KUR’AN SEMİNERLERİ; 185. SEMİNER İstanbul, 16 Kasım 2002
BORSA
Faizli sistemde şirketin kurulması
Bankanızda krediniz var ve bir milyon dolarınız da varsa, 100 milyon dolarlık bir anonim şirketi kurabilirsiniz. Bankaya bir milyon faiz verirseniz bankadan 25 milyon dolarlık üç aylık kredi alırsınız. Ticaret Bakanlığı adına bloke eder ve üç ay içinde 100 milyon dolarlık anonim şirketinizi kurarsınız. Kurulduktan sonra bankadan 25 milyonu çeker ve kredinizi itfa edersiniz. Şimdi bir milyon dolarla 100 milyon dolarlık şirketin hisse senetleri elinizdedir.
Hisse senetlerinin satılması
Hisse senetlerini başlangıçta bir fiyatla satmaya başlarsınız. Her hafta bedelini artırırsınız. Eğer basın sizi destekliyor ve reklamını yapabilirseniz, hisse senetlerinizin fiyatlarını gittikçe artırarak satarsınız. Senetlerin değerleri artıyor diye halk rağbet gösterir ve senetler satılmaya başlar. Bu arada yatırım yapmaz, senetleri geri de alırsınız. Böylece faizden fazla getirisi olunca halk senet almaya başlar. Senetleriniz satılır. 25 milyonluk hisse senetlerini satarsınız.
Yatırımın yapılması
25 milyonluk sermaye elde ettikten sonra senetleri geri almayı durdurursunuz. Almazsınız, satmazsınız. Bunu yatırıma çevirir ve fabrika kurarsınız. Böylece halktan toplanan küçük sermayeler bir fabrika olur, işletme olur. Para tekrar halka dönmüş olur. Halk hisse senedi sahibi olmuştur. Sonunda emek karşılığı aynı para yine kendilerine dönmüştür. Halk yatırım yapmıştır. Yatırımcının elinde bir fabrika ve 75 milyonluk hisse senedi daha durmaktadır.
Döner sermayenin elde edilmesi
Yatırımcı elindeki 25 milyonluk hisse senetlerini aynı usulle zamanla değerini artırarak satar. Geri almaya da devam eder. Halk faizde daha çok kâr görünce hisse senetleri almaya başlar. 25 milyonluk hisse senetleri satılınca senet alış ve satışı durdurulur. Bununla fabrika çalıştırılır. Üretime geçilmiş olur. Yatırımcı kârı ortaklarına dağıtmaya başlar. Böylece halktan önce alanlar alıştan kâr ederler. Bundan başka her yıl herkes kârdan pay alır.
Yatırımcı aslan payını alır
Yatırımcı hiçbir karşılık vermemiş olduğu halde şirketin hâlâ yarı hisse senetlerine sahiptir. Böylece kârın yarısı müteşebbise ait olmaktadır. Bunun yanında şirketi yönetme hakkı da yatırımcıya ait olmaktadır. Böylece bir milyon sermayesi varsa, banka ve basın onu destekliyorsa, yatırımcı büyük firma olur. Fabrikalar kurulur ve üretim devam eder. İşte kapitalizm düzeni budur.
(Bunu 1. şekilde gösterelim.)
Üretimi durdurma
Büyük fabrikalar bol üretim yaparlar, piyasa doyar, mallar ucuzlar ve satılmaz olur. O zaman fabrikadaki üretimin durdurulması gerekir. Yatırımcının elinde para toplanmaya başlar. Yatırımın durması yatırımcı için bir zarar değil ama çalışanlar için büyük sıkıntı yaratır. Bu da kıdem tazminatı, işsizlik sigortası, grev ve lokavt müesseseleri ile dengelenir.
