mümine (!) feministleri görünce:
Bu nasıl iş. Her yaptığımı sünnet yapmışsınız. Dışarı çıkarken hangi ayakla çıktığım, yemeği hangi elle yediğim, nasıl oturduğum vs. Ama aile hayatımın Kuran’da müminler için örnek olduğu açıkça yazıldığı halde, benim de uygulamam açık ve net olarak bilindiği halde nasıl oluyor da benim aile yaşamımın kötü bir örnek olduğunu iddia ediyorsunuz. Bir de başınızı örtmüşsünüz, namaz kılıyor, oruç tutuyor ve hacca gidiyorsunuz. Siz işinize gelene iman edip işinize gelmeyene iman etmeyenlerdensiniz. Başörtünüz için size eziyet edenlerin kanunlarından son derece rahatsız iken aynı kimselerin aile yaşamı hakkındaki kanunları hoşunuza gidiyor. Benim aile yaşamım hakkında onlarla birlikte hareket edebiliyorsunuz. Bundan sonra kendinize mümine diyorsunuz. Bir de İslamiyet’te yeri olmayan din adamlarını da arkanıza almışsınız modaya göre fetvalar verdiriyorsunuz. Bu kadar sıkıntıya gerek yok. İman kısmi olmaz. Benim aile yaşamım, liderliğim, babalığım, dedeliğim sizin için en iyi örnektir. Kafanızda oluşturduğunuz dine değil, İslamiyet’e iman edin. Sizin cihadınız benim yaşamıma karşı cihad değil, benim aile yaşamımın gelmesi için cihattır. Rabbim size hidayet edip mümine olmayı nasip etsin.
Peygamber bugün gelse neyi tebliğ ederdi?
Bu sorunun cevabı çok basit: İslam dinini.