TSK açılımın neresinde?
1053 Okunma, 0 Yorum
Ruşen Çakır - Vatan
Tayibet Erzen

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, bayramda Mardin’e düzenlediği geziyle neyi amaçladı, bilmiyorum, fakat bunun baştan sona başarılı bir organizasyon olduğu kanısındayım. Öncelikle şunu vurgulamalıyız: Org. Başbuğ’un bu gezi sırasında yaptıkları ve söylediklerinin, ordunun “gündelik siyasete karışması” olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak eleştirilmesinden doğal bir şey olamaz. Nitekim son olayda bu türden itirazlara şaşırtıcı bir şekilde CHP’nin de katılmış olduğunu gördük.

Mardin gezisi bize şunu bir kez daha gösterdi: AB reformları, Ergenekon soruşturması, askeri yargının etki ve yetkilerinin kısıtlanması gibi bir dizi gelişmeyle Türkiye’nin her geçen gün daha fazla “sivilleştiği” gerçek olmakla birlikte asker siyasetin tamamen dışına çıkmış değil ve bunun için daha fazla zaman ve emeğe ihtiyaç olacak. Kuşkusuz Org. Başbuğ’un siyasi çıkışları, örneğin selefi Org. Yaşar Büyükanıt’ınkilerle kıyaslanamaz. Bu noktada kendisinin Org. Büyükanıt’ın 27 Nisan bildirisi gibi vahim hatalarından ciddi dersler çıkarmış olduğunu da düşünebiliriz.

Her ne kadar kendisi böyle adlandırmasa da, Kürt sorununun hak ettiği gibi ülkenin ana gündem maddesi haline gelmesinin Org. Başbuğ’un belki de en büyük avantajı olduğunu söyleyebiliriz. Zira Org. Başbuğ’un yıllardır, bu sorunun “terörle mücadele” dışındaki boyutları üzerine de kafa yormakta olduğunu ve sonuçta bugün devlette bu konuya “en hakim” kişilerden biri haline geldiğini biliyoruz. Org. Başbuğ’un, bu sorununun sadece silahla çözülemeyeceğini açıkça kabul etmesi ve siyasi iktidarın diğer çözüm arayışlarına yeşil ışık yakmasının, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “tarihi fırsat” tanımlaması yapmasında, son derece etkili olduğu ortadadır.

Mutabakat var mı?

Ne var ki hükümetin “Kürt açılımı” na start vermesinden bu yana yaşananlar ve en son Org. Başbuğ’un Mardin’de verdiği mesajlar, devlet kurumları arasında “mutlak bir mutabakat” olmadığını çok net bir şekilde gözler önüne seriyor. Anlaşıldığı kadarıyla önümüzdeki günlerde sıklıkla dillendirilecek olan “TSK açılımın neresinde?” sorusunun cevabını kolay kolay bulamayacağız. Örneğin Başbakan Erdoğan’ın siyasi danışmanı Doç. Yalçın Akdoğan, Pazar günü Star Gazetesi’nde bu soruyu “Asker, bu sürecin ne başında, ne dışındadır” diye cevapladı. Kürt açılımında kritik bir rol oynadığı belli olan Doç. Akdoğan, “TSK, hükümetin de paylaştığı bir kısım hassasiyetleri ortaya koyarak bir duruş sergilemiştir. Bu duruş, kanaatimce sürece karşı olmak, hükümetin ulaşmak istediği hedefi paylaşmamak anlamına gelmemektedir” diyor. Fakat daha ileri gidip “hükümetin ulaşmak istediği hedefi paylaşmak anlamına gelmektedir” diye de yazamıyor.

Gözlediğim kadarıyla birçok “kırmızı çizgi” de hükümet ile TSK ortak düşünmekle birlikte atılması söz konusu olan kültürel ve siyasi adımlar noktasında aralarında ciddi görüş ayrılıkları mevcut. Durumu şöyle özetleyebilirim: Hükümet eğer Org. Başbuğ’un çizmiş olduğu çerçeveyi kabul edecek olursa, büyük iddialarla deklare ettiği açılımı gerçekleştiremez.

