10.09.2009
Muhterem Cumhurbaşkanımızın küçük oğlu Mehmet Emre Gül, Kayseri'ye maça gidecekmiş. Başbakanın uçağıyla... Hareket vakti gelmiş, Başbakan ve yanındakiler bekliyorlar, Mehmet Emre ortada yok.
Mehmet Emre ihmalkârlık etmiş, vaktinde yola çıkmamış. Ankara'nın trafiği berbat. Bakmış ki, otomobille yetişmesi mümkün değil, motosikletli bir polise "Ben Cumhurbaşkanının oğluyum, beni havaalanına götür" demiş.
Polisin terkisine binmiş, tam hızla havaalanına...
Başbakan yarım saat beklemiş...
Nihayet yetişmiş, hemen uçağa binmişler ve hareket etmişler.
Düşündürücü hususlar:
1. Cumhurbaşkanının oğlu da olsa, polise beni havaalanına götür demek doğru mudur?
2. Polisin bu isteği kabul etmesi doğru mudur?
3. Mehmet Emre başında kask olmadan yolculuk etmiş. (Fotoğrafları yayımlandı...)
4. Başbakanı yarım saat bekletmesi doğru mudur?
Farz edelim buna benzer bir hadise, Hz.Ömer el-Fâruk'un hilâfeti zamanında vukua gelmiş olsaydı, Âdil Halife oğluna ve polise ne yapardı?
Devlet büyüklerimizin eşleri, oğulları, kızları, damatları, gelinleri, kardeşleri, yakınları çok dikkatli hareket etmelidir. Dostların da düşmanların da gözleri onların üzerindedir.
Muhterem Cumhurbaşkanımızın mübarek Ramazanlarını tebrik ediyor, anlattığım hadise ile ilgili olarak halka bir açıklama yapmasını bekliyorum. Hürmet ve selâmlarımla.
Yaş sınırı kaldırılsın kampanyası
Bir grup din kardeşimiz, hayırlı bir kampanya başlatmışlar, çocuklara verilen Kur'ân ve Din derslerindeki 12 yaş sınırının kalkması için imza kampanyası açmışlar. Kendilerini tebrik ediyor, bütün hayırlı işlerinde başarılar diliyor, bütün Müslümanların "tıklamak" suretiyle bu kampanyaya katılmalarını âcizâne ve nâçizâne tavsiye ediyorum.
Yassinirikaldirilsin.blogspot.com
Müslüman ailelerin çocuklarına din ve Kur'ân dersi verdirmelerine kısıtlama getirmek evrensel insan haklarına aykırıdır.
Din, inanç, vicdan, inandığı gibi hayat sürebilmek hürriyetine aykırıdır.
Devletimizin, vatanımızın, halkımızın selâmetine, huzuruna, dirlik ve birliğine aykırıdır.
Sağduyuya aykırıdır.
Küçük çocuklarınıza, konuşmaya başladıkları günden itibaren, islâmî pedagoji kurallarına uygun olarak din, iman, Kur'ân dersleri verilmelidir.
Sizlere bir şey söyleyeceğim, bana güveniniz, çocuklara daha ana karnında iken Kur'ân dinletiniz. Çünkü henüz annesinin rahminde olan minicik varlık Kur'ân'ı duyar, Kur'ân'dan feyz alır, Kur'ân'dan istifade eder.
Küçük çocuklara verilen din, iman ve Kur'ân dersleri İslâmî pedagoji ilkelerine uygun olmazsa faydası az olur, hattâ maazallah bazen aksi netice verir.
Din korkutma ile öğretilmez.
Din sevgi ile öğretilir.
Küçük çocukların apayrı dünyaları vardır. Bu dünyayı bilmeyenler çocuklara gereği kadar ve yeterli miktarda yararlı olamaz.
Müslümanlar çocuklarına Müslüman ismi vermelidir.
Olgaç, Tolgaç, Fetroş, Minnoş gibi isimleri vermek doğru değildir.
İsimle müsemma arasında sırlar vardır.
Fransa'da Katolik Bayard yayınevi, üç yaşındaki çocuklar için resimli (yazısız) kitaplar, albümler çıkartıyor.
Çocuğum seçme imtihanlarında birinci, yedinci, 28'nci oldu gibi övünmeleri bırakalım.Çocuğum imanlı mıdır ona bakalım. İmanı yoksa, seçme imtihanında birinci de olsa ebedî saadetini yitirecek ve cehenneme gidecektir.
Din ve Kur'ân derslerinde 12 yaş sınırını kaldırsak bile mesele bitmiş olmaz. Önemli husus, bu dersleri başarılı şekilde verecek uzman, ehliyetli, liyakatli hocalar bulunmasıdır.
Müslüman milletvekilleri bu hususta gereken gayreti göstermelidir.
Birtakım Müslüman politikacılar, seçimlerden önce halka verdikleri sözleri tutmalıdır.
Yorum:
Cumhurbaşkanının küçük oğlunun yapmış olduğu bu davranışı ben de doğru bulmuyorum. Ayrıca yazarında dediği gibi dostların da düşmanların da gözleri onların üzerinde olmasından dolayı, devletin malını kullanırken çok dikkatli olmasının gerekli olduğunu ve örnek teşkil ettiklerinden dolayı bence devlet büyüklerimizin yakınlarının çok dikkatli ve hassas olması gerekmektedir.
Ayrıca yazarın değinmiş olduğu Kuran ve din dersleri konusundaki 12 yaş sınırının kaldırılması konusuna bende destek veriyorum. Yukarıdaki internet adresine tıkladım. Bu yazıyı okuyan arkadaşlarımızın da destek olmaları dileğiyle… Selamlar