MATEMATİK
0*0=0 0*1=0 1*0=0 1*1=0
0+0=0 0+1=1 1+0=1 1+1=1 Mantığı oluşturuyordu.
1+1=10 yaparak Matematiği kurmuştuk.
10110 gibi sıraya dizerek kümeleri oluşturduk. -1/0 den başlayarak +1/0 varan sayı kümesine zahiri sayılar cismi denmektedir. Buna benzer batıni sayılar cismi de tanımlanır. Her zahiri sayıya karşı kök –1 ile bağlantı kurulacağına göre ve tüm sayılar cismi veya kendi kendine yeterli sayılar cismini oluştururuz. Bu zihnimizde oluşan kâinatın dışarıda yani fiili karşılığı olan bir kâinatı düşünmeye başlayalım. İşte Allah böyle bir kâinatı varetmiştir. Tanım şöyledir: Bir zahiri sayılar cismini karşılayan gözle görebildiğimiz elle tutabildiğimiz bir varlık vardır. İki sayı arasındaki farka “uzaklık” demekteyiz. İki sayının bulunduğu yere “uç” veya “nokta” diyoruz. Bu sayılar cismini temsil eden varlığa “doğru” diyoruz. 1/0+a=1/0 dir yani sonsuza bir şey eklersek veya çıkarırsak sonsuz değişmez. Öyle ise sayılar cismine doğrunun istediğimiz noktasını karşılık yaparız.1/0*a=1/0 dir. O halde doğrunun ikinci noktasını da istediğimiz sayıyı tekabül ettirebiliriz.
Bu iki belirlemeden sonra doğru sayılar cismine denktir. Sayılar cisminin her birini bir değişken ile belirlersek demek ki bir değişken bir doğruyu gösterecektir. Sadece iki nokta değişkenin iki sayısına biz tekabül ettiririz. Diğerleri kendileri tekabül eder. İki sayı arasındaki farka “uzaklık” diyeceğiz. Doğru üzerinde yaptığımız ölçmeler hep sayılar arasındaki ilişkiyi gerçekleştirir. Yani Allah doğruyu bizim zahiri sayılar cismine uygun varetmiştir. Bunun böyle varedilmesi zorunlu değildir. Mesela, bir daire üzerinde sonsuz sayıyı bulamayız. Aslında kainatta doğru yoktur. Matematikte vardır. Ama yarıçapı çok büyük olan kainattaki daireleri biz doğru olarak görürüz. Başka türlü ölçme imkanımız yoktur. Ancak galaksiler arası ölçme yaptığımızda doğrunun eğri olduğunu anlarız. Buradan çıkaracağımız önemli bir sonuç vardır. Beynimizdeki matematik ancak bize yetecek kadar kainata analogdur. Takrîbidir. Tamı tamına değildir. Çünkü kainatta sonsuz yoktur. Oysa bizim beynimiz sonsuzu içeren matematiği kolay hesaplayabilmektedir. Bilgimiz bize yetecek kadar doğrudur.
0+1=1 üretmesiyle bir diziyi üretelim. 0+1=1 başka sayılar dizisini üretelim.
0 ve 1 aynı ise bu iki sayılar sistemi birbirinin aynı olacaktır. Buna çakışık iki doğru tekabül eder.
0+1=1 0+1=1 lerde 0 lar aynı ama 1 ler farklı ise buna “kesişen iki sayı sistemi” diyoruz, yahut “kesişen iki doğru” diyoruz. 0 ve 1 ler farklı ise bunlara “aykırı sayılar cismi” diyoruz yahut “aykırı doğru” diyoruz. Şimdi bu tanımlardan sonra uzayları tarif edelim:
İki bir boyutlu uzayın ortak bir noktası varsa bunlar iki boyutlu uzayı temsil ederler. Bu iki boyutlu uzayın noktaları x/a+y/b=1 denklemi ile ifade edilir. Burada a u doğrusu üzerinde alınan bir noktayı, b v doğrusuüzerinde alınan bir noktayı belirler. Denklem ise bu iki noktadan geçen doğrunun üzerindeki noktaları belirler. Gerçekten x=0 iken y=b dir. y=0 iken x=a dır. Bu denklemde x ve y gibi ikili bir takım bir noktayı belirler. Şimdi ayını 0 noktasından geçen ama bu düzlemde bulunmayan bir doğruyu alalım. Bu da üç boyutlu uzayıtemsil eder. BUNA GÖRE TANIMLAR YAPALIM:
x/a= 1 denklemi bir boyutlu uzayda bir 0 boyutlu uzayı tanımlar.
x/a+y/b= 1 denklemi iki boyutlu uzayda bir bir boyutlu uzayı tanımlar.
x/a+y/b/z/c= 1 denklemi üç boyutlu uzayda bir iki boyutlu uzayı tanımlar.
x/a+y/b/z/c/u/d= 1 denklemi dört boyutlu uzayda bir üç boyutlu uzayı tanımlar.
x/a+y/b/z/c/u/d+v/e = 1 denklemi beş boyutlu uzayda bir dört boyutlu uzayı tanımlar.
Yukarıdan aşağıya doğru da gelebiliriz.
x/a+y/b/z/c/u/d+v/e= 1 denklemi beş boyutlu uzayda bir dört boyutlu uzayı tanımlar.
x/a+y/b/z/c/u/d= 1 denklemi dört boyutlu uzayda bir üç boyutlu uzayı tanımlar.
x/a+y/b/z/c= 1 denklemi üç boyutlu uzayda bir iki boyutlu uzayı tanımlar.
x/a+y/b= 1 denklemi iki boyutlu uzayda bir bir boyutlu uzayı tanımlar.
x/a= 1 denklemi bir boyutlu uzayda bir 0 boyutlu uzayı tanımlar.
Diğer bir ifade ile: Bir değişken bir doğru üzerinde bir noktayı. İki değişken bir düzlem üzerinde bir noktayı. Üç değişken üç boyutlu hacim içinde bir noktayı. Dört değişken dört boyutlu uzay içinde bir noktayı. Beş değişken beş boyutlu uzay içinde bir noktayı tanımlar.
Farklı varlıkların oluşması için bir boyutlu uzaya gerek vardır. Hareketin olabilmesi için bir üst boyutlu uzaya ihtiyaç vardır. Kesişmeden hareket için üç boyutlu uzaya ihtiyaç vardır. Üç boyutta hareket için dört boyutlu uzaya ihtiyaç vardır. İradeli hareketin olması için beş boyutlu uzaya ihtiyaç vardır. Bunları ileride göreceğiz. Kâinat beş boyutludur. Kur’an üç boyutlu kâinatımıza “semavat ve arzın kuturları” demektedir. Dört boyutlu uzaya “kürsi”, beş boyutlu uzaya “arş” demektedir.
Yayına Hazırlayan: REŞAT NURİ EROL SÜLEYMAN KARAGÜLLE