Çıkış mümkün



Peki ne olacak? Bir taraf çizgileri daha da kızıllaştırmaya çalışırken, diğeri bunları pembeleştirmekle mi uğraşacak? Böylesi bir durumda açılımın devlet içi çekişmelere kurban gideceği bellidir. Fakat bu tür bir açmazdan kurtulmak sanıldığı kadar zor olmayabilir. Doç. Akdoğan aynı yazıda öncelikli hedef olarak “terör sorununun öncelikli gündem maddesi olmaktan düşürülmesi”ni gösteriyor. Gerçekten de bir şekilde PKK’nın silahsızlandırılması başarılabilirse -ki bu yönde birçok koldan çok yoğun ve çoğu “örtülü” çalışmalar sürdürüldüğünü biliyoruz-, yani “terör sorunu” devre dışı bırakılabilirse, Kürt sorununun demokratik çözümü çok daha kolay olacaktır. En azından çözüm tartışmaları silahların gölgesinde yapılmayacak, bir dizi kültürel ve siyasi adım “bölünme” kaygıları yerine bir barış ortamında atılabilecektir. Bu nedenle PKK’nın kayıtsız şartsız silah bırakması çağrısını bıkmadan tekrarlamakta yarar var.

 

Yorum:

Kabul etmek gerekir ki ülke siyasetinde açıktan olmasa da önemli bir etkiye sahip olan TSK için PKK yanlı talepleri hoş karşılamak ve bölücü olarak nitelendirilen kişilerle masaya oturmak kabul edilebilecek teklifler değildir. Daha önceki genelkurmay başkanlarından daha ılımlı ve yapıcı adımlarla hareket eden Başbuğ için bile bunlar düşünülemez. Ancak iş uzayıp, bir sonuca varılmayınca, bu bekleyiş süreci ister istemez hem hükümeti, hem askeri hem de halkı yıpratıyor.

Genel tutumun aksine ben askerin ülke siyasetinde etkili olmasından rahatsızlık duymuyorum, aksine bunu gerekli hatta kaçınılmaz buluyorum. Siyasi veya kültürel iyileştirmelerden önce mevcut terör sorununu çözmeliyiz ki diğerleri anlam kazansın. Bunu hükümetin tek başına (kimi buna “Demokratik yollarla” diyor ki, bunun manasını henüz çözebilmiş değilim), askerin müdahalesi olmadan yapmasını umanlar varsa, bir ara uyansalar iyi olur zira dünya henüz o kadar iyi bir yer olmadı!

Adı çoktandır önemini yitiren, içeriği ise tam bir muamma olan bu açılımın, artık hakikaten açılması dileğiyle!

 

Tayibet Erzen






Sayı: 16 | Tarih: 27.09.2009
Ahmet Hakan
Başın öne eğilsin Can
1159 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Nazlı Ilıcak
Siyaset, düşman ve dost
1114 Okunma
Fatma Karuç
Yılmaz Özdil
Kevın...
1094 Okunma
Leyla Okta
Fehmi Koru
İktidarları şangur şungur
1077 Okunma
Ahmet Kirtekin
Oktay Ekşi
Yine o bahis
1059 Okunma
Vahap Alma
Hayrettin Karaman
Dindarlık, Kadınlık ve Eğitim
1058 Okunma
Hilmi Altın
Ruşen Çakır
TSK açılımın neresinde?
1053 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Taşgetiren
Doyumsuz 10 gün-3
1038 Okunma
Zübeyir Erol
Mehmet Şevket Eygi
Tarikat Evliyası
1032 Okunma
Emine Hocaoğlu
Fikret Bila
Avşar olayı ...
1023 Okunma
Harun Özdemir
Bekir Berat Özipek
Erdoğan açılıma nereden başlamalı?
1020 Okunma
Bünyamin Demir
Toktamış Ateş
Parlamentarizm ve devlet başkanı
1007 Okunma
Osman Eskicioğlu
Mehmet Niyazi
Atatürkçüler ve liberaller
1005 Okunma
Abdurrahman Erol
Ali Bulaç
Somalili korsanlar
997 Okunma
Ahmet Yasir Erol
Reşat Nuri Erol
Sistemsizlik ve gelişmeler...
991 Okunma
Ilker Ardic
Mahir Kaynak
Kırılgan Ekonomi
964 Okunma
Süleyman Karagülle
Ahmet Altan
Aaa, büyük devlete bak..
953 Okunma
Özer Ataç
Can Ataklı
İşe bakın Araplar bize biz onlara özeniyoruz
950 Okunma
1 Yorum
Mesut Karaaytu
Zülfü Livaneli
Siz olsanız ne yaparsınız?
938 Okunma
Ali Bülent Dilek


© 2024 - Akevler