Tarihe geçmekte tercih
1178 Okunma, 0 Yorum
Cengiz Çandar - Referans
Ekrem Fildişi

 
Büyük Ayetullah Hüseyin Ali Montazeri'nin Kum'daki cenaze törenine milyonlarca insanın katıldığı bildiriliyor. Muhalefetteki "Yeşil" hareketin liderleri, eski Başbakan Mir Hüseyin Musavi ile eski Meclis Başkanı Mehdi Karrubi de Tahran'dan Kum'a gidip cenaze törenine katılmışlar.
Khamenei-Ahmedinejad rejiminin kendilerine şiddetle karşı böyle bir kişinin cenaze törenine katılımı engellemek için güvenlik önlemi almadıkları dikkat çekici. Daha doğrusu, alamadıkları. Çünkü, rejimin gücü Montazeri'nin cenaze törenine katılmayı engelleyecek ölçüde değil.
Kum'daki törene "Diktatöre Ölüm" sloganı ile süslenen yüksek katılım bir yandan da İran'da hileli seçimlerin ardından patlak veren "Halk Hareketi"nin canlılığını sürdürdüğü ve büyüdüğünü ortaya koyuyor.
İran'ın bu fotoğrafı, Obama'dan Tayyip Erdoğan'a uzanan geniş çizgide İran ile "iş tutanlar"ın ne kadar nazik ve ince bir ip üzerinde "siyasi cambazlık" yapmaları gerektiğine de işaret ediyor. Bir yandan "realpolitik"in gerekleri ve diğer yandan "değerleri terk etmemek" ve belirli bir düzeyde "etik"i koruyarak "moral ağırlık" sağlama ihtiyacı.. Zira ikincisi olmazsa siyasi etkiniz de olamayabiliyor.
İran'a İsrail'in ve dünyanın her yerindeki "İsrail yanlısı çevreler"in amansız düşmanlığını da hesaba katmak gerek. Ancak, kendi başına bu, İran rejimine "meşruiyet" kazandırmaya yetmiyor. Bir rejimin meşruiyeti kendi halkı nezdinde tükenmişse, asıl önemlisi odur.
 
Muazzam bir halk katılımıyla dini merkez Kum'da son yolculuğuna uğurlanan Ayetullah Montazeri, mevcut rejim için çok yakın geçmişte şunları yazmıştı: "Güce, zulme, halkın kullandığı oylarını gizlice değiştirmeye, öldürmeye, kapatmaya, tutuklamaya ve Stalinist ve ortaçağ işkence yöntemleri kullanmaya, baskı uygulamaya, gazetelerin sansürüne, kitle iletişim araçlarının önünü kesmeye, toplumun aydınlanmış ve seçkin kesimini yalan yanlış gerekçelerle hapse atmaya ve hapishanede onları sahte itiraflara zorlamaya dayanan bir rejim lanetlidir ve gayrimeşrudur."
Bu nitelemeyi yapan Ayetullah Montazeri, İran İslam Devrimi'nin liderlerinden biriydi. 1985'te Humeyni'nin halefi ilan edilmişti. Humeyni, 1989'da öldüğünde "Rehber" olarak rejimin başına onun geçmesi gerekecekti.
Fakat o, insan hakları, kadın hakları, zincirleme tutuklamalar ve baskı önlemleri gibi konularda Humeyni'ye de karşı çıktı. Tüm unvanlarından arındırıldı ve on yıla yakın süre Kum'da ev hapsinde tutuldu. Adı tarih kitaplarından çıkartıldı.
Ama tarihin doğru yönünde durduğunuz vakit, ne yapsalar, silinmiyorsunuz. Ayetullah Montazeri, son yarım yılda İran halkının güneşi olarak yine parlamıştı.
Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı kadın hukukçu ve aktivist Şirin Ebadi, bakın, onun için yayımladığı mesajda neler söylüyor:
"Seni desteklemekteki eksikliğimizi İran tarihi telafi edecektir.
Baba beni affet! Çünkü Şah'ın zulüm rejimine karşı mücadele verdiğin zorlu yıllarda sana yardımcı olmadım. Zira, aptalcasına, Ortadoğu'nun en donanımlı ordusuna sahip bir devletin birkaç din adamının feryadıyla yıkılmayacağını sanıyordum. Belki de korkudan böyle düşünüyordum ve kayıtsızlığımı izah etmek istiyordum.
Baba beni affet! Yıllar süren zindan hayatına ve işkencelere tahammül gösterdikten sonra hürriyetine kavuştuğunda tebrik etmek üzere ellerinden öpmeye gelmedim. Zira cahildim. Senin zindanda mahkûmların sığınağı olduğunu bilmiyordum. Müslüman ve devrimci solcu grupların birbirlerine yakınlaşmalarında oynadığın önemli rolden habersizdim.
Baba beni affet! Siyasi tutukluların öldürülmesine itiraz ettiğin ve devletin yanlış icraatına eleştirilerini alenen açıkladığın 1987-88 yıllarında konuşmanı işitmiş olmama rağmen herhangi bir tepki vermedim...
Sana baba diyorum, çünkü siyasi tutukluları desteklemeyi senden öğrendim. Öyle ki onlar uğruna tüm resmi makamlardan ve hatta İran İslam Cumhuriyeti'nin yüce lideri sıfatından vazgeçtin. Sana baba diyorum, çünkü zalime karşı şiddete başvurmadan mazlumu nasıl savunacağımı senden öğrendim. Mazlumun sessiz kalmasının zalime yardım olacağını, dolayısıyla sessiz kalmamak gerektiğini de senden öğrendim...
Sen İran'da ‘insan hakları'nın babasısın ve benim gibi milyonlarca evladın ve müridin var. Kadrinin kıymetinin bilinmesine ve teşekküre de ihtiyacın yok. Ama hepimiz hakkını ödemede eksik kaldık ve kusurluyuz..."
 
