15.10.2009
Bak, oldu işte...
Sarkisyan topraklarımızda... Bursa'ya indi... Yetkililerimiz karşıladı onu... Protokol de imzalandı... Söz verildi “birbirimizi hiç üzmeyeceğiz” diye...
Yani demem o ki Hrant...
Kurşun boşuna örselemedi senin yüreğini... Boşuna çekmedin o acıları...
Hiçbir şey boşuna değil...
Şu güzelim gelişmede, yaşarken yaptıklarının tabii ki payı var ama ölerek verdiğin mesajın payı daha büyük...
Rahat uyu Hrant... Her şey yolunda...
Yazının tamamı için tıklayınız.
Yorum:
Açılımların etyolojisi
Sonradan adı demokratik açılım olan Kürt açılımı, Ermeni açılımı, Suriye açılımı, Irak açılımı…
Bugünlerde gündemi meşgul eden açılımlar neden her geçen gün artıyor? Ne oldu da onlarca yılın sorunları birden bire çözülme noktasına geldi?
13 Temmuz 2009’da Ankara’da yapılan bir anlaşma ile Nabucco boru hattı projesi imzalandı. Bu proje ile 2010 yılında başlanacak inşaatla 3300 km boru hattı yapılacak. Bu projeyle Avrupa’nın en büyük doğal gaz üreticisi olan Rusya’dan doğal gaz Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine ulaşacak.
Bu proje ABD ve AB tarafından desteklenmektedir. ABD İran’ın devre dışı kalmasını istemekte, AB ise doğal gazın kendisine güvenli olarak gelmesini istemektedir. Rusya zaten satıcı olduğundan projenin en önemli ayağıdır. Ancak Rusya’yı hattın geçtiği Gürcistan rahatsız etmektedir. Bu nedenle Rus Gazprom firması proje dışındadır.
Bu proje için Nabucco Gas Pipeline International GmbH adında bir firma kurulmuştur. Bu firmanın ortakları şunlardır: OMV (Avusturya), MOL (Macaristan), Transgaz (Romanya), Bulgargaz (Bulgaristan), BOTAŞ (Türkiye), RWE (Almanya).
İstanbul’un finans merkezi yapılma projesini de gözden kaçırmamak gerekir. ABD ve AB merkezli finans yani faizle insanları sömüren kuruluşlar Türkiye’ye yerleşmek istiyor. Bunun için kendilerine özel statüler sağlayacak olan kanunlar çıkarılıyor. Görülüyor ki artık Türkiye’nin yıkılmasından çok halkın topluca köle yapılması projesi başlamış. Finans merkezinin kurulması ve halkı faizlerle karın tokluğuna çalışan köleler haline getirme projesinin yürümesi için Türkiye’nin hem içte hem de dışta kavgalı olmaması gerekir. İçte kavganın olmaması PKK’nın susturulması ile olur. Bunun için Kürt açılımı adı verilen proje devreye girmiştir. İki gün önce ABD ve AB tarafından PKK’nın üst düzey yöneticileri uyuşturucu taciri ilan edilerek hesaplarına el kondu. Ne oldu da ABD ve AB onlarca yıl bunların uyuşturucu taciri olduğunu fark edemedi de birden bire son günlerde bunun farkına vardı? Kandil dağında PKK’lılar arasında çatışmalar çıktı ve bazıları Türkiye’ye gelip teslim oldular. İmralı’dan “Türkiye’ye dönün” mesajı oraya niçin ulaştırıldı?
Ermenilerle olan sorunların düzelmesini ise hem ABD istemekte hem de Rusya istemektedir. ABD finans merkezi projesi için buna önem vermekte, Rusya ise Nabucco boru hattı projesinde Azerbaycan’dan gelen hattın kavgalı olduğu Gürcistan’dan geçmesini istememektedir. Bunun için Türkiye ile Ermeni sınırı açılmalı ve Ermenistan ile Azerbaycan barıştırılmalıdır. Göreceksiniz Rusya bu sebeple kendi başlattığı Dağlık Karabağ sorununun çözümünde aracı olacaktır. Boru hattı içinde alternatif yol olan Azerbaycan, Ermenistan hattını isteyecektir. Bunun için 2010 yılındaki inşaat başlamadan Ermeni açılımı tamamlanmalıdır. Bundan sonra Rus Gazprom firması da projeye dahil olacaktır.
Suriye ve Irak’la iyi ilişkilerde bulunulması ise on yıllarca süren doğu ve güney doğudaki güvensizlik ortamının kaybolmasına sebep olacaktır. PKK’nın tasfiyesi için de gereklidir bu.
Bu yapılanlar doğru mu, yanlış mı diye düşünecek olursak:
Kürt açılımı: Doğrudur ama yöntem yanlıştır. Yöntem kanunlar çıkarmak değil, adil yargı için hakemlik sistemini ve kısas uygulamasını getirmektir.
Ermeni açılımı: Kesinlikle doğrudur. Azerbaycan ile olan ilişkilerinin de düzeltilmesi gereklidir.
Suriye açılımı: Yapılabilecek en güzel şeydi ve İslamiyet’e tam tamına uygun bir uygulamaydı. İnsanlar oradan buraya, buradan oraya serbestçe geçecek demektir.
Irak açılımı: Irak ile iyi ilişkilerde bulunmalı ve onlara savaş sonrası yardımcı olmalıyız.
Finans merkezi: İstanbul’un finans merkezi yapılması faiz merkezi yapılmasıdır. İstanbul’a yabancı faiz kuruluşları gelecek, krediler verecek ve ülkenin ekonomisini ele geçirecekler ve istedikleri gibi idare edeceklerdir. Türk vatandaşları batılı finans yani faiz kuruluşlarının kölesi olacaklardır. Eğer bu finans merkezi projesi gerçekleşirse Ak Parti yöneticileri Allah’a karşı nasıl hesap verecek, merak ediyorum.
Sonuç olarak, Ahmet Hakan’ın sandığı gibi Ermeni açılımı Hrant Dink’in çabaları ile gerçekleşmedi. Kürt açılımı da artık ona ihtiyaç kalmadığı için kullan at politikasının kurbanı olacak olan PKK’nın çabaları ile olmadı.