03.09.2009
Bakar mısınız Allah’ın işine! Sen tut Hürriyet’e geçiş yapıp yönünü “Doğu”dan “Batı”ya çevir... Ve karşına hep, “Hadi Ahmet Hakan, Doğu’ya gidelim” teklifi çıksın...
Sen “Hadi Ahmet Hakan... U2 konserine Zagrep’e gidiyoruz” ya da “Hadi... Madonna için Sofya’ya sefer var” tekliflerinin hayalini kur... Ve karşına “Hadi Ahmet Hakan... Beraber umreye gidelim” teklifi çıksın... Sanırım ben istesem de esaslı bir dönüş yapamayacağım... Çünkü “Doğu”, bir kez girdi mi adamın kanına, çaresi yok ilelebet kalır orada...
* Sekiz yıl önce gelmiştim “Kutsal Topraklar”a... Hac zamanıydı... Mekke’den Medine’ye Prof. Ahmet Davutoğlu ile yolculuk yapmış, Medine’de iki gün geçirmiştik... 8 yıl önceye göre hem Mekke’de, hem de Medine’de büyük değişimler olmuş... Binalar daha da yükselmiş ama en azından organizasyondaki boşluklar biraz olsun telafi edilmiş.
* Bu sefer büyük bir sorumluluk duygusu ile dopdoluyum... O kadar ki kendimi “Harameyn”den, yani “Mekke ile Medine”den sorumlu gibi hissediyorum... Aklım fikrim Ertuğrul Özkök’te... “Acaba etkilenecek mi? Acaba Kabe’yi gördüğünde bir büyük inkılap geçirecek mi?” diye düşünüyorum... Ve gezinin sonunda benim çıkardığım sonuç şudur: Bir Münip Engin Noyan ya da bir Yaşar Alptekin tavrı geliştirmese de, etkilendi Ertuğrul Bey...
* Herkes bana “Ertuğrul Özkök’ün değişimi” üzerine sorular soruyor... Şöyle söyleyeyim: İlk dakikalarda “Lawrence of Arabia” havasındaydı... Aşırı emperyal ve koloniyal takılıyordu... Sonra ihrama girdi, dualar etti, tavaf yaptı, say yaptı, dünyanın en büyük iftar sofrasında siyah, beyaz, çekik gözlü insanların arasında iftar yaptı... Ve yüzüne bir nur indi...
* İslam’da “müellefe-i kulüp” diye bir tabir vardır... “Kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler” anlamına gelir... Bu tür kimselere zekat verilir, İslam’a karşı yumuşaması sağlanır, ayrıcalık tanınır... Ertuğrul Özkök’e umre sırasında ilgi o kadar büyüktü ki, bir an “Herhalde müellefe-i kulüp muamelesi yapıyorlar” diye düşündüm...
Yorum:
Ahmet Hakan ile Ertuğrul Özkök’ün umre ziyareti çok dikkat çekti. Burada ilginç olan durum yüzünü batıya çeviren Ahmet Hakan’ın tam batıya dönemeyip zaten batıya dönük olan Ertuğrul Özkök’ün doğuya dönmesi ve buna Ahmet Hakan’ın vesile olmasıydı.
Ertuğrul Özkök’ün konumunda olan bir kimse bu ziyareti kendi kendine yapmazdı. Ancak ona bu konuda arkadaşlık yapacak birisi bu ziyareti gerçekleştirmesini sağlayabilirdi. Bu da ancak Ahmet Hakan olabilirdi.
Basında bu ziyaretin reklam koktuğu, reyting için yapıldığı çok konuşuldu. Ben buna katılmıyorum. Burada Ertuğrul Özkök ve onun konumunda olan kimselerin bilinçaltlarında artık batıdan hayır gelmeyeceğini anlamaya başlamaları, doğuyu öğrenme, nüfus cüzdanlarında yazan dini merak etme, aslını araştırma çabası var bence.
Ahmet Hakan Ertuğrul Özkök’e müellefe-i kulub muamelesi yapıldığını söylüyor. Kuran’daki terminolojiye göre ise Ertuğrul Özkök zaten Müslüman, sadece mümin değil. Aksi halde umrede işi ne?
Bu umre hadisesi bana göre sevindirici. Kendilerine servis edilen bilgilerle İslamiyet hakkında fikir sahibi olan insanların artık bunlara güvenmeyip, doğrudan bilgi sahibi olma çabaları bence çok güzel bir adımdır.
Bu olaya vesile olan Ahmet Hakan’ın başka kimselere de vesile olması duasıyla.