Türkiye'deki iktidar ve muhalefet "düşman kardeşler" gibi sözünü biliriz. Ama, acaba, bunun, siyasetin doğası gereği olduğunun farkında mıyız? Siyasette, tarafların hepsinin müştereken benimseyebileceği tek bir rasyonel çözüme ulaşmak mümkün değil. "Doğru olan ne?" ya da "hangisi yanlış" konusunda zaten rivayet muhtelif.
Bu görüşler, siyaset teorisyeni Prof. Chantal Mouffe tarafından ifade ediliyor. Mouffe'un ismine, Prof. Nur Vergin'in "Siyaset Sosyolojisi" kitabında rastladım. Nur Vergin, bir zamanlar Alman Nasyonal Sosyalist Parti'nin danışmanlığını da yapan Carl Schmitt'ten ve onun görüşlerinden yola çıkarak, çatışmayı, liberal demokrasinin ilkeleriyle bağdaştıran Mouffe'u anlatıyor.
***
İşte Schmitt'in görüşleri: "Siyaset yapan, dostunu ve düşmanını teşhis edip, ayırt edebilmeli. Düşman olarak belirlenen yabancıya, 'ötekine' karşı, müzakere yoluyla argüman geliştirmek boşuna bir çabadır. Çünkü, birbiriyle çarpışan değerler sistemi, akılcı bir zeminde temellendirilmemiştir ve bu yüzden uzlaşmanın ortaya çıkması mümkün değildir. Siyaset, dost/düşman ayırımı üzerine bina edilmiştir. Düşmanı caydırmayı başaramayan bir siyasetin sahibinin, karşısında tek bir şık kalmıştır: Düşmanı ezmek. Düşmanı ezmek için, kendisinin de yok olmasına yol açabilecek bir kapışmaya, yani savaşa hazırlıklı olmalıdır. Hazırlıklı olmalıdır, çünkü bilmelidir ki, öteki, bundan kaçınmayacak ve hücum etme fırsatı kollayacaktır."
Chantal Mouffe'un görüşleri: "Schmitt'in, çatışmayı, siyasetin tanımlayıcı özelliği olarak değerlendirmiş olmasını dikkate almak gerekmektedir. Demokratik tartışma, herkesçe kabul edilmesi istenilen tek bir rasyonal çözüme ulaşmak için yapılan müzakere değildir. Gerçekte, çatışmalı bir konsensüs sağlanabilir. Bize karşıt olanlar, 'hasım' ya da 'düşman' olarak belirlenebilir; fakat, demokrasi teorisine göre 'meşru' bir düşmandır; düşmanlığı meşrudur. Demokrasinin var olduğu yerde, hasımla, ortak bir zemin üzerinde ve paylaşılan kurallar çerçevesinde mücadele edilmelidir."
Schmitt, uzlaşma aramanın boş bir çaba olduğunu belirtirken, Mouffe, siyasetin içeriğinde var olan düşmanlık boyutunu reddetmemekle birlikte, "Liberal demokrasinin hedefi, düşmanlık ortamını pekiştirme potansiyeli taşıyan koşulları değiştirerek, siyasi mücadelenin düşmanlar arasında değil, birbirlerine karşı sadece muhalif olanlar arasında cereyan etmesini sağlamaktır" diyor.
***
Özetlemek gerekirse, birincisinde, siyaset, rakibi yok etme üzerinde temelleniyor. Diğerinde ise, "Husumetin varlığı kabul edilmekle birlikte, beraberce yaşamanın şartlarının hazırlanması liberal demokrasinin gereğidir" deniliyor.
Türkiye'de politikanın hangi çizgide seyrettiğine siz karar verin. Schmitt'in mi, yoksa Mouffe'un mu tarifine yakınız?