Haydi yolcular tamire
1061 Okunma, 0 Yorum
Can Ataklı - Vatan
Mesut Karaaytu

Son zamanlarda çeşitli nedenlerle sık sık uçmak zorunda kaldım. Bunların hepsi de iç hatlardı. Bilet alınırken artık Türk Hava Yolları olmamasını tercih ediyorum. Ama bazen zorunlu oluyor ve çilemi de çekiyorum.

Neden çile? Çünkü son iki ayda en az 10 kere havaalanlarından geçtim ve yarım saatten az rötar yapan THY uçağına hiç denk gelmedim.

Bir kere, iki kere belki anlaşılabilir ya da bana “Sana öyle denk gelmiştir” diyebilirsiniz. Ama binsem de binmesem de havaalanına gidince tabelada kimin rötar yaptığı, kimin vaktinde kalktığı görülüyor.

Ama son “rötarlı” seferim açıkçası evlere şenlikti. İlk kez uçağa henüz üç aylıkken binmişim. Hatırladığım uçak seyahatini ise 5 yaşındayken yapmıştım. Ama bugüne kadar böyle bir şey hiç başımıza gelmemişti.

Geçen hafta pazartesi akşamı. Saat 17.00 uçağı ile Ankara’ya gidiyorum. Bülent Tanla ile birlikteyiz. Tanla alana benden önce gelmiş, beni görür görmez müjdeyi verdi, “40 dakika rötar var” dedi. Ne yapacaksın, oturduk bekliyoruz. Derken rötar süresi bir saate çıktı. Uçağa bindiğimizde saat 18.20 idi.

Derken kapılar kapandı. Uçak hareketlendi piste doğru, gidiyoruz. Ama o da ne? Uçağımız diğer uçakların kalkış yaptığı pistin aksine doğru gitmeye başladı. Gittik, gittik, gittik, öteki uçtaki hangarların ve THY bakım merkezinin önüne kadar geldik.

Nihayet kaptan anons yaptı: “Uçağımızdaki teknik bir arızayı giderip hemen hareket edeceğiz.”

Camdan bakıyorum. Teknisyenler, tıpkı otomobil tamircileri gibi çantalarıyla geldiler. Soldaki motorun kaputu açıldı. İçinde uğraştılar. 15 dakika sonra kaput kapandı. Bu kez motorun yeniden ısınması için 15 dakika bekledik.

İşte böyle bir olay başıma ilk kez geliyor. Düşünsenize, tam kalkarken tamircinin kapısına gidiyorsunuz. İnsanda moral mi kalır. Neyse ki uçakta kimse bu durumu mesele yapmadı da havalanıp Ankara’daki televizyon programına yetiştik.

Oysa uçağın sesini beğenmeyip geri döndüren yolcular olduğunu biliyorum. Ya onlardan biri uçakta olsaydı. Gazetelere manşet olmuştuk herhalde.


Yorum

Değerli arkadaşlar yazarımız gene izinde olduğundan geçmiş yazılarından birisini koymak zorunda kaldım. Yazarımızın izinden bir an öce dönmesi dileğiyle daha güzel yazılarda buluşmak temennisiyle. Allah, a emanet olunuz selam ve dua ile



 

Mesut Karaaytu






Sayı: 14 | Tarih: 13.09.2009
Hayrettin Karaman
Dinden dönen öldürülür mü?
1355 Okunma
Hilmi Altın
Reşat Nuri Erol
Kriz nasıl çözülür?
1267 Okunma
Ilker Ardic
Ahmet Altan
Güçlü Devlet, Öyle mi?
1184 Okunma
Özer Ataç
Nazlı Ilıcak
Kahpe felek! Peki kul hatası yok mu?
1172 Okunma
Fatma Karuç
Toktamış Ateş
Emek en yüce değerdir
1166 Okunma
Osman Eskicioğlu
Ahmet Hakan
Umreden mahrem notlar
1161 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Şevket Eygi
Cumhurbaşkanının Küçük Oğlu
1133 Okunma
Emine Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Üç seçenek
1133 Okunma
Süleyman Karagülle
Ahmet Taşgetiren
Bu uyarıyı dinleseydik...
1110 Okunma
Zübeyir Erol
Ruşen Çakır
PKK ne yapmak istiyor?
1101 Okunma
Tayibet Erzen
Fehmi Koru
Günahsız olan ilk taşı atsın
1085 Okunma
Ahmet Kirtekin
Mümtazer Türköne
Baykal 'açılım'a karşı mı?
1084 Okunma
Arif Ersoy
Fikret Bila
Bir Veli Göçer buldun mu, tamamdır!
1079 Okunma
Harun Özdemir
Oktay Ekşi
Susturamazsınız
1076 Okunma
1 Yorum
Vahap Alma
Can Ataklı
Haydi yolcular tamire
1061 Okunma
Mesut Karaaytu
Zülfü Livaneli
12 Eylül’ün attığı taş
1047 Okunma
Ali Bülent Dilek
Murat Bardakçı
'Aziz Allah' dedirten ezanlar dinleyene artık 'Lâh
1044 Okunma
Recep Yıldırım
Yılmaz Özdil
Küre'selleşme...
1029 Okunma
1 Yorum
Leyla Okta


© 2024 - Akevler