Dünya bir gölgeliktir
09.03.2010
Yaşar Kemal’le kırk yıllık dostluğumuzun birçok sebebi vardır elbet ama edebiyat kadar halk türkülerini bilmenin ve sevmenin yarattığı tadın etkisi de inkâr edilemez.
Buluştuğumuz her gün Faulkner, Çehov, Tolstoy, Homeros konuştuğumuz kadar Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Âşık Hacı, Dadaloğlu da konuşuruz.
Sonra içimizden biri bir dize söylemeyegörsün; hemen ortaklaşa bütün şiiri ezbere okuruz.
Yaşar Kemal:
“İlk akşamdan vardım kavil yerine
O ne gördüm kömür gözlüm gelmedi” der.
Ben eklerim:
“Bilmem gaflet bastı yattı uyudu
Bilmem o yar bize küstü gelmedi.”
Şiirin kalan bölümünü de iki sesten okuruz.
Binlerce (abartmıyorum) binlerce türkü biliriz böyle.
Ve hayatımız boyunca tekrar etmekten hiç usanmayız.
Ne büyük bir lezzettir bu, ne büyük bir mutluluktur.
Anadolu’nun derin vuruşlarını duymayanlara, kendilerini gündelik dedikoduların, hırsların, siyasi hesapların, paranın çekim gücüne kaptıranlara acımam bu yüzdendir işte.
Ne yazık ki yeni kuşağın büyük çoğunluğu üstünde oturduğu hazineyi bilmiyor da elin Amerikalı yeni yetmesine özeniyor.
***
Her gün gazeteleri okurken, televizyonda haber izlerken yüzlerce türkü geçiyor aklımdan: “Bizde âdet böyledir / Güzeli ağlatırlar, çirkini söyletirler.”
***
“Serdari halimiz böyle n’olacak
Kısa çöp uzundan hakkın alacak
Mamurlar yıkılıp viran olacak
Akıbet dağılır ilimiz bizim.”
***
“Pir Sultandır zatlarımız
Gerçektir şöhretlerimiz
Haram yemez itlerimiz
Bu sözümde yalan var mı.”
***
Sonra iyice efkar basıyor ve başlıyorum bir Ege türküsü söylemeye:
“Ben kendimi gülün dibinde buldum
Kuru kuru sevda imiş sarardım soldum
Sevda bir düş imiş kendime yordum
Ay karanlık, gece vurdular beni
Yarin çevresine sardılar beni.”
***
Türkünün ikinci bölümünde de
“Dünya bir gölgeliktir” diyor.
Bu dizelerle yüreği kamaşmayan insan olabilir mi hiç!
İyi ki bu muazzam türkülerimiz var yoksa bu tımarhanede her an çıldırabilir insan.
YORUM:
TAM DA BİZE GÖRE BİR SÖZ…
Aşksız olmaz,sanatsız olmaz,türküsüz,şarkısız olmaz.
İlimsiz de hakikatsızda olmaz…
Ama gel gör ki bilginlerimiz aşksız ve sanatsız,sanatçılarımızda ilimsiz ve hakikat
bilgisinden yoksunlar.Böyle bir toplumun halk tabakasının nasıl olacağını düşünün.
İşte tamda burada dengenin sistemi giriyor sahneye peygamberler sistemi nam ı diğer
Adil Düzen…Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok hiç kimse için.Bayrağı eline alıp
Daha ileriye ve daha hızlı götürecek koşuculara ihtiyaç var.Onlarıda Rabbim(cc)en kısa
Zamanda gönderecek inşallah.Gören gözlere işaretler ve ayetler var.Akevler ekolü
Müçtehitleriyle gelecek inşallah.Bir ilim iklimi ve mevsimi adım adım geliyor.Şimdi
Uygulama ve yaşama merhalesine giriyor şehrimiz,ülkemiz ve dünya inşallah…