Biliyorum, Türkiye'nin gündemi çok yüklü. Yazılacak, yazılması gereken, "sessiz kalınmaması" gerekli pek çok konu başlığı var.
Ama...
Hayatının önemli bir bölümünde İran'ın izi bulunan, 1980'li yıllarda İran ile Türkiye arasında "bilgi köprüleri" kurulmasında özel bir rolü bulunan benim gibi birisi için Ayetullah Montazeri'nin ölümünün ardından tek bir bilgisayar vuruşu bırakmamış olmak gibi bir "vefasızlığım" olamazdı.
Hem, Ayetullah Montazeri'nin öyküsüne dikkatle bakın, Şirin Ebadi'nin satırlarını bir durup düşünün; Türkiye'nin bugünü ve yarınına ilişkin "tercihlerinize" dair hayli ipucu bulabilirsiniz.
Ayetullah Montazeri, siyaseti vicdanın emriyle yapmasaydı, 1989'dan 2009'a tam 20 yıl, "Devrimin lideri" Humeyni'nin halefi ve "İran İslam Cumhuriyeti'nin 1 numarası" olarak tarihe geçecekti.
O ise insandan ve insan haklarından ve demokrasiden yana durmayı seçti. Üzerindeki tüm sıfatlar, altındaki tüm makamlar ondan alındı. Yalnızlığa ve ev hapsine mahkûm edildi.
Ve bugün tarihe, geçtiği gibi geçti.
Tercih meselesi... ( KB)




 

Ekrem Fildişi






Sayı: 28 | Tarih: 20.12.2009
Mehmet Şevket Eygi
Zina ve Recm
1418 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Gül nasıl devreye girebilir?
1364 Okunma
Tayibet Erzen
Bekir Berat Özipek
Derin devlet davalarında durumumuz
1310 Okunma
1 Yorum
Bünyamin Demir
Ebubekir Sifil
Dünya ile Bütünleşme(Gayrimüslimlere Benzememe)
1251 Okunma
3 Yorum
Zafer Kafkas
Ahmet Hakan
Milli Gazete yazarı Gül'ün uçağında
1246 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ali Bayramoğlu
KÜRTLER SAHNEYE GİRDİ
1224 Okunma
Özgül Ertuğrul
Toktamış Ateş
İlle de demokrasi...
1212 Okunma
Osman Eskicioğlu
Mahir Kaynak
Kürtlerle Hasbıhal
1204 Okunma
Süleyman Karagülle
Nazlı Ilıcak
Önce parlamentoda, sonra Muş'ta öfke
1194 Okunma
3 Yorum
Fatma Karuç
Can Ataklı
Malum ‘sayın’ kişi için fedakârlık yapmalıyız!
1191 Okunma
Mesut Karaaytu
Zülfü Livaneli
Milletvekilleri zaten istifa edemezdi
1189 Okunma
2 Yorum
Ali Bülent Dilek
Cengiz Çandar
Tarihe geçmekte tercih
1178 Okunma
Ekrem Fildişi
Hayrettin Karaman
İmam hatipler ve askerler
1173 Okunma
Hilmi Altın
Mehmet Altan
12 Eylül rejimini yok etmedikçe...
1125 Okunma
1 Yorum
Mehmet Hikmetumut
Oktay Ekşi
Dervişin fikri
1113 Okunma
Vahap Alma
Reşat Nuri Erol
Ahmet Hakan takipteymiş!..
1112 Okunma
Ilker Ardic
Fikret Bila
Türk'ün duyurduğu gerçek
1100 Okunma
Harun Özdemir
Mehmet Niyazi
Basiretli olmalıyız
1063 Okunma
Abdurrahman Erol
Yılmaz Özdil
:(
19 Okunma
Leyla Okta


© 2024 - Akevler