Senetlerin geri alınması
Yatırımcı elindeki senetleri ucuz fiyatla satmaya başlar. Gittikçe ucuzlatır. Halk senetler ucuzluyor diye elden çıkarmaya başlar. Bu sefer almaya başlar. Böylece 25 milyonluk senedi ucuz fiyatla geri almış olur. Bu suretle gerçek değerinden ucuz almakla kâr etmiş olur. Stoklar eriyince bu sefer önce her gün fiyatları artırarak senetlerini satmaya başlar. Senetler kâr ediyor diye fiyatlar yükselir. Elindeki 25 milyonluk hisse senetlerini daha kârlı olarak satar. Böylece üretirken kâr eder. Satarken kâr eder. Alırken kâr eder. Halk ise sadece üretirken kâr etmekte, diğer zamanlarda zarar etmektedir.
(Bunu da bir grafikle gösterelim.)
SİSTEMİN DENGESİZLİĞİ
Tekel oluşmadan önce bu sistem normal çalışır. Hep kazanmakta olan sermaye sonunda tekel oluşturur. Pazar bulunamayınca üretim durur. İşsizlik ortaya çıkar. Mallar satılamaz. Senetler de satılmaz. Böylece kriz dönemi başlar.
1930’larda böyle bir kriz bütün dünyayı perişan etmişti.
ADİL DÜZENDE BORSA
Tesis kredisi
Kredi şirkete verilmez, tesise verilir. Kamu bankaları tesislere ait senetleri alıp satar. Önce kapitalizm sisteminde olduğu gibi senetler artırılarak alınıp satılır. Elde edilen para ile yatırımcı tesisleri yapar. Yatırımcı sadece bu işi yaptığından dolayı kendisine tesislerden pay verilir. Tesis ise alanların olmuş olur. İşletmeci yatırımcıdan farklıdır. Tesis hisse senedine sahip olanlar kira payına ortak olur, zarara katılmaz. Kira az veya çok olur. Senetler iade edilince gelen kira payı yükselir. Senetler satılmaya başlar. Senetler satılınca kira payı daha fazla hisse senetlerine bölüneceği için azalır. İade olur. Sonunda bütün senetleri devlet geri satın alarak tesis devlete kalır. Devlet üretimden aldığı amortisman payı ile zararlarını kapatır. Kredi faizsizdir.
Sipariş kredisi
İşletme kredisi sipariş kredisi olarak verilir. Sipariş alan fabrikalara kredi verilir ve bu sayede işletme yapılmış olur. İşçinin parasını öder. Ham maddenin parasını öder. Bu kredi de faizsizdir. Devlet ekonomiye müdahale etmiyor, ancak krediyi öyle veriyor ki ekonomik denge kurulsun. Krediyi de faizsiz veriyor. Para değerini koruyor.
Türkiye’deki durum
Türkiye’deki ekonomi “halk ekonomisi”dir. Borsa ise tamamen dışa bağımlı tekel tarafından oynanmaktadır. Borsanın reel ekonomi ile ilişkisi yoktur. Sadece paranın değerini dengesizleştirme dışında işe yaramamaktadır. Yani, borsanın halk ekonomisini bozma dışında bir dengesi yoktur.
Çözüm
Borçlanma altın değeri üzerinden, ödemeler TL üzerinden olmalıdır. Böylece o oynamalar Türk ekonomisini de korur. Bu çözümü iktidarlar yapamamaktadır. Çünkü iktidarları halk seçiyor ama onlar sömürücülerin temsilcileridir.
Halkın çözümü
Türk halkı bu sorunu çözebilir. Parti, tarikat yahut YİMPAŞ gibi şirketler bu sorunu çözebilir. Mevcut olan fabrikaların hisse senetleri halk tarafından alınır. Faaliyete geçer. Böylece ekonomik hareket doğmuş olur.
Çalışmamakta olan tesislere sahip olan şirketlerin hisse senetlerini değerini artırarak almaya başlarlar. Halk kâr ediyor diye bu senetleri almaya başlar. Bu yolla oluşan sermaye Adil Düzene göre işletmeye açılır. Artık senetler yüksek fiyatla satılmaya başlanır. İlk finansörler ucuza aldıkları hisse senetlerini daha yüksek fiyatla satarak kâr etmiş olurlar. Başka tesislerin hisse senetlerini almaya başlarlar. Böylece tüm ülkeyi faal hâle geçirebilirler.